1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Filistinliler için hiç ateşkes olmadı
Filistinliler için hiç ateşkes olmadı

Filistinliler için hiç ateşkes olmadı

​​​​​​​Bu acımasız saldırıdan önce bile İsrail, müttefiklerinin bir kez daha hiçbir şey yapmayacağından emin olarak hareket etti.

20 Mart 2025 Perşembe 21:09A+A-

Dalia Hatuqa’nın theguardian’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.

 

Filistinli sağlık yetkililerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik ağır bombardımanı 24 saatten kısa bir süre içinde 4oo'den fazla Filistinlinin ölümüne yol açarak, Hamas ile İsrail arasında 15 Ocak'ta sadece sözde ilan edilen ve dört gün sonra yürürlüğe giren ateşkesin sonunu getirdi. ABD, Katar ve Mısır'ın öncülüğünde aylarca süren müzakerelerden sonra bile Filistin-İsrail ilişkilerini gözlemleyenler ateşkesin İsrail'in kuşatma altındaki kıyı bölgesine ateşi keseceği anlamına gelmediğini biliyordu.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin Gazze'deki sağlık bakanlığından aktardığına göre, 22 Ocak ve 11 Mart tarihleri arasında en az 700 Filistinli ya İsrail ordusu tarafından öldürüldü ya da sağlık görevlilerinin daha önce erişemediği bölgelerden cesetleri çıkarıldı. Sağlık yetkilileri, İsrail'in son iki ay içinde ateşkes şartlarına uymadığını, insanların dondurucu soğuktan korunmak için çadır ve karavanlara sığınmasına izin vermediğini ve bunun da çoğu bebek olmak üzere çok sayıda insanın ölümüne yol açtığını söylüyor.

Ateşkes ayrıca İsrail'in enkaz kaldırma işlemine başlamak için ağır makinelerin Gazze'ye girmesine izin vermesini de öngörüyordu. İsrail bunu yapmadı ve Birleşmiş Milletler, İsrail'in mevcut ablukayı kaldırmaması halinde yıkılan evlerin ve altyapının temizlenmesinin ve yeniden inşaya başlanmasının 350 yıl alacağını söylüyor.

Oldukça önemli ve acil olan bir diğer şart ise Gazze'ye daha fazla yardımın girmesine izin verilmesiydi. Anlaşmanın ilk aşamasında daha fazla kamyon girmiş olsa da, İsrailli yetkililer yardım gruplarının vahim insani duruma bir çentik atmasını imkânsız hale getirdi. BBC'nin haberine göre, 2 Mart'ta, ateşkes anlaşmasının ilk aşamasının sona ermesinden saatler sonra İsrail Gazze'ye tüm yardım sevkiyatlarının girişini engelledi ve aynı zamanda insansız hava araçlarıyla saldırılar düzenledi.

İsrail bu kararı almadan önce de neşter ve makastan jeneratör, oyuncak ve baharata kadar her şeyin girişini sistematik olarak kısıtlıyordu. Ancak gıda, yakıt ve diğer ihtiyaç maddelerinin tamamen durdurulmasıyla birlikte, BM raporuna göre insani yardım örgütleri Gazze'nin “felaket boyutlarında akut gıda güvensizliğiyle karşı karşıya kalmasından” korkarken, Sınır Tanımayan Doktorlar İsrail'i yardımları pazarlık yapmak için bir “pazarlık kozu” olarak kullanmakla suçladı.

Sözde ateşkes siyasi bir manevraydı, İsrail'in kuşatma ve işgalinin temel unsurlarını sürdürürken savaş saatini sıfırlamasına izin veren bir duraklamaydı. İsrail Gazze'ye yönelik savaşını boğucu abluka, hava saldırıları ve Filistinli tutukluların öldürülmesi ve istismar edilmesi yoluyla sürdürdü. Batı Şeria'da ise İsrail güçlerinin Filistinlilerin evlerine baskınlar düzenlemesi, suikastlar gerçekleştirmesi ve binlerce kişiyi gözaltına almasıyla paralel bir savaş sürüyor.

Bu daha önce de gördüğümüz bir model: İsrail'in ezici saldırısı, sivil ölümlerinin artması, ateşkes çağrılarına yol açan küresel öfke ve ardından kısa bir gerileme. Ancak bu süre zarfında İsrail askeri pozisyonlarını güçlendiriyor, yeniden silahlanıyor ve bir sonraki şiddet dalgası için zemin hazırlıyor. Örneğin 2008-09'daki Dökme Kurşun Operasyonu'nda altı aylık bir ateşkesin ardından İsrail, Hamas'ın ateşkesi ihlal ettiğini iddia ederek Gazze'ye 23 gün süren yıkıcı bir saldırı başlattı. Ancak raporlar İsrail'in saldırıyı aylar öncesinden planladığını ve ateşkesi askeri hazırlık için kullandığını gösteriyordu.

İsrail genellikle uluslararası denetim arttığında ateşkesi kabul ediyor. Bunu yaparak kendisini makul taraf olarak sunarken, şiddet yeniden başladığında suçu Filistinlilerin üzerine atıyor. İsrail, işgal ve kuşatmayı ele almadan ateşkes görüşmelerine girerek statükonun değişmeden kalmasını sağlıyor ve uzun vadeli bir çözümü engelliyor. Gerçek bir ateşkes, şiddete geçici bir ara verilmesini değil, İsrail'in devam eden işgalinin ve Gazze'ye yönelik boğucu kuşatmanın sona erdirilmesini gerektirecektir. O zamana kadar, sözde ateşkesler bir yanılsama olarak kalacaktır.

Gazze'nin ihtiyacı olan şey geçici bir ateşkes değil, uluslararası politikada köklü bir değişimdir - İsrail'in eylemlerini suçlamadan muaf tutmayı bırakan ve onu insan hakları ve uluslararası hukuk ihlallerinden sorumlu tutmaya başlayan bir politika. Aksi takdirde bu şiddet döngüsü devam edecek ve Gazze halkı ile genel olarak Filistin halkı için yıkıcı sonuçlar doğuracaktır.

 

 *Dalia Hatuqa, Filistin-İsrail ilişkileri konusunda uzmanlaşmış bağımsız bir gazetecidir.

HABERE YORUM KAT