Gardı dağılan emekli boksör
Ergenekon Davası'nda yaptığı “inkara dayalı” savunma Veli Küçük'ün ne denli zorda olduğunu göstermeye yetiyor.
Çapraz sorguda gardı dağılan boksöre dönen Küçük Paşa “Devletin bana komplo kuracağını hiç düşünmemiştim” diyor.
Veli Küçük'e komplo falan kurulduğu yok.
Ya? Emekli tuğgeneralin de bir ucunda rol aldığı “derin komplolar düzeni”ni günışığına çıkarmakta olan hayati bir süreç yaşanıyor.
Veli Paşa, “komplo” söylemiyle kamuoyunu yanıltmaya çabalasa da, aslında ne olup bittiğinin pekala farkında…
“Operasyon Bush'un talimatıyla başladı” yalanıyla hedef şaşırtabileceğini sanıyor:
Ankara'nın darbeci Ergenekon örgütünün üzerine gidiyor olması, ABD'nin Türkiye'deki uzun süreli gizli iktidarını yitirmesiyle birebir alakalı bir süreç:
Veli Küçük'ün yaşadığı büyük çöküntü işte buradan kaynaklanıyor.
*
Küçük Paşa, savunması esnasında derin çelişkilere düştü.
Mesela, Şener Eruygur için önce “Tanımıyorum” dedi; sonrasında belgeler önüne konuverince bir anda tanıyıverdi!
“Benim bulunduğum yerde hiç faili meçhul olmadı” iddiasındaki Veli Küçük'ün alay komutanı olarak görev yaptığı bölge -peş peşe işlenen 'faili meçhul' cinayetlerden dolayı- “ölüm üçgeni” diye anılıyordu.
En baba yalanını ise “JİTEM hiçbir zaman olmadı” cümlesiyle sarf etti.
JİTEM'in kurucusu olan emekli paşa, “JİTEM yoktur” diyor! Ne ki, inkar etmekle JİTEM gerçeği ortadan kalkmıyor.
JİTEM'in varlığı mahkeme kayıtlarına geçmiş, kaçışı olmayan bir hakikattir.
JİTEM'le ilgili o kadar çok belge var ki, neredeyse Susurluk'ta Mercedes'e çarpan kamyonun kasasını bile doldurur!
Veli Küçük “Kazanın ardından Çatlı'nın adını Balıkesir Emniyet Müdürü'ne ben verdim” diye savunma yapıyor.
Bu bilinmeyen bir hadise değil; dahası, sözünü ettiği bu diyalog Veli Paşa'nın masum olduğunu göstermez, tersine Susurluk Operasyonu'ndaki rolünü işaretlemeye yarar.
Derin Yapılanma, yıllarca kullandığı Çatlı'dan kurtulmak maksadıyla malum operasyonu gerçekleştirmişti…
“Kaza”dan bir buçuk ay kadar önce, Doğu Perinçek'in bir basın toplantısıyla Abdullah Çatlı'nın Mehmet Özbay kimliğiyle dolaştığını deşifre etmesinin operasyonun hesabına dahil öncü bir atraksiyon olduğuna bu sütunda değinmiştik.
*
Küçük Paşa, Ergenekon itirafçısı Tuncay Güney'in deşifre ettiği derin hadiseler bağlamında hakkındaki iddiaları çürütebilecek somut tek bir cevap dahi veremedi:
“Güney'in itiraf ve saçmalıkları” demek suretiyle asla bu ciddi ithamlardan sıyrılamaz/kurtulamaz, Veli Küçük…
Güney, Akşam'da çalıştığı dönemi anlatırken bütün önemli haberleri Veli Küçük'ün yönlendirdiğini söylüyordu!
Veli Paşa'nın Doğu Perinçek ve adamlarıyla organize olduğunu vurguluyor; hep birlikte dezenformasyon amaçlı yayınlar yaptıklarından söz ediyordu…
Küçük Paşa'nın kimi derin operasyonlarına Tuncay Güney'in tanıklık etmiş olduğu aşikar; bu gerçek, emekli paşayı “dönülmez akşamın ufkuna” getirmiş durumda…
Söz konusu irtibat, derin mi derindi; hiç de öyle “Yaramaz çocuk geçiyordu uğradı; getirdiklerini kaldırıp bir kenara attım” türünden hikayelerle izah edilebilecek bir ilişki değildi.
Güney'in itirafları, “gardı dağılan” Küçük Paşa'nın kâbusu olmaya devam edecek.
YENİ ŞAFAK
YAZIYA YORUM KAT