Gebze İnsan ve Medeniyet Hareketi’nin aylık seminerler dizisi “İslamcılığın Bugünü ve Geleceği” adlı konferansla başladı. Programın konuğu ‘’Türkiye’de İslami Oluşumlar ve Siyaset’’ kitabının yazarı Hulusi ŞENTÜRK’tü.

İSLAMCILIK HİÇ BİTMEZ

Bangladeş’te geçtiğimiz hafta idam edilen Şehit Abdulkadir Molla’nın ruhuna Fatiha okunarak başlayan program İMH Gebze yönetim kurulu başkanı Ali EROL’un konuşmasıyla devam etti.

Ali Erol, son yıllarda İslamcılığın bitip bitmediğiyle ilgili tartışmalara değinerek, “İslamcılık hiç bitmez. İslamın temel kaynakları Kur’an ve sünnet var olduğu sürece İslamcılık devam edecektir. İslamcılık iktidara veya siyasi partilere endeksli değildir. İslamcılık bağımsız, özgün, yol gösterici, uyarıcı, sivil bir hareket ortaya koymalıdır” dedi.

İSLAMCILIĞIN TARİHİ SERÜVENİ

Daha sonra kürsüye gelen Türkiye’de İslami Oluşumlar ve Siyaset kitabının yazarı Hulusi Şentürk, konferansta Türkiye’de İslamcılığın tarihi serüvenini anlattı. Hulusi Şentürk, İslamcılığın 150-200 yıl önce sömürgeciliğin İslam dünyasını kuşatma altına almasıyla ortaya çıktığını belirterek, “Bu dönemde İslamcılık ümmeti tekrar ayağa kaldırmak için dine dönüş hareketi olarak başlamıştır. İslamcılar hep düşünce üretmiştir. Yeni düşüncelere, yeni çözümlere ulaşmışlardır. Ama başarıya ulaşamamışlardır. Sömürgeciliği engelleyememişlerdir. Osmanlı toprakları birer birer sömürgeciliğin eline geçmiştir. Aslında İslamcılık rahatsız edici bir terim. Biz müslümanız. Bu kavramı bizi rahatsız ediyor. Hiç kimse İslamcıyım diye ortaya çıkmadı. Ama bu kavram bir realitedir. Yerleşmiştir. Müslüman sorumluluk sahibi bir insandır. Yeryüzünü Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda idame ve imar etmekle görevlidir. Bu kavramı bizde ilk kullanan Ziya Gökalp’tir” dedi.

İSLAMCILAR ASLİ SORUMLULUĞUNA GERİ DÖNMELİ

İslamcılığın son yüzyılda karşı karşıya kaldığı baskılar nedeniyle milliyetçilik ve muhafazakarlığı meşruiyet aracı olarak kullandığını belirten Hulusi Şentürk, “İslamcılar bugün de iktidar dilini kullanıyor. İslamcılık çok derin kırılmalar içerisindedir. İktidar bizden diye muhalefet edememe sorunu var. İktidarı yıpratmak istemiyor. İslamcılar yanlışlara karşı dik durmalı. Yoksa toplum nezdinde itibarı sarsılır. İslamcıların bugün tekrar asli kavramlarına ve sorumluluğuna geri dönerek insanlığın ve dünyanın bunalımına çözüm üretmesi gerekir.” diye konuştu.

İSLAMCILIK NEREYE EVRİLMELİ

Konuşmasının devamında “İslamcılık nereye evrilmeli?” diye soru soran Hulusi Şentürk, “İnsan Rabbimiz tarafından halife olarak yeryüzünü dizayn ve imar etmek için gönderildi. Artık medeniyet inşası evresine geçmek durumundayız. İslamcılık Allah’ın gösterdiği ilkeler doğrultusunda yeni bir insan ve medeniyet inşasına yönelmelidir.  Nedir bu ilkeler; Allah’tan başkasına kimse kul olmayacak, aç olmayacak, faizle sömürülmeyecek, insanlar fuhuşa sürüklenmeyecek, dayanışacak, barış ve istikrar olacak. Bugün dünyada 40 dakikada 600 kişi açlıktan ve yetersiz beslenmeden dolayı ölüyor. Yılda 8 milyon insan açlıktan ölüyor. 4 milyon kız çocuğu fuhuşa sürükleniyor. En fazla intihar, en fazla tecavüz zengin Avrupa ülkelerinde yaşanıyor. Silaha ayrılan bir aylık parayla dünyadaki bütün açlar doyurulabilir. Acil çözüm bulunmazsa dünyanın geleceği yok. Denizlerin de, atmosferin de haklarını korumak görevimiz. Tüm insanlık bunalımda, çare lazım. Komünizm ve liberalizm çare değil. Müslümanlar insani bir medeniyeti inşa edip insanlığa sunmak zorundadır. İslamın geleceği buradadır.

GELECEK İSLAMCILIĞINDIR

Rehber elimizde. Bu rehberi hayata sokacak beyinlere ihtiyacımız var. Bu anlamda gelecek İslamcılığındır. Çünkü çare onlardadır. Yeter ki asli görevlerine dönüp çözüm üretmeye soyunsunlar. İslamcılığın geleceği sokakta değil, çözüm üretmektedir. Aksi taktirde uzun süre daha yerlerde sürünmeye devam edeceğiz. Son olarak; İslamcılığın öldüğünü söyleyenlerin yanıldığını söylemek durumundayım. İslamcılık hala canlı ve dinamiktir. Yeni bir medeniyet inşasını-ki bu medeniyet insani bir medeniyettir-ancak İslamcılar gerçekleştirecektir. Bugün bizlerin görevi bu yeni medeniyet inşasında canla başla çalışmaktır. Bunu yapmamız durumunda İslamcılığın geleceği daha parlak olacaktır.”

Gebze İnsan ve Medeniyet Hareketi merkezindeki Mehmet Akif Ersoy Salonu’nda büyük ilgiyle dinlenen konferans soru-cevap bölümüyle sona erdi.