AA muhabirine açıklama yapan Raşid el-Gannuşi, Tunus'ta muhalefette bulunan Demokrat Yurtseverler Partisi Genel Sekreteri Şükrü Belıyd'in öldürülmesinin, devrimler için, barışçıl ve kalkınma modeli olan Tunus modelini hedeflediğini belirtti.

Suikastın iktidardaki Nahda Partisi'ni hedef aldığını ve bu tür ''sabotaj'' eylemlerinin yönetimdeki güçlere karşı yapıldığını ifade eden Gannuşi, ''Bu olay, İslami eğilimli gruplar ile laik kesim arasındaki ilişkilerde eşsiz bir deneyim sunan Tunus modelini hedef alarak, İslami ve modernist aileler arasında savaş sebepleri çıkarmayı hedeflemektedir'' dedi.

Fransa'nın Tunus'taki olaylara ilişkin yaptığı son açıklamaları değerlendiren Gannuşi, ''Tunus'un içişlerine müdahaleyi içermesi sebebiyle Fransa'nın açıklamalarını reddediyoruz. Kaynağı ne olursa olsun, yabancı bir ülkenin, başka ülkelerin içişlerine karışmasını kınıyoruz. Tunus'a karşı düzenlenen komplolar başarısız olacaktır'' ifadelerini kullandı.

Gannuşi, Arap ülkelerinde gerçekleşen devrimler aleyhine sergilenen uluslararası çabaların, devrimlere karşı düzenlenen komploların ipucu niteliğinde olduğunu vurgulayarak, devrimlerin yaşandığı ülkeleri karışıklık içine sokma, şiddeti yayma, kin nefret tohumları ekme ve bu ülkeleri dışarıya kapalı hale getirme gibi yollarla ''Arap Baharı''nın başarısız kılınmaya çalışıldığını söyledi.

Gannuşi, ''İslam, demokrasi ve batıyı bir araya getirmeyi başaran Arap Baharı devrimlerinin düşürülmeye çalışıldığını ve bunun siyonist hareketin başını çektiği silah tüccarları tarafından yapıldığını'' ifade etti.

Bu girişimlerin, iç savaş yaşamayan ve bu türlü hikayeleri duymayan Tunus'un sert ulusal kayaları üzerinde imha edileceğini dile getiren Gannuşi, ''Biz Tunus halkına barış ve tatmin edici mesaj gönderiyoruz. Çünkü Tunus'ta şiddete yer olmadığı gibi, Tunus halkı da kültürlü, bilinçli ve barışçıl bir yapıya sahiptir'' dedi.

Belıyd'in ailesinin suikastın arkasında Nahda Hareketi'nin olduğu yönündeki suçlamalarını da değerlendiren Gannuşi, ailenin gösterdiği bu tepkiyi anlamaya çalıştıklarını, ancak bu durumun devam etmesinin İslami kesim ile laik kesim arasında savaş çıkmasını isteyen düşmanın planlarına hizmet edeceğini, suikast ve benzeri faili meçhul bu tür olaylarda daima ilk yöneltilmesi gereken sorunun 'bu olay kimlerin çıkarına hizmet ediyor?' olması gerektiğini söyledi.