"Fransa'daki başörtüsü yasaklarına karşı durmalıyız"
Başörtüsü yasağı nedeniyle spor yapma hakkından mahrum bırakılmanın acısını ve travmasını çok iyi biliyorum. Bu tür ayrımcılıklar sona ermelidir.
Assma’nın al-Jazeera’de yayınlanan makalesi Barış Hoyraz tarafından Haksözhaber için tercüme edilmiştir.
Büyürken hareketten kaçınmam gerekiyordu ve spor dersine katılamıyordum. Egzamam vardı ve herhangi bir efor ağrılı bir alevlenmeye neden oluyordu.
Ancak üniversitede bu döngüyü kırmaya karar verdim ve çeşitli spor derslerine yazıldım. Badminton ve okçulukla başlayarak, yavaş yavaş kendimi bedenimle daha yakın bir bağ kurarken buldum, onu dinlemeyi ve onunla ilgilenmeyi öğrendim. Sonunda, bir temas sporunu düşünecek kadar cesur oldum. İngiliz boksu eğitimi almak istiyordum ama kaydolmaya çalıştığımda antrenör beni geri çevirdi. Gerekçesi: türbanlıydım.
Ringe çıkamadım ama kendimi bir mücadelenin içinde buldum: bir kadın ve bir Müslüman olarak insan olarak tam anlamıyla tanınma ve ayrımcılıktan kurtulma haklarım için bir mücadele etmek.
Kendim dışında kimseyi ilgilendirmemesi gereken nedenlerle türban takıyorum. Türban ve “başörtüsü” ya da “tesettür” gibi diğer baş giysileri her zaman spor kıyafetimin bir parçası olmuştur. Hijyen ve güvenlik kurallarına tamamen uygundur.
Belki başka bir spor dalına yönelmek sorunu çözer diye düşündüm ama öyle olmadı. Bir voleybol kulübüne katıldım ve amatör müsabakalarda yer almak için başvurdum. Ancak formları doldurduktan kısa bir süre sonra antrenör beni kenara çekti ve hakemin “antrenman yapabileceğimi ancak Fransa Voleybol Federasyonu'nun (FFVB) tüzüğü nedeniyle takıma katılamayacağımı veya maçlara katılamayacağımı” söylediğini bildirdi.
Bana gösterilen gerekçe yanlıştı. FFVB'nin başörtüsü de dahil olmak üzere “dini sembollerin” takılmasını yasaklayan kararı, amatör müsabakalara katılmak için başvuruda bulunmamdan sonra, bu yılın eylül ayına kadar yürürlüğe girmedi.
Fransız anayasasında teorik olarak herkesin din özgürlüğünü korumak amacıyla yer alan “laiklik” veya “sekülerizm”, Fransa'da Müslüman kadınların kamusal alanlara erişimini engellemek için sıklıkla bir bahane olarak kullanılmıştır. Fransız yetkililer birkaç yıldır Müslüman kadınların ve kız çocuklarının kıyafetlerini düzenlemek için kanunlar ve politikalar çıkarmaktadır. Spor federasyonları da bunu takip ederek futbol, basketbol ve voleybol dahil olmak üzere birçok spor dalında hem profesyonel hem de amatör düzeyde başörtüsü yasağı getirmiştir.
Önyargı, ırkçılık ve toplumsal cinsiyete dayalı İslamofobi tarafından motive edilen bu tür kurallar, Müslüman kadınların seçimlerini ve bedenlerini denetlemektedir. Okullarda, plajlarda, yüzme havuzlarında ve diğer kamusal alanlarda, kendimizi rahat hissettiğimiz şekilde giyinmemize izin verilmemektedir.
Bu dışlayıcı ve ayrımcı yasakların sonuçlarının ne kadar yıkıcı olabileceğini kişisel deneyimlerimden biliyorum. Derin bir aşağılanma ve travma hissine neden olabilen bu yasaklar, kadınların ve kız çocuklarının sporu veya sevdikleri diğer faaliyetleri bırakmalarına, zararlı ayrımcı muamelelere maruz kalmalarına ve ruhsal ve fiziksel sağlıkları üzerinde yıkıcı etkiler yaşamalarına yol açabilmektedir.
Başörtüsü yasağının bir sonucu olarak voleybola ara vermek zorunda kaldım. Kendimi derinden reddedilmiş, ruhsuz, kalpsiz, hakları olmayan bir varlık gibi muamele görmüş hissettim. Spor benim için sevdiğim bir fiziksel aktivite, fiziksel ve zihinsel sağlığımla çok yakından bağlantılı. Spor yapmayı özlüyorum.
Yaz aylarında Paris Olimpiyatları sırasında Fransa'nın başörtüsü yasağının ikiyüzlülüğü tüm dünyanın dikkatini çekti. Başörtüsü takan Fransız kadın sporcuların Olimpiyat Oyunlarında yarışmasına izin verilmemesi, Fransa'da spora erişimin temelinde yatan ırkçı ayrımcılığını gözler önüne serdi. Bu tür adil olmayan düzenlemelerin insanlar tarafından görülmesini sağladı.
Olimpiyat Oyunları öncesinde yayınlanan bir Uluslararası Af Örgütü raporu, uluslararası hukuka göre “laikliğin” ifade ve din veya inanç özgürlüğü haklarına kısıtlama getirmek için meşru bir neden olmadığını açıkça ortaya koymuştur.
Fransa'nın spor başlıklarına getirdiği yasaklar, FIFA (Uluslararası Futbol Federasyonu), FIBA (Uluslararası Basketbol Federasyonu) ve FIVB (Uluslararası Voleybol Federasyonu) gibi uluslararası spor kuruluşlarının kıyafet kurallarıyla çelişmektedir. Uluslararası Af Örgütü yaptığı araştırmada 38 Avrupa ülkesindeki kuralları inceledi ve Fransa'nın ‘dini şapkalara’ yasak getiren tek ülke olduğunu tespit etti.
Ekim ayında Birleşmiş Milletler uzmanları bu yasakları “orantısız ve ayrımcı” olarak niteleyerek kınamış ve geri alınması çağrısında bulunmuştur. BM kültürel haklar özel raportörü, BM İnsan Hakları Konseyi'ne yaptığı açıklamada, yasakların Fransa'daki Müslüman kadın ve kızların “kimliklerini, dinlerini ve inançlarını özel ve kamusal alanda özgürce ifade etme ve kültürel yaşama katılma” haklarını ihlal ettiğini söyledi. BM uzmanları Fransa'ya “Müslüman kadınları ve kız çocuklarını korumak, haklarını güvence altına almak ve eşitliği ve kültürel çeşitliliğe karşılıklı saygıyı teşvik etmek için elindeki tüm tedbirleri alması” yönünde açık bir çağrıda bulundu.
Bu çağrılara ve giderek artan ulusal ve uluslararası tepkilere rağmen, başörtüsünün tüm spor dallarında yasaklanmasını öngören iki yasa tasarısı geçtiğimiz yıl Fransız Parlamentosu'na sunuldu.
Ben ve diğer pek çok kişi, bu çirkin yasalara karşı çıkacağız ve mevcut yasakların kaldırılması için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Umutlu olmaya devam ediyorum. Haklarımızı savunmak için bir araya gelebileceğimize inancım tam. Uluslararası Af Örgütü, Avrupa'da İslamofobiye Karşı Kolektif ve benim de bir parçası olduğum ırkçılık karşıtı kuruluşlar, bu cinsiyetçi İslamofobiye karşı seslerini duyurmalı ve desteklenmelidir.
Ayrıca “Hijabeuses, Sport Pour Toutes ve Basket Pour Toutes” gibi sporda kapsayıcılık üzerine çalışan kolektifleri de takdir etmek ve cesaretleri için onlara içtenlikle teşekkür etmek istiyorum. Bu spora katılım hakkımıza odaklanan bir mücadeledir. Maruz kaldığımız şiddet ve baskıdan etkilenirken, bu bariz ayrımcılıkla mücadele etmek için birlikte mücadele, özen ve dayanışma alanları oluşturuyoruz.
*Assma Fransa'da bir voleybol oyuncusudur.
Not: Yazarın soyadı, mahremiyeti ve güvenliği ile ilgili kaygılar nedeniyle yayınlanmamıştır.
HABERE YORUM KAT