Fitnenin Uzaktan Kumanda Merkezi: BAE
Fitnecilerin uzaktan kumanda merkezi olarak BAE’yi seçme sebeplerinin başında gelen bizim tahminimize göre bu ülkede İslâmi hareketin kitlesel tabandan yoksun olması.
HAKSÖZ-HABER
Ahmet Varol, Yeni Akit’teki köşesinde bugün dikkatlerden kaçan bir konuyu, BAE’nin nasıl zulüm merkezi olduğunu ve Ortadoğu İntifadasının başlamasıyla devrim gerçekleşen ülkelere karşı fitne odaklarının bu ülkede nasıl toplandıklarını yazdı:
Fitnenin Uzaktan Kumanda Merkezi: BAE
Ahmet Varol / Yeni Akit
Birleşik Arap Emirlikleri’nin adını Türkçede BAE olarak kısaltıyoruz. İngilizcede UAE diyorlar. Ama Arap dünyasında zulüm rejimlerine karşı başkaldırı hareketlerinin başlamasından sonra üstlendiği rol dikkate alınırsa FUKM yani Fitnenin Uzaktan Kumanda Merkezi olarak değiştirilmesi isabetli olacaktır.
Dikta rejimlerine karşı devrimlerden sonra hesaba çekilme korkusuyla ülkelerini terk etme ihtiyacı duyanların bazıları buraya yerleşti. Sonra buradaki yönetimle işbirliği içine girerek ülkelerine yönelik “karşı devrim” adını verdikleri fitne projelerini hayata geçirmek ve olayları koordine etmek amacıyla faaliyet içine girdiler. Başında da son günlerde anayasa referandumuna hazırlanan Mısır’da hem bu referandumun hem de Mursi’nin dikta kalıntısı kurumların yetkilerini sınırlayan kararlarının iptali için çıkardıkları olaylar geliyor.
FUKM’nin Mısır’da yaşanan olaylardaki rolü hakkında muhtelif haber ve yorumlar yayınlandı. Ancak Dubai Polis Müdürü Dahi Halfan’ın son olaylar üzerine özel twitter sayfasında yaptığı açıklama kargaşa planını sahiplendiklerini ve finanse ettiklerini göstermesi açısından önemlidir. “Mursi’nin düşürülmesi projesi en fazla iki ay içinde tamamlanacaktır” diyen Halfan, Müslüman Kardeşler’e yönelik çirkin ifadeler kullandı ve İhvan’ın bu projeyle, rüzgârla birlikte gitmiş olacağını ileri sürdü.
Gerçi o burada hayallerini yazmış olabilir ama sözleri sadece hayal kurmakla kalmayıp onları gerçekleştirmek için önemli adımlar attığını da gösteriyor. Ayrıca Mısır’ı karıştırma projelerini hayata geçirmek isteyenlere her türlü imkânı sunduğu, onlarla BAE emniyet teşkilatının ileri gelenleri arasında önemli toplantılar düzenlendiği, bu toplantılarda siyonist işgalcilerin verdiği taktiklerden ve fikirlerden de istifade edildiği yönünde basına yansıyan haberleri de teyit ediyor.
Arap dünyasında muhtelif basın yayın organlarına yansıyan haberlerde Mısır’daki karışıklıkların finanse edilmesi için BAE’den diğer adıyla FUKM’den yüklü paralar aktarıldığı da iddia edildi. Bu haberlerden şimdilik iddia olarak söz etmek zorundayız. Ama olayların arka planında duran önemli isimlerin FUKM’deki koordinatörlerle ilişkilerini ve buradaki güvenlik mekanizmasının sergilediği tutumu değerlendirdiğimizde doğruluk ihtimalinin yüksek olduğu kanaati oluşuyor.
Dahi Halfan daha önce de Müslüman Kardeşler’i ve Muhammed Mursi’yi hedef alan çirkin sözlerinden dolayı temsil ettiği ülkeyle Mısır arasında ciddi diplomatik soruna neden olmuş ve sorunun çözümü için BAE Emiri Halife bin Zayed bin Sultan, Mursi’yi ülkesine davet etmişti. Fakat Halfan’ı çirkin açıklamalarına son vermeye zorlamak ve fitneyi kumanda eden çetenin çalışmalarını durdurmak için hiçbir adım atmadı. Çünkü Arap dünyasında İslâmî hareketin güçlenmesinden ve siyasi otoriteyi ele geçirmesinden ciddi şekilde rahatsız olan uluslararası emperyalizm ve onun himayesindeki siyonist işgal “karşı devrim” adıyla fitneyi koordine etmek için onun ülkesini seçmişti.
Fitnecilerin uzaktan kumanda merkezi olarak BAE’yi seçme sebeplerinin başında gelen bizim tahminimize göre bu ülkede İslâmi hareketin kitlesel tabandan yoksun olması ve yürütülen çalışmaların da özellikle Arap intifadası sürecinin başlamasından sonra tamamen tasfiye edilmesi, İslâmi hareket mensuplarına ağır baskı uygulanmasıdır. Bu süreçte İslâmî hareketin tüm insanî yardım kuruluşlarına aynen askerî darbe yöntemiyle el kondu. Mal varlıkları bloke edildi. Yöneticilerinin bazıları hapse atıldı, bazıları da ülkelerini terk etmeye zorlandı. Hapse atılanlara korkunç işkenceler yapıldı. Ülkelerini terk etmek zorunda kalanlardan bazıları da vatandaşlıktan çıkarılarak ülkelerine geri dönmelerinin önüne set çekildi.
Tabii Suriye’de yaşanan korkunç vahşet İslâm dünyasındaki diğer gelişmelerin birçoğunu gölgede bıraktığı için BAE’deki zulümler de dikkatten kaçtı, bütün bu uygulamalar konuşulmadı.
Fitnecilerin BAE’yi tercih etmelerinin bir diğer sebebi bu ülkede yaşayanların % 75’ini yabancıların oluşturması, onların da bir başkaldırı gerçekleştiremeyecekleri için bu ülkenin dominonun son taşı olacağı kanaatidir. Ülkenin bu yönünün ve yabancılara yapılan zulmün de ayrıca konuşulmasına ihtiyaç var.
Özgür-Der BAE'deki Zulümlere Dikkat Çekmişti
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Birleşik Arap Emirliklerinde yaşanan İhvanu’l Müslimin hareketiyle bağlantılı Islah Cemiyeti mensuplarına yönelik tutuklama kampanyasını kınayarak konuyla ilgili BAE Ankara Büyükelçiliğine ve TC Dışişleri Bakanlığına mektup göndermişti.
İlgili mektubu okumak için tıklayınız...
HABERE YORUM KAT