Gazze İle Kan Kardeşi Olduk
Gemiler İsrail askerleri ile Lübnan açıklarını geçer geçmez yüz yüze geldi. Mavi Marmara'ya yaptıkları 2 indirme girişimi de başarısız olunca çılgına dönen katil İsrail askerleri vahşice herkese kurşun yağdırdı.
Murat Palavar'ın Haberi
Mavi Marmara ile birlikte toplam 7 gemi Gazze'ye doğru ilerlerken film sahnelerini aratmayacak sahneler yaşandı. Yardım Filosu İsrail askeri donanmasıyla Lübnan açıklarını geçer geçmez İsrail'in karasularının bittiği açıklardan yüzlerce km uzaklıkta karşı karşıya geldi.
İlk taciz İsrail'e 68 mil açıklarda İsrail'in tatbikat yaptığı uluslar arası sularda yapıldı. 22:30'daki ilk sıcak temas sonrasında Mavi Marmara'ya yaklaşık 2 mil kadar yaklaşan İsrail gemileri ve helikopterleri tacize başladı.
Mavi Marmara Kaptanı Mahmut Kaptan bu sırada geminin hızını arttırarak İsrail'in açıklarına doğru bir rota çizdi. Gemi İsrail'e 78 mil açıklara kadar ilerledi. Sabah namazı saatlerinde güvertede toplu namazın kılındığı 04:15'te İsrail hücum botları görünmeye başladı. Ve gemiden "İsrail botları geliyor" anonsları yapıldı. İsrail botlarının sıcak temas 78 mil açıklarda İsrail'in Telaviv ile Aşhod Limanı'nın arasında kalan bölgede oldu.
MAVİ MARMARA UYDU SAVAŞI
Mavi Marmara, spotlarını İsrail unsurlarına çevirdiğinde görünen botların sinyal kesici jammer diye adlandırılan cihazlar taşıdığını gördük. Botların hedefi Mavi Marmara'nın etrafını sarmak, geminin önce uydu ile sonra da dünya ile bağlantısını kesmekti. Sıcak saatlerde geminin uydu 'uplink'ini yöneten personelle İsrail Jammerları arasında adeta uydu savaşı yaşandı.
Jammerlardan daha büyük frekansla çıkılarak geminin uydu bağlantısı kesilmeye başlandı. Bu andan itibaren gemiden yapılan müdahale ile daha üst frekansa çıkılarak uydu bağlantısı tekrar sağlandı. Bu arada Türksat frekansları bir düşüp bir alçaltan İsrail'e bir mail atarak uyardı. Uyarıya rağmen İsrail askerleri uydu bağlantısını kesmeye başladı. İşte o andan itibaren ikinci yedek uydu devreye sokuldu. Uydu savaşı yedek uydunun da iptal edilmesiyle son buldu ve Mavi Marmara'nın tüm dünya ile uydu ve internet bağlantısı kesildi.
2 BAŞARISIZ İNDİRME YAPILDI
Hücumbotların yanaşmasının ardından Puma helikopterleri ile geminin başüstü diye tabir edilen kaptan köşkünün üzerine indirme başlatıldı. Fakat geminin canlı yayın için kullanılan ışıkları devreye sokularak helikopter kaptanın gözüne tutuldu. Bundan dolayı helikopter pilotu indirme yapamadı. 2 başarısız girişimin ardından üçüncü denemede 3 İsrail askeri ele geçirildi. Askerler başüstünün serpinti ile ıslanması sonucu indirme sonrasında ayakları kayarak düştü ve o esnada ele geçirildiler.
SARIDAN KIRMIZIYA GEÇİŞ
Ele geçirilen askerler ve başarısız indirmeler İsrail askerinin moralini bozdu ve askerde sarı durum diye ifade edilen yumuşak durumdan sert duruma geçiş başlatıldı. Puma helikopterlerinin yanaşmasının ardından insanların üzerine acımasızca seri ateş edildi. Bu esnada gemide üst bölümdeki aktivistlerin çoğu hayatını kaybetti. Geminin üst tarafı adeta kan gölüne döndü. Şehit haberi ile gemide yaşanan üzüntüyü fırsat bilen İsrail askerleri seri bir biçimde indirme yaparak katliamına devam etti.
Bu bizim için skandal oldu
"İsrail için ölümlerin olması bir skandal oldu." Bu ifadeler İsrailli bir askeri yetkili tarafından yapılmış bir itiraf Defne 1 Gemisi komandolar tarafından teslim alındıktan sonra Aşhod limanına doğru yol almaya başladı. Saatler süren yolculuk sırasında geminin kaptanı Haluk Kalkavan'ın yanına gelen üst düzey İsrailli bir askeri yetkilinin ağzından şu sözcükler döküldü. "Üzüntü içersindeyim. Bu bir skandal olay oldu. Mavi Marmara'da insanların ölmesi kimseye anlatılamayacak birşey"
GÜVERTE ÜSTÜNDE PUMA İŞKENCESİ
Ard arda gelen ölü ve yaralılardan sonra "teslim oluyoruz" anonsu yapıldı. Bu arada geminin arka kısmında beyaz bayrak çıkartarak sallamaya başlayan aktiviste İsrail askerleri ateş açtı. Aktivist elinden aldığı kurşun yarası ile yere yığıldı. Bu noktadan sonra İsrail askerleri tek tek aktivistleri arka güverte kısmında diz çöktürülmüş ve elleri arkalarından kelepçelenmiş bir şekilde topladı. Puma helikopterleri bu esnada gemi üzerinde sürekli sabit uçuş yaptı. 4 saati aşan uçuşlarda bir Puma helikopteri geldi, diğeri gitti. Helikopterlerin gelişiyle denizin ortasında kulakları sağır eden yükselirken, yukarıdan aktivistlerin üzerine tuzlu su serpildi. Helikopterler, yavaş hareketlerle saatlerce süren çalışma sonrasında ile ölü ve yaralı aktivistleri gemiden tahliye etti.
YARALI ESiRi YÜRÜTMEYE ÇALIŞTILAR
Gemideki doktorlardan Dr. Hamdi Osmanoğlu ilk gelen hastalara müdahale etti. Osmanoğlu, olay sonrasında yaptığımız görüşmede vahşetin boyutunu şu cümlelerle anlattı: "Dili boğazına kaçmış yaralılar vardı. Kalp kri zi geçirenler oldu. Hastalar kaldırırken vahşice davranıldı. Ayağı kırılan hastayı zorla yürütmeye çalıştılar. Güverte üstünde saatlerce yardım bekleyen yaralı aktivistler, kanlar içinde can çekişerek öldü."
ASKERLER ALKIŞLANARAK KARŞILANDI
Geminin personelinin tamamen tutuklanmasının ardından Aşhod Limanı'na hareket başladı. Bu esnada tuhaf bir olay yaşandı ve geminin sancak (sağ) motoru arızalandı hız 5 mile kadar düştü. Yavaş yavaş İsrail'den uzaklaşırken gemidekiler Türkiye'den gelecek yardımı beklemeye başladı. İsrail askerleri hemen bir usta getirerek arızayı tamir etti. Aşhod Liman'na doğru ilerlendiğinde İsrail askerleri bayraklarla ve alkışlarla karşılandı. Aktivistler arasında değişik görüşler ve açıklamalar oldu. "Kimileri sanki savaş gemisi yanaşmış gibi davranıyorlar "derken bir kısmı "Gazze ile kan kardeşi olduk" diye yüreğinden geçenleri dışa vuruyordu.
HAYVAN PİSLİĞİNDE DUŞ ZULMÜ
Aşhod'a yanaşılmasının ardından esirler tek tek dışarı çıkartıldı. Esirlerin çıkışı için özel hazırlanan bölümde daha önceden ellerine kelepçe takılmayan basın mensuplarına da kelepçe takıldı. Bir nevi gazeteciler bu davranışla deşifre edilmiş oldu. Gemidekileri rencide etmek için her yola başvuran İsrailliler, geçiş sırasında herkesin elleri kelepçeli birer fotoğrafını da çekerek aktivistlere psikolojik şiddet uyguladı. Götürüldüğümüz yerde herkese ibranice ve İngilizce bazı evraklar imzalatılmk istendi. Bu evraklarda, aktivistlerin terörist olduklarını kabul ettiklerine dair ifadelerin yer aldığını sonradan öğrendik.
MORGU ANDIRAN TUTUKEVİ
Ancak Türkiye'nin bastırılmasıyla herhangi bir belge imzalamak durumunda olmadığımız açıklandı. Tüm tutuklular için özel bir dosya hazırlandı. Daha sonra aktivistler Filistinliler için hazırlanan Arşhavi Polis Karakolu'na taşındı. İşkence burada da devam etti. Sıkış tıkış 2 saat yolculuk yapan aktvistler için akşam saatlerinde de son ayarda klima açıldı. Morgu andıran bir ortamda soğukla yüzyüze bırakılan aktivistlerin tutulduğu yerdeki florasan lamba da sık sık yakılıp söndürülerek psikolojik baskı uygulandı. Cezaevinde herkes belirli bloklara ikişerli olarak yerleştirildi. Odaların tuvaletlerinde bile kameraların olduğu tutukevinde köpeklerin pislediği alanda esirler banyo yapmaya zorlandı. Esirler en çok telefon noktasında sıkıntı yaşadı.
En çok şehidi güvertede verdik
•Gemi İsrail askerleri gemiye müdahale ettiğinde Gazze'ye sadece 5 saat uzaklıktaydık.
•Çatışma ve ölümler daha çok üst bölümde kaptan köşkünün üzerinde oldu.
•Askerler indirme yaptıktan sonra ilk olarak kaptan köşkünün camlarını kırdı. Kırılan camlar helikopterin yanaşmasıyla kaptan ve personele zor anlar yaşattı. Kollarını gözlerine götüren personel cam kırıklarından zorlukla kurtulabildi.
•Askerler üzerinde jammer denen sinyal bozucularla geldi. Bu da gemi personelinin telsizlerini susturdu.
•Üst bölümde tam bir savaş hali vardı. Olayı en büyük tanıklarından birisi Mavi Marmara gemisininin teknisyeni oldu. Teknisyen klima tamiri için çıktığında 'ortalık savaş alanı gibiydi' cümlelerini kullanıyor.
•Askerler öldürdükleri şehitler konusunda kendi aralarında alaycı konuşmalar yaptı. Herkesin esir alındığı gemide bu olaya sadece gemi personeli şahitlik yaptı. Personel askerlerin "Onu kafasından vurdum gördün mü?" gibi ifadeler kullandığını üzülerek anlattı.
•Gemi personelinin bir kısmı esir alınmadı. Motor dairesinde görev yapan gemi personeline askerler helikopterlerle gelen sandaviçlerden vermek istedi. Fakat bu teklifi Türk personel kabul etmeyince askerler sinirlendi. Gemi personeli yanlarındaki çubuk krakerleri birbirlerine atarak aralarında paylaşınca katil askerlerin sinirlerinin bozulduğu dikkat çekti.
Yeni Şafak
HABERE YORUM KAT