1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Gazze’nin öteki yüzü
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Gazze’nin öteki yüzü

09 Ocak 2009 Cuma 04:44A+A-

Bu topraklarda Yahudiler söz sahibi olduğu zamanlarda Hıristiyanlara hayat hakkı yoktu. Hıristiyanlar söz sahibi olduklarında ise Yahudilere söz hakkı tanımadılar. Ne zaman Müslümanlar buraya hakim oldu, herkes insanca yaşadı..

Sonra, bir oyun sonucu, Siyonistler, devlet kurma hayali ile ırkçılığı tahrik ederek Osmanlı yurdunu parçaladılar.. Bizi bize kırdırdılar. İttihat Terakkicileri kullandıkları bir oyunla İstanbul’a sığınan Alman gemileri ile gidip Rusya’ya saldırdılar ve Osmanlı 1. Dünya Savaşı’na girdi.. Ruslar doğudan saldırıya geçtiler. Allahuekber dağlarında bir felaket yaşandı. Neyse ki, Komünist Devrimi oldu da Ruslar geri çekildi.. İngilizler ise İstanbul’un Rusya’ya saldırmasını gerekçe gösterek Çanakkale’ye yüklendiler.. Çanakkale’de taş üstünde taş kalmadı. Mısır, Senegal, Hindistan’dan Halife’yi kurtaracağız diye getirdikleri askerleri karaya çıkartıp bizi bize kırdırdılar.. Askerimiz kalmadı.. Sonra bir taktikle Çanakkale’den çekilip Filistin topraklarında taarruza geçtiler. Çanakkale’deki komuta heyeti Filistin cephesine gönderildi. 3 orduyu silahsız ve tayınsız terhis ettik ve ardından Mondros mütarekesi ile İstanbul teslim oldu ve Çanakkale geçilerek işgal başladı..

Siyonistlere gün doğmuştu.. 1. Dünya Savaşı Osmanlı’nın sonu oldu. 2. Dünya Savaşı’na biz girmedik ama İslam coğrafyasının işgali ile sonuçlandı ve İsrail kuruldu. O günden beri kan durmadı..

“Bütün bunların Gazze’yle ne ilgisi var” derseniz. Hem de çok ilgisi var..

Biz Filistin’de yıkıldık ve oradan doğrulacağız..

Filistin bugüne kadar hep ulusalcı seküler bir hareket olarak kaldı.. Arap Batılılaşmasının/modernleşmesinin aracısı olarak, Truva atı gibi bir misyon üstlendi.. Hamas’ın ortaya çıkışı ile bütün planlar altüst oldu..

FKÖ bir yandan İsrail’e karşı öfkeyi temsil etse de, öte yandan Filistin halkını kontrol altında tutan baskıcı bir yönetime sahipti.. Hamas ise doğrudan doğruya dini bir kimliği ifade ediyor.. Siyaset ve ideoloji ikinci planda kalıyor.. Sadece Filistin halkına değil, İslam dünyasının birliğine, dirliğine, aynı zamanda Kudüs’e odaklanmış “ümmetçi” bir hareket.. İşte onun için istenmiyor..

Hamas sadece kendi yurdunu savunmuyor, İsrail’in varlığını sorguluyor.. İşte asıl sorun burada..

İsrail Gazze’nin şahsında bu fikri, bu inancı yoketmeye çalışıyor. Bir bakıma “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden bir meydan okuma çabası içinde..

“Büyük İsrail” hayalleri ile sarhoş olmuş olan İsrail, burnunun dibinde menteşe gibi bir köşeye sıkışmış bir halkın karşı koymasını, meydan okumasını içine sindiremiyor..

Gazzelilerin Mısır’dan gizlice bu topraklara silah sokarak 30-40 km mesafedeki nükleer tesislerine saldırmasından endişe duyduğunu söylüyor ve en az 5-10 km daha ilerleyerek, bu bölgeyi sürekli tarassut altında bulundurmak ve kendisi için tehdit gördüğü noktaları anında vurmak istiyor..

İsrail kendisi için tehdit gördüğü her şeyi yoketmek isterken, Gazzelilerin kendilerine yönelik tehdit algılamasını önemsemiyor..

Ortada bir savaş filan çok. Silahsız ve aç bir halkı, o topraklardan kendisine ateş açılıyor bahanesinin arkasına saklanarak cezalandırmak istiyor. Hem de kadın, çocuk, hasta, yaşlı ayırt etmeden.. Orantısız bir güç kullanımından bile söz etmek mümkün değil. Potansiyel bir tehdit algılamasına dayalı önleyici vuruş, caydırıcı baskı gerçekleştiriyor.. Peki aynı mantıkla, aynı tehdit algılamasına dayalı olarak Gazzelilerin saldırma hakkı yok mu? Hayır! Onu hiç sorgulamıyor.. Çünki güçlü olduğunu ve kimsenin kendisinden hesap soramayacağını düşünüyor..

İsrail’in bu saldırısı tam da Hicri yılbaşına denk gelen ve Kerbala olayının sene-i devriyesinde gerçekleştirilen bir saldırı..

Hem Obama’ya mesaj var, hem kendi seçmenine.. Hem, güç kendilerinde iken ABD’de işler daha da kötüye gitmeden İran’a saldırmak için aşağılık bir provokasyon içinde..

İsrail’in saldırı için kullandığı argüman, mantık, gerekçeler, hepsi batıl! Aynı gerekçeler her zaman Gazze halkı, Hamas için de geçerli olmalı o zaman..

Asıl sorun ne biliyor musunuz? İsrail’in varlığı ve hedefleri..

İsrail dünya derin devletinin kalbidir.. Yoksa bunlar ne İsrail oğullarını, ne Musevileri temsil ediyor.. Çoğu onlardan da olsa, temsil ettikleri tek şey var o da şeytanın iktidarının yeryüzündeki temsilcisi olmak..

Bütün Gazze halkını öldürseler, Filistin halkını sürseler de bu savaş bitmeyecek..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum