1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Gebze’den Mısır Halkına Destek Eylemi
Gebze’den Mısır Halkına Destek Eylemi

Gebze’den Mısır Halkına Destek Eylemi

Gebze'de Kent Meydanı'ndan toplanan Müslümanlar Mısır cuntasını protesto etti.

12 Temmuz 2013 Cuma 17:39A+A-

HAKSÖZ-HABER

Gebze Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu Kent Meydanı’nda gerçekleştirdiği basın açıklaması ile Mısır’daki askeri cuntayı protesto ederek, Cumhurbaşkanı Mursi ve Müslüman Kardeşler’e destek verdi.

-Platforma destek vermek amacıyla Kent Meydanı’nda toplanan  yaklaşık iki bin kişi, askeri cunta tarafından sabah namazı sırasında şehit edilen Mısırlı Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kıldı.

Platform adına Halim Yazıcı tarafından okunan basın bildirisiyle Mısır’daki askeri cunta ve ona destek veren ABD, İsrail ve Arap rejimleri protesto edildi.

Mısır’daki askeri cuntaya yönelik tepkiler yurt genelinde yayılırken, Gebze Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen basın açıklamasıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Mısırlı Müslümanlara Gebze’den de destek geldi.  Çoban Mustafa Paşa Camii’nde kılınan Cuma namazı sonrası meydanda toplanan Gebze’lilere Hasan Uyar Hoca tarafından gıyabi cenaze namazı kıldırıldı. Gebzeli çok sayıda dernek ve sivil toplum kuruluşunun destek verdiği platform adına basın bildirisini Mavi Marmara gazilerinden Halim Yazıcı okudu.

TÜM DARBECİLERİ LANETLİYORUZ

Basın bildirisini okuyan Halim Yazıcı, “Dinlerini, yaşama özgürlüklerini, düşünce özgürlüklerini henüz kazanmış Mısırlı Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu haykırmak için burada toplanmış bulunuyoruz. Bizler sadece Mısır’da değil, dünyanın her yerindeki özgürlüklere vurulan darbeleri ve darbecileri lanetliyoruz. Elbette bizler firavunlarca katledilen Hasan El-Benna ve Seyyid Kutup’ların safında olacağız. Tüm Türkiye’de olduğu gibi, Gebze’de de Mısır’da yaşanan hukuksuzluğa karşı seçilmiş meşru iktidarın yanında olduğumuzu ifade etmek için buradayız” dedi.

MISIR HALKI BU İŞİ BURADA BIRAKMAYACAK

Halim Yazıcı basın bildirisine şöyle devam etti:

“Mısır halkı bu işi burada bırakmayacaktır. Müslüman Kardeşler yapılan bu hile ve tuzaklara karşı direnecektir. Mısır’ın onurlu insanları darbe sevdalısı bu zihniyeti ülkelerinden def edecektir. Muhammed Mursi Müslümanların ve tüm kişiliğine sahip çıkan insanların onurudur ve onuru olmaya devam edecektir. İslami hareketleri engellemeye çalışan güçler, Allah’ın izni ve Müslümanlar eliyle hak ettiği cezayı alacaktır.”

BİLDİRİYE DESTEK VEREN DERNEK VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

Basın bildirisi, cuntayı protesto eden yaklaşık iki bin kişi tarafından atılan sloganlarla sık sık kesildi. Meydanda toplanan Gebzeliler, “Darbeciler Yenilecek, İslami Hareket Kazanacak”, “Defol Sisi Seninleyiz Mursi”, “İslami Hareket Engellenemez”, “Tevhid Adalet Özgürlük”, Katil İsrail Ortadoğu’dan Defol”,  Katil ABD Ortadoğu’dan Defol” şeklinde sloganlar attı. Basın açıklaması Ali Erol Hoca’nın okuduğu duayla sona erdi.

Gebze Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu’na Anadolu Gençlik Derneği, Berat Derneği, Çağrı-Der, Darıca İstasyon Eğitim Kültür ve Yar. Derneği, Din Görevlileri Derneği, Diyanet Sen, Eğitim Bir Sen, Endülüs Derneği, Erdem-Der, GİLİM DER (Gebze İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği), İlim Yayma Cemiyeti, İlkçev, İnsana Hizmet Derneği, İnsan Ve Medeniyet Hareketi ve Kemalat Der destek verdi.

GÖLCÜÖNÜ’NDE MISIR ÇADIRI KURULUYOR

Gebze Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu tarafından, Mısır’daki darbe karşıtı sivil direnişi gündemde tutmak ve destek vermek amacıyla Gölcüönü Meydanı’nda Mısır Çadırı kurulacak. Bir hafta boyunca açık kalacak çadırda Mısır’da cuntaya karşı verilen mücadeleyi anlatan görsel sunumlar yapılacak. Resim sergisi’nin de açılacağı çadırda konser verilecek, broşürler dağıtılacak.

misirla-dayanisma-1.jpg

 
misirla-dayanisma-2.jpg
 
misirla-dayanisma-3.jpg
 
misirla-dayanisma-4.jpg
 
misirla-dayanisma-5.jpg
 
Basın açıklamasının tam metni:

GEBZE MISIR HALKIYLA DAYANIŞMA PLATFORMU BASIN AÇIKLAMASI

Çok kıymetli darbe karşıtı ve mazlum halkın yanında duran şerefli Gebze Halkı!

Bugün burada Mısır cuntası tarafından gerçekleştirilen darbeyi protesto etmek için toplanmış bulunmaktayız.

Biz Ramazan ayının rahmetine yürürken, Mısır, Suriye, Filistin, Arakan ve Mali'deki kardeşlerimiz namluların, ateşin üstüne üstüne yürümektedirler

25 Ocak 2011’de diktatör Mübarek’in devrilmesi ile sonuçlanan devrim, geçtiğimiz hafta Mısır ordusunun yaptığı darbe ile kesintiye uğradı. Onlarca yıl aradan sonra ilk defa Mısır halkının özgür oyları ile seçtiği Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi despotça görevden uzaklaştırılıp, Müslüman Kardeşler cemaatinin önde gelen 400 üyesi ile birlikte gözaltına alındı. Namaz kılarken mazlum halkın üzerine ateş açıldı. Şu ana kadar 100 ün üzerinde kardeşlerimiz şehit edildi

Aynı oyun Cezayir'de sergilendi. Ona destek verenleri hatırlıyoruz. Aynı süreç 28 Şubat sürecinde Türkiye'de yapıldı. 2005'te Filistin'de aynı şeyi gördük. Benzer durum şu an Mısır'da yaşanıyor. Mısır Müslümanlar için açık bir hapishaneye çevrildi.  Ama mısır halkının direnişi devam ediyor.

Öncelikle Mısır’da gerçekleşen darbenin en önemli tarafı işgalci İsrail’dir. Darbe konuşulurken bu darbenin arkasında İsrail ve İsrail’in uluslararası işbirlikçilerinin olmadığını düşünmek eğer cehalet söz konusu değilse, kötü niyettir. Bu darbe İsrail’in zindancısı sıfatıyla Refah sınır kapısını Filistin direnişinin yüzüne kapatan Hüsnü Mübarek’e karşı, Kapı’yı Filistin direnişinin kullanımına açan Mursi’ye karşı gerçekleştirilmiştir.

Son Taksim olaylarında da görüldü ki hegemonik güçler, demokrasi masalını yeniden yazmak ya da yepyeni bir demokrasi tanımı yapmak istiyorlar. Halkın iradesinin yansıması olarak görülen seçimleri yeterli görmüyor ve demokrasi bir “uzlaşma” rejimidir diyerek kim seçilirse seçilsin bizimle uzlaşsın demek istiyorlar. Zira onlar hiçbir zaman adaletten hoşlanmazlar. Zulümle ayakta dururlar. Baskı ile ayakta dururlar. Kan ile gözyaşı ile ayakta dururlar. Hiçbir kutsalları yoktur. Bugün kendi koydukları kural aleyhlerine döndüğünde onu da hemen hukuk dışı ilan edebilirler.

Dolayısıyla SİSİ askeri darbesi Mısır üzerinden İsrail’in güvenliğini ve yıllardır Filistin halkına karşı sürdürdüğü savaş politikalarını tahkim etmek amacıyla yapılmıştır. Filistin sorunu adil bir şekilde çözülmediği ve Filistin işgali sona ermediği sürece İsrail’in komşularında yapılacak yönetim değişiklikleri bölgeye ve Dünya’ya barış getirmeyecektir. Bölge ülkeleri; ‘Arap Baharı’ etkisi ile zalim düzenlerinin yıkılabileceğinden korkarak Mısır’da darbe sürecini desteklemişlerdir. Başta Suudi Arabistan olmak üzere aile saltanatlarının hâkim olduğu körfez ülkeleri zalim yönetimleri bu komplonun işbirlikçisidirler.

Diktatörlere, emperyalistlere ve askeri vesayet rejimlerine karşı başkaldırı olan Ortadoğu intifadalarının önemli ayaklarından biri olan Mısır devrimi, askeri cunta ve İslam karşıtı Kıpti, liberal, sosyalist ve milliyetçi koalisyona terk edilmek isteniyor. Seçimle iktidardan uzaklaştıramayacakları İslamcı kadroları, askeri darbe ile saf dışı bırakmaya çalışıyorlar. Tıpkı dün Gezi Parkı eylemleri vesilesi ile ülkeyi kaosa sürükleyip hükümeti iş yapamaz duruma düşürerek iktidardan uzaklaştırmaya, boğmaya çalıştıkları Türkiye örneği gibi. Gezi parkı üzerinden darbe çığırtkanlığı yapanlara selam çakan katil Esed, İsrail, ABD ve AB; Mısır’daki askeri darbeyi timsah gözyaşları arasında Suud ve Körfez Emirlikleri ile beraber selamlamaktadırlar.

Bugün yeryüzünde zalim/ diktatör rejimlere karşı halklar uyanış ve başkaldırı sürecine girmişlerdir. Görüyoruz ki burnumuzun dibinde 100 bini aşkın kardeşimizi katleden ve milyonlarcasını evsiz  bırakan Esed diktatörlüğü Mısır’daki darbe rejimini tebrik ediyor. Müslümanların kutsal beldelerini tekelinde tutan, yeryüzündeki mağdur, sefalet hayatı yaşayan milyonlarca kardeşimizi mağduriyetten kurtaracak yardım seferberliğinde bulunmak yerine otoriter, diktacı rejimleri savunan ve kendisi de bir diktatörlük olan Suud rejimi ve onun gibi saltanat rejimleri Mısır’daki darbe rejimini tebrik etmekle kalmıyor ve 8 milyar dolar yardımda bulunacaklarını taahhüt etmişlerdir.  Ne yazık ki İslam karşıtı bazı çevrelerin darbe yöntemleri üzerinden bir takım çağrışımlarla  Türkiye’yi yöneten iktidar mensublarına da aynı mesajı vermeye çalıştıklarına şahid oluyoruz. Diktatörler, sermayedarlar, faiz lobicileri, sözde özgürlükçüler, binlerce kardeşimizin katlini görmeyenler, Taksim’i Tahrir’e benzetenler nasıl da aynı karede buluşuverdiler. Tüm bu oyun sahiplerini  ve Mısır darbecilerini lanetle kınıyoruz.

Bizler şunu diyoruz:

Allah Teala yeryüzünde adaletli olmayı,  kardeşçe yaşamayı, birbirimize  sahip çıkmayı, İslam ümmetinin iç ve dış zaaflara karşı dayanışma içinde olmasını  ve dinimiz İslam’ın hayatımızın her alanında yaşanmasını emrediyor. Bugün sindirilmeye çalışılan aslında bu inanca sahip halklar ve onların seçtiği yöneticilerdir. Mısır’ın iktidarının İslam düşmanı, firavun ruhlu darbeciler tarafından yeniden ele geçirilmesi, Filistinli/ Gazzeli, kardeşlerimizin mağdur edilmesi ve İsrail’in sevinmesi anlamına gelmektedir. Dinlerini yaşama özgürlüklerini, düşünce özgürlüklerini henüz kazanmış Mısırlı Müslüman kardeşlerimizin kaybetmeleri anlamına gelmektedir. Bizler sadece Mısır’da değil, dünyanın her yerindeki özgürlüklere vurulan darbeleri ve darbecileri lanetliyoruz.

Dün Musa ile Firavun arasında yaşanan mücadelenin devamı bugün Musa’nın çocukları ve Firavunlar’ın çocukları arasında sürmektedir. Elbette bizler firavunlarca katledilen Hasan El-Benna ve Seyyid Kutupların safında olacağız. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Gebze’de de Mısır’da yaşanan hukuksuzluğa karşı seçilmiş meşru iktidarın yanında olduğumuzu ifade etmek için buradayız.

Mısır halkı bu işi burada bırakmayacaktır. Müslüman Kardeşler yapılan bu hile ve tuzaklara karşı direnecektir. Mısır’ın onurlu insanları darbe sevdalısı bu zihniyeti ülkelerinden def edecektir. Muhammed Mursi Müslümanların ve tüm kişiliğine sahip çıkan insanların onurudur ve onuru olmaya devam edecektir.

İslami hareketleri engellemeye çalışan güçler, Allah’ın izni ve Müslümanlar eliyle hak ettiği cezayı alacaklardır.

Mısır’da gerçekleşen darbe ve vesayet özlemlerinin Tunus, Yemen, Suriye, Libya ve Türkiye’yi de sarmasına izin vermemeli, bu doğrultuda duyarlı tüm kesimlerin özellikle bugünlerde aktif bir şekilde tavır alması, Mısır’ın meşru yönetimi ve Müslüman Kardeşleri ile dayanışması gerektiğini belirtmek istiyoruz.

Ellerinde kefenleri ve “Bu yolda ölürüz ancak evlerimize geri dönmeyiz” sloganıyla meydanları dolduran Mısır’ın onurlu Müslümanlarının yaktığı İntifada ateşi, darbeyi ve darbecileri yakında kuşatacaktır. Bizler Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu olarak yapılan darbeyi ve darbecileri şiddetle kınıyor ve sonuna kadar Muhammed Mursi’nin yanında, darbecilerin karşısında olduğumuzu belirtmek istiyoruz.

Tevhidi ilkelerimizle adaleti tesis etmek ve özgürlüğün kapılarını açmak için mücadele devam etmeli başarıyı yalnızca Allah’tan beklemeliyiz.

Basın açıklamamızı Şura suresi 39. Ayetiyle bitirmek istiyoruz: “İman edenler, bir haksızlığa, bir saldırıya, bir baskıya ve zulme uğradıkları zaman, zâlimlere, saldırganlara ve baskı yapanlara yardımlaşarak karşı koyanlardır.”

 

HABERE YORUM KAT