1. YAZARLAR

  2. Hilmi Yavuz

  3. Gazze soykırımı ve neo oryantalizm
Hilmi Yavuz

Hilmi Yavuz

Yazarın Tüm Yazıları >

Gazze soykırımı ve neo oryantalizm

11 Ocak 2009 Pazar 17:21A+A-

Gazze'de ve herkesin gözü önünde apaçık bir soykırım yaşanıyor. Ve tıpkı Bosna'da olduğu gibi, bu soykırım Müslümanlara yönelik bir soykırım: Filistin'de Müslümanlar, Bosna'da Müslümanlar, Irak'ta Müslümanlar, Afganistan'da Müslümanlar...

Bu 'dinsel temizleme'nin ('religious cleansing') derindeki anlamı nedir? Huntington'un 'medeniyetler çatışması' tezi mi doğrulanıyor ya da doğrulanmak isteniyor? Yoksa Oryantalizm, en kaba ve barbar biçimiyle hayata geçirilmek mi istenmektedir?

Oryantalizm, evet, çünkü Avrupa, büyük bir ihtimalle, Hıristiyan medeniyetine ait bir mekân olarak temellük ettiği kıtasında (Avrupa kıtasında) olduğu kadar, kendi medeniyetinin bir devamı olarak gördüğü Filistin topraklarındaki Müslüman topluluklara, en hafif tabiriyle, ' fuzulî işgalci' gözüyle bakmaktadır. Zira Avrupa ve elbette İsrail, bu 'ilkel'(!) insanları, yani Bosna'daki ve Filistin'deki Müslümanları, 'ilkellikleri'nden kurtarıp modernleştirmek için ellerinden geleni yaptıklarını, ama onların, elbette dinlerinden kaynaklanan bu 'ilkellikleri'nden bir türlü kurtulamadıkları kanaatindedirler! Öyleyse, bu 'nankör' ve 'geri'(!) insanlara, modern ve medenî Avrupa'yı ve İsrail topraklarını fuzulî olarak işgal etmekte olduklarının anlatılması gerekir. Öyle ya, bu modern ve medeni insanların (Yahudilerin ve Hıristiyanların) arasında, Müslüman barbarların (!) ne işi vardır?

Bunun, Filistin meselesine sadece bir siyasî mesele olarak bakıldığında analiz edilebilmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Mesele, Filistin'in bugünü tarihsel, sosyolojik ve antropolojik bağlamı gözardı edilerek kavranamaz. Doğru teşhis konulabilmesi ve bundan geleceğe ilişkin çıkarımların yapılabilmesi, bunu gerektiriyor çünkü...

Huricihan İslamoğlu, 'Osmanlı İmparatorluğunda Devlet ve Köylü' başlıklı o gerçekten önemli kitabında, 'ilkel' ve doğulu Filistinlilere karşı, 'modern' ve batılı İsraillilerin konumunun nasıl meşrulaştırıldığına ilişkin ibretâmiz örnekler verir. İsrail'in giriştiği modernleştirme (ve elbette, 'medenîleştirme!) eylemlerinin, Filistin'in Müslüman halkı için ne büyük yararlar (!) sağladığını gösterme işini, bir İsrailli Marksist akademisyen, Shlomo Avineri üstlenmiştir. İslamoğlu, 'Shlomo Avineri'nin Arap toplumu üzerindeki çalışmaları[nın] söz konusu meşrulaştırma olgusunun en güzel örneklerinden biri' olduğunu bildiriyor ve şunları yazıyor: 'Avineri, çağdaş Arap yöneticilerinin militarist niteliğini ve Arap toplumlarının azgelişmişliğini, Osmanlı despotizmi altında toplumu durağanlaşmış ve sınıflaşmamış olması iddiası ile açıklamaktadır. Avineri bu savdan kalkarak İsrail'in Filistin'i sömürgeleştirmesinin, bu bölgeyi geçmiş ATÜT (Asya Tipi Üretim Tarzı H.Y.) kalıntılarını silmek suretiyle, modernleşme yoluna sokabileceğinden söz etmektedir.' 'Böylece', diye yazıyor İslamoğlu, 'ATÜT, Avineri tarafından, İsrail'in Arap topraklarındaki saldırganlığını meşrulaştıran bir kavramsal aygıt olarak kullanılmaktadır.'

Bryan S.Turner de, Türkçeye 'Marks ve Oryantalizmin Sonu' başlığıyla yayımlanan kitabında, Avineri'nin, İsrail'in Filistin topraklarını 'dolaysız ve yoğun (biçimde) sömürgeleştirme'sini, 'en yüksek modernleşme olanakları ile' eşitlediğini bildiriyor. Sömürgeleştirmenin, modernleşme olarak sunulması! Bu oryantalist söylem, bize hiç de yabancı gelmiyor! Bryan S.Turner, Avineri'nin 'en yüksek modernleşme olanağı' diye adlandırdığı sömürgeleştirmenin ne olduğunu açıklıkla bildiriyor: Geri kalmış Arap köylülüğünün işçi sınıfına dönüştürülmesi, Avineri'ye göre, Filistin halkını 'modernleştirecektir! Bryan S.Turner, bu sözüm ona 'modernleşme'nin arka planını da açıklıyor: 'Arap işgücü, İsrail'in endüstri yedek ordusunun bir parçasıdır ve Arap işçisi esas olarak, tarım, inşaat endüstrileri ve küçük meta üretiminde mevsimlik ve geçici işlerde istihdam yoluyla artı-değer katkısında bulunmaya zorlanan kırsal bir mültecidir. İsrail ekonomisi, yeni bir pazarın ve ucuz emeğin nimetlerinden yararlanırken, işgal bölgeleri (Müslümanlar H.Y) bağımlı ve çarpık bir gelişme patikasına oturtulmuştur.' İşte, Avineri'nin 'en yüksek modernleşme olanakları'!..

Sadece Avineri mi;- elbette değil! Bryan S. Turner, bu sömürüyü 'modernlik' gibi gösterme işinde Avineri'nin yalnız olmadığını da vurguluyor. Ona göre, B.Shaicovitch de, New Middle East dergisi'nde yayımlanan bir yazısında, İsrail'in 'modern bir ekonomik altyapıyı, demokratik bir siyasi aygıtı ve kentsel hizmeti sağlayarak, Arap Filistin'inde çok büyük bir ekonomik ve toplumsal devrimin 'zoraki ebesi' gibi hareket ettiğini' iddia etmektedir. Shaicovitch'e göre, İsrail'in Arap topraklarını işgali, Filistinli Müslümanların modernleşmesini sağlamak içindir: 'İsrail işgali, İsrail'deki Araplar ile, çevredeki Arap devletlerinin eski yönetici sınıfları arasındaki bağı kopartmış ve dolayısıyla Arap modernleşmesi için gereken koşulları sağlamıştır.' Shaicovitch, böyle buyuruyor!

Filistin halkına, anlaşılan, İsrail'in bunca 'iyiliği'ne (!) karşı küfran-ı nimette bulunmalarının bedeli ödettirilmektedir;- kadın, çocuk, bebek demeden Müslüman kanı akıtıla akıtıla! Gerçekçi olalım: Bu, tıpkı 1492'de Hırıstiyan Avrupa'nın, Müslümanları (Endülüs Emevilerini) ve Yahudileri kovarak Avrupa'yı Hırıstiyanlaştırma girişimleri gibi, bu defa gerek Avrupa'da (Boşnak) ve gerekse Asya'da (Filistinli) Müslümanları soykırım yoluyla tasfiye ederek Dünya'yı global ölçekte Judeo-Hıristiyanlaştırma girişimidir.

ZAMAN

 

YAZIYA YORUM KAT