Avrupa'nın diken üstündeki beklediği Fransa seçimleri dün gerçekleştirildi. Olağanüstü hal altında gerçekleşen seçimde yaklaşık 47 milyondan fazla seçmen sandık başına giderek 67 bin oy kullanma merkezinde tercihi belirledi. Yaklaşık 50 bin güvenlik gücünün görev yaptığı seçimin galibi aşırı sağcı Marine Le Pen karşıtları oldu. Irkçı lidere karşı her kesimin gönülsüz de olsa desteğini alan 'Yürüyüş Hareketi' lideri Emmanuel Macron Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı oldu.

Resmi olmayan sonuçlara göre Macron oyların yüzde 65,1'ini alırken, Le Pen yüzde 34,9'da kaldı. Bu sonuçlarla 39 yaşındaki Macron ülke tarihindeki en genç cumhurbaşkanı oldu. Sonuçların kesinleşmesinin ardından açıklama yapan Macron, Fransa'nın bölünmüş olduğunu bildiğini ifade ederek, bu konudaki kızgınlığı, endişeyi ve şüpheyi anladığını söyledi.

Macron, "Bizi bölen şeylere karşı mücadele edeceğim" ifadesini kullandı. Fransa tarihinde yeni bir sayfanın açıldığını vurgulayan Macron, bundan sonra da Fransa ve Avrupa'yı savunmaya devam edeceğini kaydetti.

Le Pen ise Macron'u telefonla arayarak tebrik etti. Ardından taraftarlarına seslenen Le Pen, "Bana oyunu ve güvenini veren 11 milyon Fransız'a teşekkür ediyorum. Bu sonuçla Fransız halkı, yurtseverler birliğini birinci muhalif güç olarak göstermiştir." diye konuştu. Marine Le Pen, siyasi arenada derin değişimi hedeflediğini belirterek tüm yurtseverleri bu yeni oluşuma destek vermeye çağırdı.

İngiltere ve ABD Macron'u tebrik ederken, AB karşıtı Le Pen'in yenilgisi Avrupalı liderleri sevindirdi. İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, Macron'u"Yaşasın, Macron cumhurbaşkanı. Avrupa’yı bir umut sarıyor" diye kutlarken Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel “Bu Fransa için iyi bir gün. Ve Avrupa ve Almanya için iyi gündür” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Hollande de Macron'u kutladı.

Bir dönem Rothschild yatırım bankası için de çalışan Macron’un adaylığı, favori hale gelmesi ve seçilmesi, Fansız halkının mevcut siyasi statükodan tamamen umudunu kestiğini gösterdi. Hiçbir siyasi tecrübesi olmayan 39 yaşındaki Macron’un cumhurbaşkanlığı, halk nezdinde itibarını kaybetmiş merkez sağ ve merkez solun gönülsüz desteği ile gerçekleşme ihtimali buldu. "Aşırı sağcı, Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen gelmesin de kim gelirse gelsin" diyen kitlenin de desteği Macron’un yükselişinde önemli rol oynadı.