
Gazze'de ekmek hayattır ve şimdi tüm fırınlar kapalı
Giderek büyüyen açlık krizi, bölge genelindeki sağlık tesislerinin tahrip edildiği bir döneme denk geliyor.
Huda Skaik’in MEE’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.
Bu hafta Gazze'deki tüm fırınların kapatılması, kuşatma altındaki bölgede yeni bir yıkıcı açlık dalgasına zemin hazırlıyor.
Fırınlarda artık “bir sonraki duyuruya kadar kapalıdır” yazıları asılı. Normalde dışarıda kuyruk oluşturan uzun insan kuyrukları ortadan kayboldu.
Gazze'de fırınlar sadece ekmek yapılan ve satın alınan yerler değil. İsrail'in acımasız savaşının ve kuşatmasının ortasında Filistin halkı için bir cankurtaran simidi, bir beslenme ve hayatta kalma kaynağıdır.
Bir zamanlar kolayca erişilebilen bir mal olan un artık nadir bulunuyor ve Gazze'deki 18 fırını destekleyen ‘Dünya Gıda Programı’ depolarının tükendiğini söylüyor.
Gazze'nin iki milyonu aşkın nüfusunun endişeleri her geçen saat artıyor. Fırınları çalıştırmak için gereken gazın giderek daha az bulunması nedeniyle, evlerinde hala fırınları bulunanların bile seçenekleri azalıyor.
Buna ek olarak, İsrail tarafından kuzeydeki evlerini terk etmeye zorlanan pek çok kişi yanlarına hiçbir eşya alamadı. Birçoğu şu anda çadırlarda yaşıyor ve Gazze pazarlarındaki yüksek gıda fiyatlarını karşılayamıyor.
Fırınların kapanmasından bir gün sonra marketlerde bir torba unun fiyatı yaklaşık 100-500 şekel (27$-135$) arasında değişiyordu. Hala unu olan herkes, gaz eksikliği nedeniyle açık odun ateşinde yemek pişirmek zorundadır.
Sağlık sorunları
Gazze'de ekmek günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Neredeyse her öğünde tüketiliyor ve pek çok aile günlük ekmek ihtiyacını geleneksel olarak sübvansiyonlu fiyatlarla satılan fırınlardan karşılıyor.
Çoğumuz artık “günde bir öğün” aşamasına ulaştık. Öncelikle konserve, pilav, makarna ya da çorba ile besleniyoruz.
En son İsrail'in bir buçuk yıldır devam eden savaşı sırasında açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımızda, un bitmeden önce ayda üç ya da dört kez ekmek pişiriyorduk. Daha sonra öyle bir noktaya geldik ki peynir ve zaatarı (yaygın olarak kullanılan bir baharat karışımı) tek başına, kaşıkla yiyorduk.
Yetersiz beslenme Gazze'de ciddi bir sorun haline geldi ve büyümek ve gelişmek için doğru beslenmeye ihtiyaç duyan binlerce çocuğu etkiliyor.
Açlık tehdidi artık uzak bir endişe değil, birçok Filistinli için uzun vadeli sağlık sorunlarına neden olabilecek acil bir tehlikedir. Çocuklar ve yaşlılar özellikle risk altındadır.
Büyüyen açlık krizi, Gazze'deki tıbbi tesislerin yok edildiği bir döneme denk geliyor. Bölgede giderek büyüyen açlık krizinin sağlık üzerindeki zincirleme etkileri, zaten aşırı yük altında olan sistemi önemli ölçüde zorlayacak ve önlenebilir ölümlere yol açacaktır. Açlık nüfusu daha da zayıflatacak ve insanları hastalıklara karşı daha savunmasız bırakacaktır.
Un her zaman Gazze'deki yaşamın merkezinde yer almıştır. İnsanların yardım kamyonlarından alabildiklerini almak için çırpınırken, ailelerini beslemek için umutsuzca tek bir torba un almaya çalışırken çıkan kavgaları izlediğimi hatırlıyorum.
Geçen yıl yaşanan meşhur “Un Katliamı” sırasında, İsrail güçlerinin Gazze'de yardım için kuyruğa giren insanlara ateş açması sonucu 100'den fazla Filistinli hayatını kaybetti, yüzlercesi de yaralandı.
Yılın ilerleyen günlerinde, İsrail güçlerinin “insani yardım bölgesinde” erzak arayan birkaç Filistinliyi öldürmesinin ardından una karışan kanın korkunç görüntüleri ortaya çıktı. Bu görüntüler, temel ihtiyaçlar için verdiğimiz mücadelenin son nefesimize kadar devam edebileceğini hatırlattı.
Fırınların kapatılması ve yaklaşan kıtlık tehdidinin ortasında Gazze bir yol ayrımında, eşi benzeri görülmemiş bir insani krizle karşı karşıya. Gazze'deki Filistinliler için ekmek hayatta kalmak demektir ve un olmadan geleceğimiz belirsizdir. İsrail umutsuzca ihtiyaç duyulan yardımların girişine izin vermek için sınır kapılarını derhal açmalıdır.
*Huda Skaik, Gazze'de yaşayan bir İngiliz edebiyatı öğrencisi ve yazar. WeAre Not Numbers'ın bir üyesi ve The New Arab, The Electronic Intifada ve Washington Report on Middle East Affairs'e katkıda bulunuyor.
HABERE YORUM KAT
İsrail Allah belanı versin.
Yanıtla (0) (0)