
Gazze'nin travma geçiren çocuklarını gülümsetmek
Bazı çocuklar barış dileyerek çamurdan güvercinler yaptı. Bazıları düşmanlarımızla savaşmak için kullanacaklarını söyleyerek uçaklar yaptı. Bazıları pizza dilimleri ve diğer yiyecekleri yaptılar.
Sumaya Mohammed’in electronicintifada’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.
Sürekli bombardıman altındaki Gazze'de ‘eğitim’ çocuklar için uzak bir hayal haline geldi.
Gazze'deki ailelerin çoğu İsrail'in soykırım savaşı nedeniyle yerlerinden edildi ve çok sayıda okul yıkıldı ya da ağır hasar gördü ve 625.000'den fazla öğrenci eğitimden mahrum kaldı.
Bir zamanlar güvenli bir sığınak olan okullar, yerinden edilmiş aileler için tehlikeli yerler ya da sığınaklar haline gelerek durumu daha da karmaşık hale getirmiştir. Gazze'deki tüm okullar kapalı kaldı ve öğrencilerin derslere girmesi engellendi.
Yıkıma tepki olarak bazı topluluklar gayriresmi öğrenme merkezleri kurdu. Örneğin güneydeki Han Yunus kentinde çocuklar, işlevsel okul binalarının olmaması nedeniyle 200 yıllık bir mezarlıkta derme çatma yerlerde derslere katılıyor.
Gazze'nin merkezindeki al-Zuwaida'da BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) tarafından oluşturulan bir okulda kurulan çadırda öğretmen olarak çalışıyorum.
Ölüme tanıklık etmek
UNICEF, Gazze'de kendi gözleriyle ölüme tanıklık eden çocukların yüzde 45'inin ağır psikolojik travma ve bozukluklardan muzdarip olduğunu ve bu durumun konsantre olmalarını ya da eğitim sürecinden faydalanmalarını zorlaştırdığını bildirmiştir.
Çocuklar sadece temel bilgileri değil, aynı zamanda okulların sağladığı sosyal desteği de kaybetti.
Ebeveynler bu durumun daha da kötüleşmesinden ve bütün bir neslin matematik, okuma ve yazma gibi temel becerileri kendi ana dillerinde öğrenememesinden korkuyor.
İki çocuk annesi olarak, günlük risklere rağmen onları okula göndermeye kararlıydım.
Sınıflarının yakınlarında sık sık bombalı saldırılar meydana geliyordu. Korku ve belirsizliğe rağmen, daha parlak bir gelecek için tek umutlarının bu olduğuna inanarak eğitimlerine öncelik verdim.
Her gün aklımda tek bir soru vardı: Canlı dönecekler mi?
Çoğu zaman okula - hala gidilecek bir okul varken - yiyecek, su veya para olmadan gittiler ve defter, kalem ve kurşun kalem almak için yalınayak uzun kuyruklarda beklemek zorunda kaldılar. Ayakkabıları artık giyilemez durumda ve yenilerini alabilecekleri bir mağaza da yok.
İsrail kuşatması ve soykırımının devam etmesiyle birlikte artık ayakkabı satan yer kalmadı. Bu kaynaklara ulaşılamadığında, çocuklar onlar olmadan öğrenmeye adapte olmak zorunda kaldılar.
Bitlenme ve cilt enfeksiyonları yaygındı. Okuldaki pek çok çocuk uygun giysilerden yoksundu ve soğuk havaya genellikle yırtık pırtık giysilerle dayanmaya çalışıyorlar.
Bir öğretmen olarak, yerinden edilmiş ailelerle dolup taşan sınıfları kullanmak yerine ders vermek için bir çadır kurdum. Ancak yağmur yağdığında çadırımız çamurlu bir bataklığa dönüşerek zaten vahim olan durumu daha da kötüleştirdi.
Diğer öğretmenler de evlerini, işlerini kaybetmek ve maaşlarının ödenmesinin gecikmesi gibi önemli zorluklarla karşılaştı.
Yaralı hayatlara neşe getirmek
Bu kaos bana çocuklara neşe getirecek ve umutsuzluklarını bir nebze de olsa hafifletecek bir yol oluşturmam için ilham verdi - çocukların favorisi olan renkli kil yapmak gibi mütevazı bir proje.
Gerekli malzemeleri topladım ve ilk kil partilerimi üretmeye başladım, bunları öğrettiğim çocuklar dışında herkese düşük bir fiyata sattım. Kısa sürede beklenmedik bir gelir kaynağına dönüştü.
Çocuklara neşe getirdiğini görünce projeyi genişlettim, daha büyük miktarlarda üreterek daha fazla aileye gülümseme getirdim. Ancak, killeri eğitim verdiğim çocuklara ücretsiz olarak dağıtmayı tercih ettim. Onları çabaları ve azimleri için ödüllendirdim.
Ayrıca yüzlerini renklerle boyayarak ve morallerini yükseltmek için küçük etkinlikler düzenleyerek psikolojik travmalarını hafifletmeye çalıştım.
Bazen de birbirleriyle ilişkilerini güçlendirmek için oyun oynamalarına izin verdim. Onların kahkahaları İsrail soykırımının açtığı yaralara merhem oldu - acı gerçeklerinden geçici bir kaçış. Bazı çocuklar barış dileyerek çamurdan güvercinler yaptı. Bazıları düşmanlarımızla savaşmak için kullanacaklarını söyleyerek uçaklar yaptı. Bazıları pizza dilimleri ve diğer yiyecekleri yaptılar.
Adem isimli bir çocuğun kilden bir ev yaptığı anı hala hatırlıyorum. Ona neden böyle bir şey yaptığını sorduğumda üzüntüyle “Yıkılan evimi yeniden inşa ediyorum” dedi.
Onun için derin bir üzüntü duydum ve yaptığı evin gerçek olmasını diledim. Bu çocuğun en basit dileği, onu barındıran ve bombalardan koruyan bir eve sahip olmak.
Çok şey mi istiyorum?
Bir gün, çadırının kenarında oturan ve elinde Kur’an okuyan 10 yaşlarında bir çocukla karşılaştım. Ona yaklaştım ve okulunu sordum.
İsrail saldırısının başlamasından bu yana eğitimine devam edemediğini, bunun yerine Kur’an öğrenmeyi seçtiğini söyledi.
Öğrenmeye ve paylaşmaya kararlı
Bu çocuk, çocuklarımız için acil eğitim ihtiyacını fark etmemi sağladı. Sınıfların yokluğunda bile okuyacak ve öğrenecek bir şeyler bulmaya kararlıydı.
Bu deneyim beni Gazze'deki çocuklar, özellikle de sınıf eğitiminden mahrum olanlar için daha fazla fikir üretmeye teşvik etti. Kil yapmak gibi basit projeler sayesinde, en karanlık zamanlarda bile umudun çocuklarımızın ellerinde şekillenebileceğini kanıtlayan neşeli anlar ve değerli etkileşimler buluyoruz.
Her yağmur yağdığında ıslanan ve içinden su sızarak öğrencilerin dikkatini dersten uzaklaştıran çadırda ders vermekte hala zorlanıyorum.
Öğretmenliğin geleceği ise hala belirsiz, çünkü işim UNRWA'nın devamına ve Gazze'ye verdiği desteğe bağlı. UNRWA işlevini yerine getiremezse, benim gibi pek çok öğretmen işini kaybedebilir ve bu yüzden sürekli endişeliyiz.
Ayrıca sürekli olarak ailelerini kaybeden çocukları düşünüyorum. Onları kim eğitecek?
Bu nesil temel eğitime erişimi olmadan nasıl ilerleyecek?
*Sumaya Mohammed, Gazze'den bir öğretmen ve yazar.
HABERE YORUM KAT
Bu ümmetin yetim evlatlarını dünyada onlara eğitim yönünden insanlığın onlara verebilecek bu yönde bir şey olabileceğine inanmıyorum ancak onlardan birçok şey öğrenebiliriz
Yanıtla (0) (0)Bu çocuklar bu travmaları yaşarken sözde Müslüman dünyası ne ile meşgülüz??? Eyvak ki Eyvak sadece biraz empati ve vicdan, merhamet duygusu lazım, bu Haberlerin Çevirinde emeği geçenlerden Allah razı olsun
Yanıtla (0) (0)