
Gaziosmanpaşa Özgür-Der'de Gaybi Varlıklar Konuşuldu
Özgür-Der Gaziosmanpaşa aylık müzakereli seminerlerinde Şenel Mutlu ‘’ Melek, cin, şeytan gibi gaybi konulardaki modern ve geleneksel hurafeler‘’ konusunu işledi.
Şenel Mutlu öncelikle gayb aleminde ki varlıklarla ilgili bazı ayetlerin meallerini vererek başladığı konuşmasında gaybe iman konusuna vurgu yaptı.
Konuşmacı gaybi konularda asla rağmen usul konulamayacağını asıl kaynağında korunmuş vahiy olan Kur’an-ı Kerim olduğunu belirtti.
Meleklerin yaratılış cevherini bilemeyeceğimizi belirten Şenel Mutlu Şeytanın, iblisin cinlerden olduğunu cinlerinde dumansız ateşten, zehirli ateşten olduğunu söyledi. Ancak bu ateşinde mahiyetinin bilinemeyeceğini belirtti.
Meleklerin Hz.İbrahim, Hz.Lut ve Hz. Meryem’e insan şeklinde göründüğünün Kur’an’da beyan edildiğini ancak Hz. Muhammed ve Diğer rasullere nasıl geldiği ile ilgili bilgimiz olmadığını belirtti.
Meleklerin görevleri ve özellikleri ile ilgili Kur’ani bilgileri verdikten sonra cinler konusunda bilgi aktarırken cinlerin, duyularımızla algılayamayacağımız gaybi varlıklar olduğunu, cinlerin akıllı ve iradeli varlıklar olup kendi cinslerinden rasuller gönderildiğine (En’am 130)değinildi.
Cinlerle ilişki kurduklarını iddia edenler, insanların haklarını gasb edenlerdir ve kullandıklarını söyledikleri de kendileri gibi insanlardır diyerek Emperyalist güçlerin işbirlikçilerini kullanmaları ile örneklendirdi.
Şenel Mutlu aydınlanma döneminde kalbe dayalı ontolojik(Varoluş ilmi- varlık bilgisi)bakışın salt akla dayalı sınırlı olanı terk ettiğini, bunun da modern hurafeleri (Demokrasi,Laisizm,Liberalizm)ürettiğini söyledi.
Akıl ve insan merkezli bir ‘’Dinsizlik dini’’ oluşturuldu. Bu durum dinlerin kimyasını bozdu. Bu dinsizlik dini ayrıca ikiyüzlülük, ahlaksızlık ederek tamamen yok edemediği dinin argümanlarını kullandı. Örneğin namazı yok edemediler’’el çırpıp ıslık çaldılar’’ 1923-1938 Türkiyesi'ne ‘’Altın Çağ’’(Sahabe dönemine atıfla)dediler.
‘’AVM lerde huriler(tezgahtarlar)güler yüzleri ile sizleri bekliyor.’’ Gibi modern sapmalar, müzik, futbol, sanat starları tanrıları, mabetleri oluşturuldu.
Şenel Mutlu modern sapma ve hurafelere sufizmden ve modern dönem müslüman aydınlar diye tanımlanan kişi ve akımlardan örnekler vererek tamamladı.
Samimi bir ortamda geçen seminer katılımcıların sorduğu sorulara verilen cevap ve yapılan açılımlarla son buldu.
HABERE YORUM KAT
İnsanın Duyularıyla edinildiği iddia edilen, Geçmişin geleneksel ve mitos üretkenliği vede sapmış din algılarıyla oluşan algıyla günümüzde Cinlere bakış ve tanımlama yanlış ve hatalıdır.
Yanıtla (0) (0)Fakat bir o kadarda Yukardaki bu tip algılara bakıpta tepkisel olarak olaylara yorum getirmek yanlış bir kabül olmasa da (Zra Müslümanalrın Cinlern durumu hakkındaki Hallerine tavrı Hiçbir Şekilde İman bir eseas değildir). Tepkisellikle oluşan reddiye, Doğruyu ihtiva etmez.
"Cinleri Duyularımızla algılayamıyacağımız" Görüşü yanlıştır. Eğer Ki İnsanın duyularını 5 Duyu organı (göz , kulak, burun, dil ve deri) olarak sınırlanırsa doğru olarak düşünülür. Fakat İnsanların daha henüz tanımlayamadığı Duyularımızda vardır. Bunlardan biriside Beyin Sistematiğidir.
evet Beyin Tüm diğer Organların algıladıklarını tanımlayacak bir yapıya sahip olsada, Beynin Sistematiği/Metabolzması ve Algılarında, Henüz keşfedilemeyen (Rusya, Usa ve Japonya'da Kısmen tesbit edilsede) bir yapıya sahip olduğu bilinmelidir.
İnsanın/İnsan Beyninin Algılama/Duyulama mekanizmasını bilinenden çok daha fazla olduğu kesindir. Özetle Yukardaki Sayılan ve bilinen 5 duyu organına Beynin Algı Metabolizmasını/Sistematiğini katmamız doğru olandır.
"Cinleri Duyularımızla algılayamıyacağımız" Görüşü Kuranımız'la ret edilmektedir. Süleyman Atamızın yaşadığı diyaloklar ve Şahitliği bize bunu en belirgin birbiçimde göstermektedir. Şöyle düşünenlerimiz olabilir; "Cinlerle Süleyman Atamızın (Selam Olsun Onlara) diyalogları; Bir Peygamber olduğu için", Ona verilen bir Lütüf ve İkram olarak görülebilir. Ama; Bu Diyaloglar sadece bir yerde bahsi geçmiş değil, Bir çok yerde vedada teferruata inen bir çok detaylar anlatılmaktadır. Bu anlatımların çokluğu ve teferruatlandırılması, İnsanlardan birileri/bazıları için ölçüdür, ve kimi olayların tavranış tutumlarına doğru bir tanımlamadır.
"Her bir Peygamber, Herbir Peygamberin Şahitliği ve Yaşantısı vede Hayatları bizleri için bir model ve örneklik olarak sunulmuştur". Peygamberlerin Hayatı sadece Geçmişten bir tarhsel veri değildir. Şahitliktir, Yaşantıdır, Hayattır yan bizlerin karşılaşacağı olaylar ve durumlar karşısındaki Tutumumuzu belirliyecek birçok yaşamsal doktirini barındıran örnekliklerdir.
Atamız süleyman Peygamberin (Selam Olsun Ona) ve Bu Peygamberimizin Arkadaşları (Ashabı) (Selam Olsun Onlara) , Bizim için Hayatdaki/Dünyadaki Yaşantımızın varoluşlarında örneklik teşkil etmektedir.
Şunu belirtmeden geçemiyeceğiz, Geçtiğimiz Yıllarda Lanetli bir toplum Süleyman Peygamberin Güya hayatını anlatan bir film çekti, Filimde PEygamber bir büyücü gibi lanse ettiler; Böyle bir Peygamber Algısı Sapıklığın daniskasıdır. Tek Bir Rap Aziz Allah'ın Laneti O toplum üstüne olsun.
Cinlerin durumlarını Geleneksel ve Uyduruk rivayetlerle vede mitoslarla olan şarlatanca ve yalan durum ve hallerini ret etmek doğru olandır.
Ama şunuda untmayalım ki, bu tip bir reddiye bizi doğru bir algıya götürmez. Algılarımızın temizliğini ve doğruluğunu bilmek istiyorsak Kuran'nın referanslığından asla ayrılmamalıyız. Kuranda Belirtilen her durum bizm Akletmemiz, Yaşantımızı ve Hayatımızı Temiz Bir düzene konulması içindir.
Yüce Tek Bir Rap Allah DürüsttüR. Kuran'la bize Teşbih sanatını icra etmek için indirmemiştir. Kahhar Olan Bir Tek Rap Allah'ın Teşbh yaptığını Sananlar, Gaybi konulara dalıp Gaybi konnualda boğulanlardır.
Aziz Allah Dürüsttür...
Yaşam ve Hayatda nsanın İnşaası ve karşılaşabileceği durumları Kuran'da Anlattığı olayları kavrayamıyorsa bir İnsan; "Bu Teşbihtir", Derse İnsan Kahhar Allah'ın Dürüstlüğünden kuşkusu vardır.
Üstadım, Şenel Mutlu Cinler Konusunu ve Durumları vede Halleri hakkındaki algıyı Anlayabilmek/Algılayabilmek ve kavramak için Lütfen nsanın Halifeliği konusunu ince bir hesapla tekrar Düşünün.
İnsanın Halifeliği Durumu/Hali Kuranda birçok yerde Tanıtılı/Bildirilir... Şu [Bakara Suresi 30. Ayet] { Sâd Suresi 26. Ayet, Fâtır Suresi 39. Ayet, En’âm Suresi 165. Ayet } Ayetlerde geçen, Halife durumunu biraz daha hassas düşünün.
Umutmayalım Ki; Br Birey olarak İnsanın yaptıkları ve ettikleri sadece brey olarak kendisini bağlamaz. Etkileri önce Aile4sine sonrada Toplumuna ve daha sonrada Toplumlara yansır. HELE biDe bu İnsan bir liderlik fonksiyonu görüyorsa daha fazla etken ve edilgenleştirendir..
Saygı, Selam ve Dua İle...