Galloway'in Seslenişi
Hayat Damarları 5 konvoyu Allah'ın izniyle Gazze'ye doğru ilerleyişini sürdürüyor. Uğradığı her yerde halkın ilgi ve iltifatına mazhar oluyor. Yolculuğuyla ilgili gelişmeler haberlerde aktarılıyor.
Ben bir önceki yazıda da ifade ettiğim üzere, bugün sizlere konvoyun başkanı İngiliz parlamenter George Galloway'in Feshane'de yaptığı konuşmadan aldığım bazı önemli notları aktarmak istiyorum.
Galloway'le Hayat Damarları 2 konvoyunda beraber olmuştuk. Bu konvoyda verdiği mücadeleye, gösterdiği gayrete şahit olduk. İHH Genel Başkanı Av. Bülent Yıldırım da Feshane'deki konuşmasında onun Ariş havaalanındaki örnek bir davranışına dikkat çekti. Bütün yolculuk boyunca onurlu ve kararlı tutumuyla öne çıkan Galoway'in söz konusu hareketi özellikle zikre değer. Ariş havaalanında Mısırlılar konvoy yolcularının havaalanı dışına çıkmalarını engelleyerek işlemlerini kasten ertelemek suretiyle eziyet ederken Galloway'e parlamenter olduğu için işlemlerini yaptırıp çıkabileceğini söylediler. Fakat o kafiledeki tüm arkadaşları çıkmadan dışarı çıkmayacağını bildirdi, Mısırlıların özel muamele tekliflerini de reddederek yere bir battaniye serip yatmaya başladı. Bizim de şahit olduğumuz bu hareketi herkesin takdirine mazhar olduğu gibi dayanışmadaki kararlı tutumunu ortaya koyması açısından örnek bir davranıştı.
Ne var ki girişte Galloway'e özel muamele teklifinde bulunan Mısırlılar, Gazze dönüşünde hakkında “istenmeyen adam” kararı çıkardılar. Şimdi de bu kararlarına binaen onu Mısır'a sokmayacaklarını söylüyorlar. Fakat Mısır yönetiminin Gazze'deki ambargoya karşı uluslararası mücadelenin önder şahsiyetleri arasında yer alan Galloway hakkında böyle bir yasağı uygulamaya kalkışması tüm İslâm âleminde ve özellikle de Arap dünyasında çok ciddi tepkilere maruz kalmasına sebep olacaktır.
Feshane'deki konuşmasında Gazze'nin ve Mavi Marmara'nın aslanı olarak nitelediği Bülent Yıldırım'a teşekkürle ve İstanbul'da bizim aramızda olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek söze başlayan Galloway, Mavi Marmara'nın tarihî değiştirdiğini ifade etti.
“Ambargo kalkıncaya kadar biz her yerden yardım edeceğiz” diyen Galloway'in Filistin'e yönelik yardım çalışmalarında her zaman İHH ile birlikte ve yardımlaşma içinde hareket edeceklerini, hiçbir aleyhte propagandanın kendilerinin birlikteliğini bozamayacağını vurgulaması dikkat çekiciydi.
Deniz yolculuğu esnasında Mavi Marmara'nın saldırıya uğradığı noktadan da geçeceklerini, orada Mavi Marmara şehitlerini anarak denize çiçekler atacaklarını hatırlatan Galloway “İsrail, bizim için de bir şeyler hazırlıyor mu bilmiyoruz ama Allah'tan başka kimseden korkmuyoruz” dedi.
Galloway konuşmasında BM İnsan Hakları Komisyonu'nun, Mavi Marmara katliamıyla ilgili raporu üzerinde de durdu ve bu raporun İsrail'i her bakımdan suçlu bulduğuna dikkat çekti. Ayrıca “İngiltere dâhil” tüm ülkelerin Gazze'ye uygulanan ambargoyu illegal bulduğunu hatırlattı. Bu hususa temasında “İngiltere dâhil” vurgusu yapması düşündürücüydü. Bilindiği üzere İngiltere'ye hâkim siyasi zihniyet işgalci siyonist devlete her konuda destek vermekte, ABD gibi sürekli onun yanında yer almaktadır. Bu tutumundan dolayı işgalcilerin Mavi Marmara katliamları karşısında bile mağdurların değil katillerin yanında yer alma arsızlığı gösterebilmiştir.
Galloway, ambargonun illegal bulunmasına rağmen hâlâ devam ettiğine ve İsrail'in cezalandırılması için hiçbir şey yapılmadığına, tam aksine ona maddi ve diplomatik desteğin sürdüğüne dikkat çekti. “Zaman İsrail'i cezalandırma ve yalnız bırakma zamanıdır” diyerek ambargonun son bulması için bunun yapılmasını istedi.
George Galloway konuşmasının sonunda hakkında “bizim de başkanımız olmasını arzuladığımız” dediği Başbakan Erdoğan'a da teşekkür etti. Onun hakkında kullandığı bu ifadeyle İngiltere'nin, siyonist işgale şartsız ve sınırsız destek veren yöneticilerine kalın bir iğne batırmayı amaçlamıştı.
Galloway'in toplantıya katılan bazı gazetecilerin sorularına verdiği cevaplarında da önemli vurgular vardı. Bir cevabında Filistin halkının dilenci olmadığını, onurlu bir hayata sahip olduğunu dile getirerek, “bizim için geçerli olan hayatın onlar için de geçerli olmasını istiyoruz” demesi önemli bir mesajdı. Bir başka soruya cevabında Filistin halkının kesinlikle toprak satmadığını hatırlatarak, topraklarını ve evlerini satmak istemeleri durumunda sadece Kudüs için çok büyük paralar elde edebileceklerini ama tüm teklifleri geri çevirerek varlık mücadelesi verdiklerini ifade etti. Bu konuyla ilgili cevabında “ben bir Kudüslünün küçük bir evi karşılığında milyonlarca doları geri çevirdiğini çok iyi biliyorum” sözü de önemli bir hakikati ortaya koyuyordu.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT