Ahmet Gülümseyen / Yeni Akit

Süper Lig ve Gazze gerçeği

Süper Lig ile Gazze arasında nasıl bir bağlantı olabileceğini, kısa zaman diliminde gördük. Yaşadıklarımızdan ders almadığımız sürece, hayat çarkını kendi lehimize çevirme imkânına sahip olmamız mümkün değil. Yenenler ile yenilenler arasındaki farkı iyi ayırt ettiğimiz /değerlendirmediğimiz vakit, çarkı kazanç elde etme yönünde döndürmek mümkün olacaktır. Süper Lig’in 23. haftası geride kalırken, şampiyonluk yarışı da gelecek haftalara taşındı. 

Yine aynı bilmece/soru; ‘Fenerbahçe mi yoksa Galatasaray mı mutlu sona ulaşacak?’ Yüzyılı aşkın bir süredir, her yıl ısıtılıp ısıtılıp servis yapılan, sonu olmayan bir oyalanma süreci. Özünde, şairin dikkat çektiği ‘Statlarda gol yerine, Allah denilse, bu ülke kurtarır’ bir süreçten bahsediyoruz. Öyleyse; durmak yok oyalanmaya devam mı diyeceğiz?.  

FENERBAHÇE Mİ 

GALATASARAY MI? 

Hiç kimsenin merak ve zevkini engelleme hakkına sahip değiliz, elbette. Doğru bildiklerimizi paylaşmak gibi bir görev üstlenmiş, bunu da kendimize sorumluluk bildiğimiz için onu paylaşıyoruz. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın şampiyonluğu hakkında görüşlerimizi sorarsanız, dediğimiz gibi, bu oyunu şahsım, tam 40 yılı aşkın bir süredir takip ediyor, 30 yılı aşkın süredir de yazmaya çalışıyoruz. 

Aynanın karşısına geçtiğimiz de, her defasında yaşlandığımızı fark ediyoruz. Bizler bunu yaşarken, her ne hikmetse bu şampiyonluk denilen yarış, futbol kalitesinden çok şeyler kaybetse de, kim şampiyon olur sorusunun beraberinde getirdiği heyecandan bir şey kaybetmiyor. Bugün Galatasaray ve Fenerbahçe, Beşiktaş veya Trabzonspor veya bir başka takım arasında geçen bir yarıştan bahsediyoruz. Yarış diye isimlendirilen bu oyunun asıl tanımlanması ‘oyalanmak’ denilse, daha doğru bir yaklaşım olur düşüncesindeyiz…

SÜPER LİG İLE GAZZE 

ARASINDA NASIL BİR BAĞ!

Yazımızın başlığına bakarak, ‘Süper Lig ve Gazze arasında nasıl bir bağ kurulabilir ki?’ şeklinde bir soru gelebilir! Bu kanaate kapılanlar haksız da sayılmazlar. Bu konuya açıklık getirmek gerekebilir. Biz bu satırları yazarken haber ajanslarına Filistin, Müslüman coğrafyasından şehit haberleri de gelmeye devam ediyordu. 

İslam topraklarında Siyonist Yahudilerin saldırılarında bugüne kadar 27 bine yakın Filistinli hayatını kaybederken, 70 bine yakın yaralı var. Haber içeriklerinde yer alan ‘İsrail’in Gazze’de açlığı silah olarak kullanıyor.’ ve ‘Hastane baskınında 3 Filistinli öldü’ başlıklı iki haber bile, İslam coğrafyasındaki soykırımı gözler önüne sermektedir. İnsanlığın alması gereken dersler, bizlere de sorumluluk yüklerken, böyle süreçlerde futbolun toplumun her yaştaki vatandaşı ‘uyutmasına’ zemin oluşturulmaması önem taşımakta. 

Bir yanda Siyonist bomba ve baskınlarıyla uyanan Gazze, diğer yandan on binlerin izlemek-oyalanmak için bir araya geldiği stadyumlar ve milyonları ekranlara bağlayan, gerçekleri gölgede bırakan futbol. Düşünmüyor değiliz; ‘İnsanlığın içinde yer aldığı imtihanda, bizler sürecin neresindeyiz?’ Hayatın normal akışında, futbol gibi oyun ve eğlence asla ve asla, dünyada varoluş gerçeğini gölgede bırakmaması gerekiyor...