1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Gazze savaşını kim kaybetti, Hamas mı Netanyahu mu?
Gazze savaşını kim kaybetti, Hamas mı Netanyahu mu?

Gazze savaşını kim kaybetti, Hamas mı Netanyahu mu?

Netanyahu'yu ateşkes anlaşmasını kabul etmeye iten şey Filistinlilerin mucizevi direnişiydi. Sahadaki İsrail askerleri birçok kez Gazze'de hayaletlerle savaştıklarını söyledi.

16 Ocak 2025 Perşembe 20:28A+A-

Motasem A Dalloulun Middle East Monitor’de yayınlanan yazısı Barış Hoyraz tarafından Haksöz-Haber için tercüme edilmiştir.

 

İşgal devleti İsrail, 15 ay süren acımasız saldırılar ve benzeri görülmemiş suçlar işledikten sonra, Hamas'ı yok etmek, Gazze'deki İsrailli tutukluları serbest bırakmak ve Siyonist yerleşimcilerin Gazze çevresindeki yerleşimlere güvenli bir şekilde dönmelerini sağlamak gibi soykırımın başında ilan ettiği hedeflerin hiçbirine ulaşamadan nihayet ateşkes üzerinde anlaştı.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve fanatik çevresi, en gelişmiş ölümcül silahları kullanarak ve hatta onları Gazze'den çıkmaya zorlamak veya yok etmekle tehdit ederek Gazze'yi yok etmek ve sakinlerini tüm dünyanın gözleri önünde öldürmek için azami çaba sarf etti.

ABD ve aralarında Almanya, Fransa, Mısır, BAE ve Suudi Arabistan gibi Batılı, Arap ve Müslüman ülkelerin de bulunduğu birçok ülke İsrail'in Gazze'deki soykırımını açıkça destekledi. Birçoğu savaş suçlarına doğrudan iştirak etmiştir.

Tüm bunlardan sonra Netanyahu'nun ahlaksız ordusu az sayıdaki İsrailli mahkûm dışında hiçbirini serbest bırakamadı. Soykırımdan 54 gün sonra, onlarcasını ancak Filistin Direnişi ile yaptığı bir anlaşma ile serbest bıraktı. Hamas iyi niyet jesti yapmamakta ısrar etseydi, onlar serbest bırakılmayacaktı.

Bu gece, 467 gün süren “canlı yayın soykırımının” ardından Netanyahu dizlerinin üzerine çöktü ve Hamas ile İsrailli mahkumların serbest bırakılmasını garanti eden bir anlaşma yapmayı kabul etti.

Anlaşma metnine bakıldığında, Hamas'ın savaş sırasında ortaya koyduğu tüm taleplerin neredeyse tamamen karşılandığı ve Netanyahu'nun tek bir talebinin bile karşılanmadığı çok açıktır. Buna ek olarak İsrail işgali hiç beklemediği bataklıklara saplandı. Aynı zamanda Hamas'ın Gazze'deki merhum lideri Yahya El Sinvar'ın bir öngörüsü de gerçekleşmiş oldu.

Netanyahu Hamas ile ateşkes anlaşması yapmayı kabul etti. Bu nokta Netanyahu'nun hedeflerini altüst etti çünkü Hamas'ı yok etme sözü vermişti ama sonunda kendisini Hamas'la anlaşırken buldu. Hatta Hamas'ın açıklamasından önceki son 24 saat içinde, ofisinin Amerikalılarla birlikte Hamas'ın yanıtını beklediklerini söylediği bildirildi.

İsrail'in soykırım sponsoru ile birlikte tüm İsrail siyaseti Hamas'ın kararını bekliyordu. Tüm güçleri ve nüfuzları Hamas'ı teslim olmaya ve geri çekilmeye zorlayamadı.

İsrailli mahkumların serbest bırakılması da Netanyahu'nun katliamlarının bir sonucu değil, Hamas'ın kendi talepleri doğrultusunda -onlarca yıldır hapiste olan ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılanlar da dahil olmak üzere- Filistinli mahkumların serbest bırakılması konusunda anlaşmasının bir sonucudur. İsrail işgali bu mahkumların hapishanede ölmesini istiyordu ama Hamas'ın dirayeti sayesinde özgür kalacaklar.

Netanyahu'nun üçüncü hedefine gelince, Hamas'ın rızası olmadan bu da gerçekleşemezdi.

Netanyahu'nun soykırım hedeflerine ulaşamamasının yanı sıra, adı suçlu ve ahlaksız insanlarla eş anlamlı hale geldiği için İsrail'i parya bir devlet haline getirdi. Batı'nın ve Amerika'nın en büyük şehirlerinde yüz binlerce İsrail karşıtı göstericiye yönelik eşi benzeri görülmemiş baskılara rağmen insanlar gösterilerine devam etti.

Halkın baskısı altında finansal ve akademik kurumlar İsrail ile ilişkilerini kesti ya da kesme sözü verdi. Netanyahu'nun Gazze'deki soykırımı, Siyonistlerin siyasi sistemlerinde ne kadar köklü olduğunu fark eden Amerikan ve Batı halkının gözlerini açtı.

Sinvar için kaydettiği eski bir konuşmasında İsrail'in izole bir devlet haline geleceğini öngörmüştü. Netanyahu'nun Gazze'de işlediği savaş suçları Sinvar'ın öngörüsünü gerçekleştirmiş gibi görünüyor. Başbakanı ve Dışişleri Bakanı UCM tarafından aranıyor ve İsrail askerleri başta Batı olmak üzere her yerde yasal olarak takip ediliyor. Şimdiye kadar pek çoğu, tutuklanmak üzere aranmaya başladıktan sonra farklı ülkelerden gizlice kaçtı.

Ölü ve yaralı sayısına ve büyük çaplı yıkıma bakılmaksızın, Hamas'ın savaşı kazandığını kanıtlamak için daha ne gerekiyor? Zaferin göstergeleri fedakârlıkların boyutuyla değil, hangi tarafın diğerinin koşullarını kabul ettiğiyle ölçülür. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, Hamas'ın şartlarını kabul ettiğini görüyorum.

Bazıları hem Hamas'ın hem de Netanyahu'nun ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın baskısı altında kaldığını söylüyor. Ben ise hayır diyorum çünkü Trump Netanyahu'nun dostu ve Netanyahu anlaşmaya karşı çıkan ortaklarına Trump sayesinde çok stratejik kazanımlar elde edeceklerini söyleyerek Trump'ı yenilgiye uğratmak için bir koz olarak kullandı.

Netanyahu'yu ateşkes anlaşmasını kabul etmeye iten şey Filistinlilerin mucizevi direnişiydi. Sahadaki İsrail askerleri birçok kez Gazze'de hayaletlerle savaştıklarını söyledi.

Netanyahu anlaşmanın şartlarına uyacak mı? Bilmiyorum ama Siyonistler genel olarak her anlaşmayı ihlal etmeye alışkınlar ve Amerikalılar anlaşmanın garantörü olmak için güvenilir bir taraf değiller ama savaşa dönerlerse Filistin Direnişi orada olmaya hazır.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum