
Gazze Dayanışma Platformu’nun şahitliği Fatih’te konuşuldu!
Gazze Dayanışma Platformu, Ali Emiri Kültür Merkezi’nde Gazze direnişinin 15 aylık sürecini değerlendirdi.
HAKSÖZ HABER
İstanbul’da 7 Ekim’in hemen ardından farklı İslami kuruluşların dahil olmasıyla kurulan Gazze Dayanışma Platformu 15 ay boyunca her hafta Gazze direnişini Türkiye gündemine taşımak için eylemler düzenledi.
Uzun yıllardır Türkiyeli Müslümanların en örgütlü çatı kuruluşlarından birisi olan Gazze Dayanışma Platformu’nun 15 aydır sürdürdüğü eylemlerin mahiyeti ve Gazze direnişinin genel değerlendirilmesi Ali Emiri Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sinevizyon gösterisinin ardından Muhammed Emin Bektaş’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle program başladı. Sunuş konuşması için sözü alan Murat Ayar, Gazze Dayanışma Platformu’nun bileşenleri ve şahitliği hakkında kısa bir değerlendirme yaptı.
“Bu şehir 15 ay boyunca vicdanın ve adaletin sesiyle yankılandı. Hakka yönelen ve onunla adaleti ikame edecek olan bu insanlık yürüyüşü ümmet olma bilincinin ete kemiğe bürünmüş haliydi. Beton duvarların arasında, sokak aralarında, meydanlarda ve caddelerde yükselen haykırış, yalnızca bir protesto değil, insanlığın onur mücadelesiydi. Gazze Dayanışma Platformu, 15 ay boyunca yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan, zulmün karanlığına karşı direnenlerin sesi oldu. Her hafta sonu, İstanbul’un dört bir yanında kurulan bu vicdan nöbetleri, sınırları aşan bir dayanışmanın, bir arada olmanın ve umudu diri tutmanın adıdır. Sizler, insanlığın susturulmak istendiği bir çağda ses oldunuz; bir çocuğun korkusuna, bir annenin feryadına, yıkılan bir evin enkazına sahip çıktınız.
Bugün burada bir araya gelirken, sadece bir toplantı için değil, bu büyük emeğin ve adanmışlığın kıymetini bir kez daha hatırlamak için buluştuk. Her birinizin taşıdığı yük, sokaklara düşen her adım, açılan her pankart, edilen her söz, bu mücadelenin harcı oldu. Sizlere minnettarız; çünkü adaletin, vicdanın ve insanlığın unutulmadığını gösterdiniz. Bu karanlık günler elbet geçecek, ama sizin yaktığınız ışık, tarihin belleğinde hep parlayacak.”
Rahmet-Der’den Necmettin Irmak, Gazze direnişiyle Türkiye’deki Müslümanların birlikte olmanın bereketini hatırladığını vurguladı.
“Gazze’de direnen kardeşlerimiz için bir şeyler yapabilme imkânını bizlere bahşeden Rabbimize hamdolsun. Bu süreçte Şam’ın fethine şahit olduk. Ne kadar şükretsek azdır! Müslümanların bir araya geldiklerinde neler yapabileceklerinin çok güzel bir örneği bu son 15 ay boyunca ortaya konuldu. Geçmişten beri süregelen ilişkilerimizi Filistin gibi güçlü bir mesele için geliştirmek zaten boynumuzun borcuydu. Müslümanlar olarak en başından beri Kudüs, Filistin denildiğinde var olan hassasiyetlerimiz Aksa Tufanı ile farklı bir raddeye yükseldi. İslam adına elini taşın altına koyan herkese elimizden geldiği kadarıyla destek vermek zaten üzerimize yükümlülüktür. Fatih Camiinde kunut ile başlayan yürüyüşümüz 15 ayı aşan bir şekilde devam etti. Filistin’de direniş devam ettikçe bizler de devam etmek zorundaydık, hamdolsun ki öyle de oldu! Gazze ile birlikte bizler de ayaklandık Gazze hepimizi kendine getirdi. Eylem yapmanın mantığını sorgulayanlar oluyordu. Kardeşlerimiz için ufacık bir şey dahi olsa yapmış olmanın mazereti yeter de artardı hâlbuki… Gazze Dayanışma Platformu, ‘ne yapabiliriz’ sorusuna verilmiş en net cevaplardan birisidir. Onların direnişini gündemleştirmek ve kitleselleşmesini sağlamak en büyük motivasyon kaynağımızdı. Tüm bunların dışında yaptığımız eylemlerin Rabbimiz katında mazeretimiz olmasını umduk. Hiçbir şey yapmamak ne kadar kötüyse bir şeyler yapıyor olmak da o kadar iyidir. Bu süreçle birlikte bizler de en fazla sürdürülen birlikteliklerden birisini inşa ettik. Bizim şahitliğimiz Gazze direnişinin ve şehitlerin bereketi sayesindedir!”
Okur-Der’den Halim Ayyıldız, Gazze Dayanışma Platformu’nun şahitliğine ve Müslümanların birliktelik ruhuna dikkati çekti.
“Gazze direnişine şahit olmak tarihin en zorlu dönemlerinden birisine şahit olmak demekti. Siyonist çetenin işlemediği hiçbir suç kalmadı. Ancak katliam ne kadar şiddetliyse direnişte o kadar güçlüydü. Gazze esas gücün Allah’ın yardımıyla mümkün olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Küçücük bir coğrafya emperyalistlerin desteklediği işgal rejimini zelil etti. Gazze Dayanışma Platformu olarak bizler de sürecin en başından beri meydanları, konsolosluk önlerini sessizliğe mahkum etmemek için Gazze’nin sesi olmaya çalıştık. 15 aylık şahitlik oldukça değerli bir tecrübedir. Bu sürece destek veren tüm camialara teşekkür ediyoruz. Ümmetin gücü birlik ve beraberliktedir. Zulme sessiz kalmayacağız mazlumları zalimlere teslim etmeyeceğiz. Gazze direnişi ile ivmelenen birlikteliğimizi bundan sonra da devam ettirmek boynumuzun borcudur!”
Gençlik Derneği’nde Ömer Ekşi, Gazze direnişiyle Müslümanların tekrardan asli görevlerini hatırladıklarını Gazze Dayanışma Platformu’nun da bu görevi ifa etmek üzere kurulduğunu ifade etti.
“15 aylık birlikteliğimiz yaptığımız işleri bereketlendirdi. Aksa Tufanı ile Filistin direnişi başlamadı ancak çok büyük bir güç kazandı. Filistinliler 100 yıldır kimseye anlatamadıkları zorbalıkları Aksa Tufanı ile tüm dünyaya gösterdiler. Dünya, Gazze direnişi sayesinde Müslümanların zulüm düzenine karşı koyabilecek tek güç olduğunu hatırladılar. Gazze halkı sabırla ördüğü direnişiyle hepimize dünya hayatına meyletmemenin ehemmiyetini haykırdı. Gündelik tartışmalar yüzünden unuttuğumuz asli sorumluluklarımız Gazze ile birlikte tekrardan hayatlarımızın merkezine geldi. Şehadeti nesilden nesle bir miras olarak aktaran Filistinli kardeşlerimiz İslami mücadelenin temel dinamiklerini altın harflerle aklımıza kazıdılar.”
İslami Dayanışma Cemaati’nden Kubilay Aşkın Durdağ, Aksa Tufanı’nın sebep olduğu kazanımlara işaret etti.
“Aksa Tufanı sadece Hamas ile Siyonist çete arasındaki bir çatışmadan ibaret değildir. Aksa Tufanı hak ile batıl arasındaki ezeli savaşın bugünkü sahnesidir. Bizler de bu sahnede mücahitlerden yana olduğumuzu ilan etmek için 15 ay boyunca eylemler yaptık. Özellikle hanım kardeşlerimiz bu eylemlerde büyük sorumluluk üstlendiler. Kassam ile birlikte atan yüreklerimiz İstanbul’dan Gazze için yükselen bir ses oldu. Çok şükür ki bizler tarafımızı belli etmek için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Filistinli kardeşlerini yalnız bırakmamak için soğuk sıcak demeden meydanları boş bırakmayanlar şüphesiz ki şerefli bir iş yapmışlardır. Hiçbir şey yapmadan yapılanları eleştirenler şimdi ne yapacaklar? Biz Gazze ile birlikte bir araya geldik ve bugün dünden daha güçlüyüz. Bu kazanımlar Gazzeli kardeşlerimizin şerefli mücadelesi ile mümkün oldu!”
Gebze Endülüs Derneği’nden Halim Yazıcı, Gazze Dayanışma Platformu’nun ortaya koyduğu duruş ile Türkiyeli Müslümanların en uzun soluklu birlikteliklerinden birisine imza attığını kaydetti.
“Her şeyden önce tüm şehitlerimizi selamlıyoruz. Gazze halkının yardımına koşan Seyfullah Öztürk, Yakup Erdal ve Hasan Saklanan’ı hassaten anmak istiyorum. Bu üç şehidimizden Allah razı olsun. Gazze’deki direnişe destek vermek için ‘bizlerin de bir mazereti olsun’ diyerek 15 ay önce bir araya gelip Gazze Dayanışma Platformu oluşturuldu. Mazlumlardan ve direnenlerden taraf olduğumuzu ve zalimlerin zulmünden beri olduğumuzu ilan etmek için süreklilik arz eden eylemler yaptık. Başörtüsü eylemlerinden bu yana devamlılık ve duruş açısından en büyük örneklik Gazze Dayanışma Platformu’nun ortaya koyduğu tavırdır. Meydanlarda yeni dostluklar ve tecrübeler elde edildi. Kardeşlik ruhuyla hareket ederken sadece uzak coğrafyaların değil yakın çevremizdeki Müslümanların da farkında olmamız gerektiğini Gazze direnişi sayesinde hatırladık. Ümmetin derdi ile dertlenen herkes bu tecrübe sayesinde artık daha gür bir sesle sözünü haykırabilecek!”
Nebevi Nesil Vakfı’ndan Ali Akçınar, Gazze direnişinin tüm ümmetin uyanışına vesile olduğunu hatırlattı.
“Tarih içerisinde hak-batıl mücadelesinin farklı veçheleri oldu. Aksa Tufanı ile birlikte yaşadığımız süreçte bizim şahit olduğumuz veçhesiydi. İçimizden çıkan yiğitler imkanları kendilerinden çok daha fazla olan düşmana karşı muazzam bir direniş sergilediler. Gazze Dayanışma Platformu ise ortak bir hedef gösterildiğinde Müslümanların nasıl bir araya gelebileceklerini tüm ümmete göstermiştir. Ümmetin derdi ile dertlenen Müslümanlar kadını ve erkeğiyle cihada destek vermenin yollarını aradılar. Ümmetin dağılmış haline karşı ortaya konulan bu birliktelik çok kıymetli bir şahitliktir.”
Zeytinburnu İlim ve Davet Derneği’nden Mahmut Doğan, Gazze direnişi için gösterilen çabaların önemini vurguladı.
“Bir buçuk yıldır Gazze ile birlikte meydanlara çıkan kardeşlerimizden Allah razı olsun. Gazzeli kardeşlerimizle dayanışmak için gösterilen tüm çabalar kıymetlidir. Filistinli kardeşlerimizin ufacık bir derdine bile çare olabildiysek ne mutlu bizlere! Gazze okuduğumuz ayetleri daha iyi anlamayı mümkün kılmıştır. Ümmetin kuşatılmışlığına karşı meydanlarda mücahitlerin yalnız olmadığını göstermek için soğuk, kış demeden sorumluluk üstlenmek çok şerefli bir iştir. Kassam nasıl tüm imkansızlıklara karşı rağmen zalime Gazze’yi dar ettiyse bizler de bu örneklikten kendi payımızı çıkartarak bir araya geldik. Ümmetin zulme karşı ortaya koyduğu net tavır tüm dünyayı etkisi altına almıştır. 15 aylık direnişle birlikte yapılan eylemlerin de Rabbimiz tarafından kabul buyurulmasını niyaz ediyoruz.”
Ümmetin Sesi Derneği’nden Yaşar Aydın, Hamas’ın direnişinden tüm İslami hareketlerin kendilerine nasihatler çıkartması gerektiğini kaydetti.
“Az bir grup direndi ve kâfirler onlara karşı gelemeyip geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu bir tarihi ilkedir. Zalimler sabırla direnen Müslümanlara karşı mağlup olmaya mahkûmdurlar. Bu zaferi anlamak için Hamas’ın ortaya koyduğu mücadeleyi yakından incelemek lazımdır. Gazze’yi davet erleri eliyle tekrardan bir İslam yurdu haline getiren Hamas yılmadan usanmadan Allah’ın Müslümanlardan istediği bir dava ahlakını inşa ettiler. Bugün artık Gazze tüm dünyaya örnektir. Müslümanlar içinse Gazze bir ibrettir. Allah yolundan sapmadan direnenler zalimleri yerle yeksan edeceklerdir. Siyonist çete Gazze’yi havadan ve karadan vurarak direnişi yıldırabileceğini zannetti ancak mücahitlerin azmi baskı ve tehdit ile sona erdirilemez. 15 aylık sürecin başından sonuna kadar tüm imkansızlıkları ortadan kaldıran Kassam, Siyonistlere tarihlerinin en büyük hezimetini yaşattı. Bu tecrübeden hepimiz kendi payımızı çıkartmalıyız! Kassam direnmiş ve direnişiyle tarihe geçmiştir. Siyonistler tarihe ne olarak geçtiler?”
İmam Buhari Vakfı’ndan Emrah Keydal, Gazze cihadının kazanımlarıyla ümmetin birliği için büyük bir örneklik inşa ettiğine dikkati çekti.
“Gazze direnişinin Türkiyeli Müslümanlara öğrettiği hususların başında kazanım ve kayıpların dünya değil ahiret merkezli değerlendirilmesi gerektiği geliyor. Cihada yönelik yapılan hazırlığın önemini Gazze’de gördük. Siyonist çeteye bir karış toprak parçasını dar eden mücahitler davalarına olan sadakatleriyle büyük bir örneklik inşa ettiler. Şehitlerle büyüyen bu özgürlük mücadelesi direnişin tek çare olduğunu tüm dünyaya haykırmıştır. Gazze Dayanışma Platformu bileşenleri olarak yaptığımız eylemlerle tarafımızı ilan etmek için çaba gösterdik. Bu çabamız bundan sonra da devam etmelidir. Gazze ile birlikte Suriye’deki zaferi de unutmayalım. Allah’a tüm bu zaferler sebebiyle ne kadar şükretsek azdır!”
Erdem Vakfı’ndan Hüseyin Çolakoğlu, Gazze’deki direnişin Türkiyeli Müslümanların birlikteliğine vesile olduğunu belirtti.
“Gazze Dayanışma Platformu olarak yürüyüşler, dualar ve namazlarla Gazze’nin sesi olmaya çalıştık. 15 aylık süreç içerisinde Gazze için büyük küçük demeden bir şeyler yapmanın gayretinde olduk. Gazze ile birlikte hepimiz imtihan edildik. Gazzeli Müslümanlardan imtihan bilincinin en güzel örneklerini gördük. Onlar sayesinde işlerimiz bereketlendi, kardeşlerimizle bir araya geldik. Şehitlerle birlikte davamızın ne kadar büyük olduğuna şahit olduk. Gazze bu bağlamda tüm ümmet için gerçek bir öğretmendir. Gazze’nin talebesi olabilmek de büyük bir iştir.”
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Gazze Dayanışma Platformu’nun şahitliğine dikkat çekerken ilerleyen süreçteki çalışmalar hakkında bilgi verdi.
“15 ayı aşan bir süreç boyunca devam eden katliamlara karşın muazzam bir direnişe de şahit olduk. Gazze Dayanışma Platformu da bu noktada ümmete karşı sorumluluğunu yerine getirmek isteyen Müslümanlar tarafından kuruldu. Bir amelin süreklilik arz edeni en hayırlısıdır. Gazze için bir araya gelmek tek başımıza bir şeyler yapmaktan çok daha kıymetliydi. Bu eylemler net bir tavırla İslami kimliğiyle var olmak isteyen Müslümanlar tarafından gerçekleştirildi. Eklektik tavırlardan ve tutumlardan uzak durarak İslami hassasiyetlerin hâkim olduğu bir şahitlik süreci geçirdik. Türkiye’de eylem pratikleri çok uzun soluklu olmuyor. Gazze Dayanışma Platformu’nun şahitliği ise bunun aksine oldukça büyük bir kazanımdır. Bu kazanım bizlere önümüzdeki süreç için de bir sorumluluk yüklemektedir. 15 aylık sürece katkı sunan herkesten Allah razı olsun. Birbirinden öğrenen ve birbirine öğreten bir beraberlik inşa etmemiz gerekiyor. İyiliği ve sabrı tavsiye edip hatalara karşı birbirimizi uyarmakla mükellefiz. Gazze’nin sorunları bitmiş değil. Ümmet coğrafyasının farklı bölgelerinde de sorunlar devam ediyor. Türkiyeli Müslümanlara yönelik dayatmalar da bitmiş değil. Gazze Dayanışma Platformu da bu bağlamda ümmetin sorunlarına yönelik çözümler üretebilmek için İslami Dayanışma Platformu adıyla faaliyetlerini sürdürmeye çalışacak!”
HABERE YORUM KAT