1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. Gâvur Kayırıcılığı TEDA’nın Kaderi mi?
Gâvur Kayırıcılığı TEDA’nın Kaderi mi?

Gâvur Kayırıcılığı TEDA’nın Kaderi mi?

TEDA yetkilileri Mine Kırıkkanat'ın bu eserini neden desteklediklerini açıklamalıdırlar.

18 Haziran 2013 Salı 19:31A+A-

HAKSÖZ HABER

AK Parti eleştirisi yapılırken uzun zaman Kültür Bakanlığına dair ciddi bir eleştiri getirilmedi. Çünkü buradaki sol Kemalist oligarşi çok güçlü. Bu çevrelerin egemenliğindeki kültürel hegemonya ülke dışına da aynen taşınıyor.

Güzel eserler de yayınlanmıyor değil. Fakat edebiyat değeri bakımından neresinden bakılırsa bakılsın sınıfta kalacak eserler destekleniyor. Türkiye’nin Çeviri ve Yayım Destek (TEDA) Projesinin hedefi olarak “Türk kültür, sanat ve edebiyatını yurt dışında entelektüel hedef kitle ile buluşturarak Türk kültür, sanat ve edebiyatının kaynaklarına yönlendirmek” öne çıkıyor.

mine-g-kirikkanablood-of-dreams.jpg

Bu destek çerçevesinde yayınlanan eserlerden biri Mine Gökçe Kırıkkanat’ın 2008’de yayınlanan Destina adlı romanı. Dan Brown romanlarını okuduktan sonra baya tırt kalan bu eser TEDA desteğiyle İngilizceye çevrilmiş.

Biliyorsunuz bu yazar kadar memlekete yabancı ikinci bir “abla” bulmak zordur. Romanın bir yerinde ana karakter, “Din, ortak kimliğini dilde bulamayan insan topluluklarına dibinde buluşacakları bir inanç gönderi olmuş” diye düşünüyor.

Romanda Türkler asimile olmuş olarak gösteriliyor. Bilim kurgu(!) olan romanın geçtiği tarih ise 2024! Dünya, bambaşka bir dünya... İstanbul, Küresel Yönetişim’in yönetiminde, adı olmuş Nova Roma... Türkiye, parçalanmış, Türkler dünyanın dört bir yanına dağılmış. Türkçe konuşan bile yok. Türkiye dağılmış ama Kıbrıs birleşmiş! Peki bütün bunlar ne zaman ve niçin olmuş? Bir deprem, İstanbul’u silip süpürmüş önce... Türkiye, iyiden iyiye güçten düşmüş…

Romandan bir cümle okuyalım: “El kadar Türkiye’yi önce ’ılık İslamcı’ diye destekledikleri şeriatçılar eliyle boğazına kadar borçlandırıp, sonra ’çok İslamlaştı’ diye borç tahsiline girişip paylaşmak kolaydı...

2008’de yayınlanan romanın memleketin o günkü gerçekliğinden izler taşımadığını düşünemeyiz. Bütün bunlar bir yana bu yazarın Türkçe edebiyatta kayda değer hiçbir yeri yok. Var diyen varsa, beri gelsin!

TEDA yetkilileri bu eseri neden desteklediklerini açıklamalıdırlar. 

 

HABERE YORUM KAT