Sizlerin bayım!

Kalpleriniz taşlaşmış. Düşünceleriniz yozlaşmış. Ruhlarınız bedenlerinizden göçmüş. Basiretiniz körleşmiş. Üzerinize ölü toprağı serpilmiş. Merhamet yüreğinizi terk etmiş. Hikmeti yitirmişsiniz. Bundandır ki vicdanınız buz çölüne evrilmiş.

Sizlerin bayım!

Dilleriniz çatallaşmış. Konuşmalarınız tıslaşmış. Yazdıklarınız karalanmış. Sayfalarınız pasaklanmış. Kitaplarınız kuraklaşmış. Fikirleriniz anlamsızlaşmış. Avuçlarınızı paralamışsınız. Bundandır ki meramınız ahlaksızlaşmış.

Sizlerin bayım!

Yaşamınız bayatlamış. İkliminiz dumura uğramış. Toprağınız çoraklaşmış. Ormanlarınız yanmış. Nehirleriniz kurumuş. Kuşlarınız göçe durmuş. Güzellikleri yolmuşsunuz. Bundandır ki göz bebekleriniz donmuş.

Ve sizlerin bayım!

Herbir şeyden haberinizin olduğu söylenen sizlerin... Bundandır; mazlumu zalim, zalimi ise mazlum görmesi.

Hiçbir şey bilmediğiniz halde ukalaca tafra kesen sizlerin... Bundandır; katilleri kahraman, çocukları ise terörist ilan etmesi.

Sanata her an ve mekânda vurgu yapan sizlerin... Bundandır; uluslararası yarışmalarda 44 ödül almış “For Sama Belgeseli”ni izlememesi.

Galalarda afilli cümleler kurup birbirlerinizi pohpohlayan sizlerin... Bundandır; gökyüzünü kirletenleri ve her defasında onlara inat, umuda yelken açanları bilmemesi.

Ve yine sizlerin bayım!

Ne söylersem söyleyeyim dinlemeyecek; ne yazarsam yazayım okumayacak olan sizlerin… Cahil cesaretiniz gelir de bir gün diye “For Sama Belgeseli”ni izlersiniz umuduyla bunu buraya bırakıyorum.

Ve dahası sizlerin bayım!

İzlerken o belgeseli, yanaklarınızdan dudaklarınıza bir damla yaş süzmesi için dua edeceğim. Yeşerirse eğer duam yüreğinizde, o vakit  “bundandır” dediklerimiz her ne varsa kaybolur. Gökyüzünden dağılır kara bulutlar da yok olur. Kış güneşi açar Halep’in, İdlib’in ve diğer mazlum şehirlerin üzerine de kardelenlere yol olur.  Kim zalim kim mazlum… Kim katil kim maktul… Kim kahraman kim terörist işte o zaman mana bulur!