Geleneksel din'e karşıtlıktan modern ilahları kutsamaya
Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Kemalizm’in 10 Kasım anmalarına bu yıl da devam edildi. Trafikler durduruldu. Sirenler çaldı. Toplu taşımada niye ayağa kalkmıyorsun tartışmaları yaşandı...
HAKSÖZ HABER
Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Kemalizm’in 10 Kasım anmalarına bu yıl da devam edildi. Trafikler durduruldu. Sirenler çaldı. Toplu taşımada niye ayağa kalkmıyorsun tartışmaları yaşandı veya yaşanacak… Hepsi bir yana, sonuçta bir günlük gibi görünen bir anmadan bahsediyoruz kime ne diyebilirdik!
Ancak böyle diyemeyiz çünkü hayatımızın her noktasına sirayet etmek isteyen bir din var karşımızda. Seküler Kemalizm dini.
Mustafa Kemal’i anmak için Türkiye’de belli bir güne ya da sebebe ihtiyacı olmayan geniş bir kesim var. Dağa taşa, buluta veya havadaki dumana bakarak Mustafa Kemal’i görmüş olabilirsiniz. Ve artık o gün veya o hafta bu görme eylemi onu konuşmanız/anmanız için size yeter. Bütün bir zaman dilimi boyunca Mustafa Kemal’in iyi eylemlerini veyahut şöyle iyi bir liderdi, bizim için şunları yaptı gibi cümleler duyacağımızı düşünmek aldatıcı olabilir.
Duyacağınız cümleler, “Defolun gidin, sevmeyen yaşamasın, sevmek zorunda değilsin ama saygı duymak zorundasın, sizi Arap seviciler, Yallah Arabistan’a, laiklik bu ülkenin teminatıdır, yasalara uymak zorundasın, ayağa kalkmak zorundasın, bulunduğun bu anı sana o sağladı, olmasaydın olmazdık ve buna benzer daha birçok ayrıştırıcı, def edici, ötekileştirici, aşağılayıcı cümleleri seküler dinin müntesiplerinden veya hayranlarından duyabilirsiniz.
Ve bunlar modern, çağdaş, laik, eşitlikçi, birleştirici, özgürlük yanlısı olduğunu iddia eden kişilerin ağzından çıkan cümleler oluyor her ne hikmetse.
Hepsinden öte kendini modern veya çağdaş görme insanlarda bazı zihinsel engellere neden oluyor. Bir kere ben öyleyim sizden beriyim deyince sanki bir daha geri dönmemecesine o zihinsel kalıbın içinde kalınıyor.
Türkiye’de bazı olaylar, bazı söylemler turnusol kâğıdı işlevi görüyor. Akla kara birbirinden ayrılıyor. 10 Kasım’da bunlardan birisi.
Geleneklere, geleneksel söylemlere karşı çıkanlar yeni bir geleneği sahiplenirken hem zihinsel olarak nasıl bir girdaba yakalandığını göremiyor hem iyi ve kötü gibi birbirinden ayrılan düşünceleri etrafa saçılıyor. Tabiri caizse “niyeti” belli oluyor.
İsrafil Balcı ilahiyat eğitimi almış, bilim ve modernizm ile harmanlanmış pozitif akılla düşünen birisi. Akla, bilime ve mantığa çok önem veren Türkiye’nin ender şahsiyetlerinden birisi(!)
Hem bağnazca idealleri savunabilen hem de İslam’ı en doğru yaşayan kendisiymiş gibi davranan ve tabi ki en doğrusunu kendisinin bildiğini iddia eden zihinlerden birisi.
Geleneksel öğretilere karşı çıkarak yeniden yorumlanmasını talep eden bir akıl. Bununla beraber yeni bir geleneğe de mensup. Modern dünyanın söylemleri ve tabularını benimseyen birisinin herhangi bir geleneksele karşı çıkıyor olması ne kadar tutarlı olabilirdi ki zaten.
10 Kasım anmalarına katılarak pozitivist sloganlar atanlar, karşı olduklarını düşündükleri şeye ne kadar yakın olduklarını göremeyecek kadar bağnaz olmaktalar. Bunu kendilerine söyleyince de hala akıl, bilim ve mantıktan bahsetmeye devam ederler. Dar kalıplara sıkışan zihinlerini kurtarmak için çaba sarf ettiklerini de iddia etmeye devam ededursunlar modern geleneklere kapılıp zihinsel bocalamalara devam edecekler gibi görünüyor.
HABERE YORUM KAT