Gazeteciler, insan hakları aktivistleri ile sivil toplum kuruluşu üyeleri, işgalci İsrail askerlerinin Büyük Dönüş Yürüyüşü’nü takip eden 30 yaşındaki Filistinli gazeteci Yasir Murteca’yı katletmesini protesto etti.

İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) öncülüğünde, protesto için Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen gruptakiler, üzerinde Murteca’nın fotoğraflarının bulunduğu Arapça, İbranice, Türkçe ve İngilizce “Gerçeği Öldüremezsiniz” ibaresinin yazılı olduğu dövizleri yere bıraktı ve Murteca’nın meslektaşları da dövizlerin üstüne fotoğraf makinelerini koydu.

“İsrail Gerçeği Öldürmek İstiyor”

Yeni Akit gazetesinde yer alan habere göre, grup adına basın açıklamasını okuyan İHAK Medya Sorumlusu Tayfun Demir, Orta Doğu’da yaklaşık yüz yıldan bu yana savaş ve çatışma ortamının sürdüğünü söyledi.

Dünya halklarının Orta Doğu’da yaşanan gerçekleri öğrenmesinin tek yolunun gazeteciler ve haberler olduğunu belirten Demir, “Meseleye buradan bakınca İsrail’in ilk günden bu yana takındığı zalimce tutumun nedeni de açık bir şekilde ortaya çıkıyor. İsrail, gerçeği öldürmek istiyor. Gazetecileri Koruma Örgütü’nün raporuna göre, Filistin’de 1992’den bu yana öldürülen gazetecilerin sayısı 18. Anadolu Ajansı’nın haberine göre ise son 18 yılda 21’i Filistin olmak üzere 24 gazeteci katledildi. Dünya 31 Temmuz 2001 Hamas lideri Cemal Mansur’u hedef alan füze saldırısında katledilen Muhammed El Bişavi’yi unutmadı. El Bişavi, Filistin direnişinden düğünlerine, esirlerden onların ailelerine kadar yaptığı haberler ile tanınmaktaydı. İsrail askerleri Mavi Marmara gemisinde bulunan ve saldırının fotoğraflarını çeken Cevdet Kılıçlar’ı alnının ortasından tek kurşunla hedef gözeterek katletmişti.” diye konuştu.

Büyük Dönüş Yürüyüşü’nü fotoğraflayan Murteca’nın işgalci İsrail’in son gazeteci kurbanı olduğunu hatırlatan Demir, bu saldırıda 30 kişinin hayatını kaybettiğini ve 2 bin 700 kişinin de yaralandığını ifade etti.

“Dünyada Hiçbir Suç Cezasız Kalmamalı”

Demir, işgal altındaki Filistin’de başta özgür hayat hakkı olmak üzere haber alma özgürlüğü, basın özgürlüğü ve güvenlik ihlalinin, günden güne kabul edilemez bir şekilde sıradanlaştığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

“Biz gazeteciler tarafsız bir şekilde görevimizi yerine getirirken, özellikle savaş, kriz ve çatışma bölgelerinde ciddi hayati risklerle karşı karşıyayız. İsrail askerlerinin dahi itiraf ettiği, Yasir Murteca’nın öldürülmesi olayında da olduğu gibi, hiç kimse için hiçbir tehdit oluşturmadığı hâlde bir kişinin daha hayatını kaybetmesini istemiyoruz. Dünyada hiçbir suç cezasız kalmamalıdır. Bugün burada dünyanın dört bir yanında gerçekleri duyurmak için görevi başındayken hayatını kaybeden tüm gazetecileri anıyoruz. Yasir ve diğer gazetecilerle birlikte tüm dünyada insanların yaşam hakkını elinden alan tüm katillerin yargılanması ve ceza alması gerekliliğini bir kez daha haykırıyoruz. Çaresizliğimizi anlatmak adına ekmek kapımız olan fotoğraf makinelerimizi ve kameralarımızı Yasir ve tüm hayatını kaybeden meslektaşlarımız hatırasına kısa bir süre yere bırakıyoruz ve diyoruz ki: Korkun, ey katiller! Biz gazeteciler her zaman gerçeğin peşinde olduk ve onu tüm çıplaklığıyla anlatmaya devam edeceğiz. Bizi öldürmek isteyebilirsiniz, belki öldürebilirsiniz ancak gerçeği hiçbir zaman öldüremeyeceksiniz.”

“Sesimizi Yükseltmemiz Gerekiyor”

İHAK Başkanı Cihat Gökdemir, işgalci İsrail’in her çatışmada olduğu gibi sivillere, gazetecilere, çocuklara, kadınlara ve yaşlılara hedef göstermeksizin ateş ettiğini ve silahsız insanları katlettiğini söyledi.

İsrailli keskin nişancıların kendi aralarında çektikleri videoda sivil insanları nasıl katlettiklerini gördüklerini dile getiren Gökdemir, “Bundan vandalca nasıl zevk aldıklarını hepimiz izledik. Bugün burada anmak için toplandığımız Yasir Murteca da İsrail’in katlettiği ilk ve son gazeteci olmayacaktır. Yeni katliamların olmaması için sesimizi yükseltmemiz gerekir. Uluslararası hukuk hem sivilleri hem de gazetecileri koruduğu hâlde, İsrail bunları vandalca katlediyor ve dünyada kimseden ses çıkmıyor. Yasir Murteca, uluslararası basın kurullarına haber geçen, üzerinde basın yeleği olan, akredite olan bir gazeteciydi. Keskin nişancıların onun gazeteci olduğunu görmemelerine imkân yoktur.” ifadelerini kullandı.

“İsrail Gazetecilerin de Düşmanıdır”

Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Alpay ise işgalci İsrail’i kınayarak, Yasir Murteca’ya Allah’tan rahmet diledi.

Murteca’nın katledildiği sırada onun gazeteci olduğunun fark edilmediği şeklinde spekülasyonlar yapıldığını kaydeden Alpay, şöyle konuştu:

“Bir kaza kurşununa kurban gittiği şeklinde spekülasyonlar var. Ancak, İsrail Savunma Bakanı drone ile çekim yaptığı için vurulduğunu söyledi. İsrail, adaletin ve hukukun yokluğuna karşı direnen, olguları olduğu gibi aktaran gazetecilerin de düşmanıdır. Ve bu düşmanlık sebebiyle Yasir’i katletmiştir.”

“İsrail Bir Terör Devletidir”

Mazlum-Der İstanbul İl Başkanı Ali Öner de işgalci İsrail’in gerçekleri gizleyerek varlığını sürdürmeye çalıştığını söyledi.

İşgalci İsrail’i “terör devleti” olarak nitelendiren Öner, Yasir Murteca’ya ve katledilen diğer sivillere rahmet diledi.

Arapça hazırlanan basın açıklamasını ise Filistinli gazeteci Muin Naim okudu.

Protesto gösterisine, İHAK, Mazlum-Der, Özgür-Der, İletişim Platformu Derneği, Uluslararası Medya ve Enformasyon Derneği üyeleri ile çok sayıda gazeteci katıldı.