1. YAZARLAR

  2. Serdar Demirel

  3. Futbol ve din
Serdar Demirel

Serdar Demirel

Yazarın Tüm Yazıları >

Futbol ve din

22 Temmuz 2009 Çarşamba 13:09A+A-

Dinin dışlandığı dönemlerde, din dışı kutsallar üretildi. Tabiat boşluk kabul etmediğinden, bu kaçınılmazdı. Futbol ise üretilen din dışı kutsalların ilk safında yer alır. Kurgusu ve estetiği açısından da geniş toplum kitlelerini cezbetme gücüne sâhip.

 

Futbol fenomenine sosyolojinin penceresinden baktığımızda, ‘futbol sahaları modern dünyanın mâbedleri, futbol yıldızları da o mâbedlerin canlı ikonları olarak tavzif edilmiştir’ diyebiliriz. Medyaya da bu futbol fenomenini daha fazla kitleselleştirmek üzere çağdaş baş büyücü rölü düşmüştür. Efsunlama seanslarını gâyet başarılı yürüttüğünü söyleyebiliriz.

 

Bu girişi, futbolun yukarıda anlattığım kurgusunun çatlamaya başladığını söylemek için yaptım. Belli bir süredir futbol sahalarında, futbol ikonlarının özel yaşantılarında kendisini gösteren dinin inkâr edilemez etkisi bu değişimi zorlamaktadır.

Futbol olgusu bazı dindar futbolcu ve seyirciler vasıtasıyla epeydir seküler formunu dönüşüme zorluyor. Bunu gören yetkililer de gelişmelerden tedirgin...

 

Küresel dünyanın futbol ikonları kendilerinden beklenen “seküler azizler” rolünü oynamak yerine, dinî değerlere teslimiyetlerini ifade ediyorlar.

 

Gol attıktan sonra secdeye kapanan Müslüman oyuncular, gâlibiyet sonrası Allah’a şükürlerini ifade etmek üzere topluca secdeye giden takım görüntüleri dikkatlerinizden kaçmıyordur sanırım.

 

Hıristiyan âleminde sahaya çıkmadan önce dua eden, gol attıktan sonra Haç çıkaran, bir şekilde Hz. İsa’yı tebcil eden nice futbolcu var artık.

 

Bunlara benzer dinî hissiyatı ve sembolleri ifade eden farklı ritüeller farklı dinlere müntesip futbolcular tarafından kamereların önünde açıkça icra ediliyor.   

 

Futbolu din dışı kurgulayan sistem bu yaşananlar karşısında memnun değil elbette. Dinden kurtarılmış bir bölgenin, hatta ona alternatif kılınmış bir kitle ayininin lâ dinî kalıbını zorlaması olacak iş mi yani!

Bugünlerde “futbol ve din ilişkisi” bu zeminde yeniden tartışılmaya açıldı. Sebebi de Brezilya Millî Takımı’nın FIFA, Konfederasyon Kupası'nın final maçı sonrasında orta sahada el ele tutuşarak toplu duada bulunması ve oyuncuların formalarının altına giydikleri "İsa'yı seviyoruz", “İsa’ya aitim” yazılı tişörtlerini teşhir etmeleriydi.

"Yobaz sambacılar" FIFA tarafından ciddi bir şekilde uyarıldı. Sambacıların başını da 65 milyon Euro karşılığında Real Madrid'e transfer olan Kaka çekiyor.

 

Oyunculara bir uyarı gönderen FIFA, "Futbolcuların kişisel, dinî ya da politik konuları futbol sahasına taşıması yasaktır" açıklamasında bulundu.

 

Her ne kadar maç sırasında veya sahaya girerken oyuncuların dua etmesini veya haç çıkarmasına izin verse de FIFA, bu son olaydan rahatsızlığını da açıkça beyan etmiştir.

 

Birçok yıldız futbolcu futbol alanında dine getirilen sınırlamalara karşı çıkıyor, ceza alacağını bilmesine rağmen oyun sahasında başarısını inacıyla irtibatlandırarak bu inancını kitleselleştirmeyi tercih ediyor. Bunların başında da Kaka geliyor. 

 

Kaka’nın dindar bir Katolik olduğu biliniyor. Brezilyalı yıldız, sık sık formasının altına “İsa’ya aitim” yazılı tişörtler giyerek kitlelere mesaj veriyor. Kendisiyle yapılan bir röportajda, “Futbolu bıraktıktan sonra ne yapmayı planlıyorsun?” sorusuna; “İlahiyat okuyacağım, Hıristiyanlık teolojisini öğreneceğim” demişti. “Kız arkadaşın var mı?” sorusuna da tepki göstererek, “Ben hâlâ bâkireyim” diyerek dindar bir kişinin hayatında zinaya yer olmadığını dillendirmişti.

 

Futboldaki bu değişim ne Brezilya’ya has bir durum, ne de çok marjinal bir olgu artık. Bu değişimin tetiklediği tartışmalar ülkemizde de yaşanmaktadır. Namaz kılan futbolcuların varlığı az mı tartışıldı medyada! Dinî tercihlerinden dolayı az mı linç edilmek istendiler! Başarıları binbir teville görmezden gelinmedi mi!?..

 

Bu değişimi normal görüyorum. Toplumlar dinle ilişkilerini yeniden keşfediyorlar. Dinle kurulan bağların da toplumsal her alanda kendisini hissettirmesi kaçınılmazdır. Kitlesel gücü tartışmasız olan futbol alanı da nasibine düşeni almaktadır.

 

Neticede futbol da toplumsal değişim trendine ayak uyduruyor. Zira oyuncular içinden çıktıkları toplumun değer yargılarına lâkayd kalamazlar..

 

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT