7 Ekim 2023’ten bu yana Filistin’de, Filistin’in Gazze şehrinde yaşananlar, en geniş tanımlamayla kötü olanın iyi olanı tamamen yok etme teşebbüsüdür. Bir tarafta Allah’tan başka hiçbir güce boyun eğmeyen bir halk, diğer tarafta ise hedefine ulaşmak için evrensel tüm insani değeri zihin ve inanç dünyalarından silmekten çekinmeyen “mutlak kötülük” olarak tanımlayabileceğimiz sapkın bir güruh. Hedef alınanlar yeryüzünün en onurlu Müslümanları olunca onları yok etmek için insan hayatına düzen, adalet ve anlam katan her türlü hukuki, ahlaki ve felsefi değeri çiğnemekten çekinmeyen azgın bir düşman.

İşte bu azgın düşmana karşı dikilen ve “…kendilerine insanlar: ‘Size karşı insanlar (İslam’a düşman tüm güçler) topla(n)dılar, birleştiler, artık onlardan korkun’ dedikleri halde imanları artanlar ve ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir’ diyen” bu müminler, 7 Ekim 2023’te başlattıkları direnişi, canlarını vererek, evlatlarının, anne ve babalarının, kardeşlerinin ve komşularının şehadetine şahid olarak bu günlere izzet ve şerefle taşıdılar.

Bu direniş, yeryüzündeki tüm onurlu müslümanlara ve fıtri vijdanını muhafaza eden insanlara diz çöktürmek isteyen “saf kötüyü” çok kızdırdı. Öyleki, yaklaşık birbuçuk asırdır "en iyi benim" imajı için çeşit çeşit maske ve makyajlarla oluşturduğu kamuflajı, üzerinden sıyrılışına aldırmadan yerinden fırladı. 4.5 milyarlık cüssesinin verdiği kibirle 2.3 milyonluk bir topluluğun üzerine yürüdü. O bir avuç onurlu topluluk bedenen çok hırpalandı ve yara aldı ama onurlu dik duruşundan asla taviz vermedi.

Bu tavizsizlik, kötüyü daha da çıldırttı. Öyle ki, azgınca hareket etmesini engellediğini düşündüğü insancıl etiket, kostüm ve forma gibi tüm nesneleri üzerinden parçalayıp atarak saldırmaya devam etti. Ne yaptıysa istediği sonucu alamadı.

Şuan artık karşımızda tüm çıplaklığıyla aşağılık bir yaratık durmaktadır. Bu yaratık, artık na yaparsa yapsın beden ve zihin dünysını gizleyen maskelerini kaybetmekle tarihinin en büyük yenilgisini aldı. Asırlar boyunca allayıp pulladığı medeniyetini, daha da önemlisi kurumsal ahlakının leşini siyonizmin çöplüğüne gömdü.

Kötü’nün bu kaybı, bu onurlu müslümanların şehadet zaferi yanında İslam ümmetinin yakın tarihinin en büyük zaferine de kapı aralamış oldu. Zira bu zafer, evvela kendini "tanrı" gibi gören bu kötü yaratıkların generali konumunda olan İsrail’in yenilmezlik mitini yıktı ardında neredeyse tüm insanlığa yutturdukları "yüce batı medeniyeti” putlarını yerle yeksan etti. İnsanlardan sakladıkları içlerindeki dinsel cerahat, kirli akıl ve barbar kültürlerinin üzerindeki kamuflajı yırtıp attı. Kendileri dışındaki herkese ahkam kestikleri batı ahlakının ne kadar ikiyüzlü, arsız  ve çirkef olduğunu tüm çıplaklığıyla ortayere serdi.

Bu asil mücadelesiyle sadece batı medeniyeti imtihan edilip içindeki saf kötü deşifre edilmedi. Tüm yeryüzü, Filistin terazisi ile tartıldı. Kimin ne olduğu her şeyiyle ayan beyan ortaya çıktı.

Bu terazi, sadece kötü olanı tartmadı, iyi olma iddiasında olanları da tarttı. Böylece herkesin iddiasında ne kadar samimi olduğu ve gücünün neye yettiği ve ne kadarını yaptığı aşikar oldu.

Geldiğimiz nokta itibarıyla izzet ehli sadece medeniyet tasavvuru ve ahlakıyla değil, sahadaki askeri başarısıyla da galibiyetini ilan etti.

İnsanlık tarihi açısından çok kısa sayılabilecek 469 günlük zaman diliminde yeniden yazılmayı gerektiren bir insanlık tarihi yaşandı. Medeniyetlerin değer ölçülerinin sil baştan tanımlanmasını zorunlu kılan bir örneklik sergilendi.

İzzetli Müslümanlar ile birleşik küfür ehli arasında gerçekleşen bu savaşta iman, azim ve sabır ehli galip oldu. “Gazaba uğrayanların” bugünkü temsilcileri ile kendilerini çok akıllı zanneden “dalalet ehli” ise mağlup oldu.

Ancak bu galibiyetin zaman kaybedilmeden kalıcı zafere dönüştürülmesi gerekiyor. Bunun yolu, iyi olan, fıtri ve vicdani diyebileceğimiz her şeyin düşmanı olan mutlak kötünün evvela belini kırmaktır.

Peki bunu yapabilmek mümkün müdür? Evet! 7 Ekim 2023 öncesine göre bugün çok daha mümkündür. Çünkü artık hem düşmanımızı hem de kendimizi iyi tanıyoruz.

Gazze’nin altında ve üstünde önde giden tüm öncü kahramanlara selam olsun. Zaferleri mübarek olsun.