1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Mahmud Abbas Yönetimi nasıl İsrail'in Batı Şeria'daki kolu oldu?
Mahmud Abbas Yönetimi nasıl İsrail'in Batı Şeria'daki kolu oldu?

Mahmud Abbas Yönetimi nasıl İsrail'in Batı Şeria'daki kolu oldu?

Katil İsrail; Gazze, Suriye, Lübnan ve Yemen'e çok yönlü saldırılar düzenlerken Mahmud Abbas'ın Filistin Yönetimi bir kez daha kendisini İsrail işgalinin bir kolu olduğunu apaçık gösterdi.

09 Ocak 2025 Perşembe 21:05A+A-

Lubna Masarwa’nın, Middle East Eye’da yayınlanan makalesini Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.

 

28 Aralık günü bir grup İsrailli yerleşimci, işgal altındaki Batı Şeria'nın Silwad kasabasında Filistinli çiftçilere saldırdı. Yaygın olarak paylaşılan bir videoda, iki yaşlı Filistinli çiftçi zeytin ağaçlarının bulunduğu bir tarlada yüzlerinden ve başlarından kanlar akarken görülüyordu. Arabaları parçalanmış ve her ikisi de ağır yaralanmıştı.

Batı Şeria'da İsrailli yerleşimcilerin saldırıları sıklaştıkça ve korumasız kalan Filistinlilere karşı acımasızlaştıkça bu tür olaylar daha da yaygınlaştı.

Uzun süredir İsrail işgal güçlerinin güvenlik kolu olarak işlev gören Filistin Yönetimi (FY), zamanını ve kaynaklarını kendi halkına karşı baskınlar düzenlemeye ayırdı.

29 Aralık'ta Filistin Yönetimi güvenlik güçlerinin keskin nişancıları, Filistin Yönetimi'nin Cenin'deki silahlı gruplara karşı yürüttüğü ölümcül kampanyayı belgeleyen 21 yaşındaki cesur muhabir Şeza es-Sabbağ'ı vurarak öldürdü.

“Kardeşi Musab al-Sabbağ Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, “Çocuklu bir kadın olduğu açıktı.”

“Buna rağmen, keskin nişancı evin kapısından çıktığı anda başını hedef aldı” diye ekledi.

Ölümcül kampanya

Filistin Yönetimi birkaç haftadır Kudüs'ün yaklaşık 100 km kuzeyindeki bir şehir olan Cenin'de, kampın kontrolünü ele geçirdiklerini söylediği “kanun kaçakları” ve “militanları” hedef alan baskınlar düzenliyor.

Aralık ortasından bu yana en az 16 kişinin ölümüne neden olan ölümcül saldırıları protesto eden hemen herkes, 3 Ocak'ta öldürülen bir baba ve oğul da dahil olmak üzere artık kendilerini hedef tahtasında buldular.

Bugün Filistinliler kendilerini sadece İsrail'in uyguladığı şiddet karşısında değil, aynı zamanda sözde liderleri! karşısında da her zamankinden daha savunmasız hissediyorlar.

Gazze'de soykırım devam ederken, Batı Şeria'daki Filistinliler 2024 yılında İsrailli yerleşimciler tarafından rekor sayıda saldırıya uğradı. 7 Ekim 2023'ten bu yana günde ortalama dört (İsrail ilhak planını uygularken ölümcül saldırılar, zorla tahliyeler ve yerinden edilmeler, şiddetli baskınlar ve diğer açık uluslararası hukuk ihlalleriyle) saldırıyla karşı karşıya kaldılar.

İsrail'in Filistinlilere yönelik imha kampanyası karşısında batının sessizliği, aldığı diplomatik ve mali destek bir yana, ABD tarafından finanse edilen Filistin Yönetimi'ni halkına karşı kendi savaşını yürütme konusunda cesaretlendirdi.

Filistinli bir köşe yazarı bana, yazılarından birinin altına sosyal medyada direniş gruplarını destekleyen yorumlar yazdıkları için Filistin Yönetimi güvenlik güçlerinin beş kişiyi tutukladığını söyledi.

Ortam o kadar gergin ki bazı gazeteci arkadaşlarım isimsiz olarak haber yayınlamaya başladılar.

Yeni düşman

Pek çok Filistinli için Filistin Yönetimi şemsiyesi altında yaşamak ve çalışmak her zaman zor olmuştur, ancak hiç kimsenin cinayetlerin ve tutuklamaların bu kadar yüksek seviyelere ulaşacağını tahmin ettiğini sanmıyorum.

Filistin Yönetimi kendine yeni bir düşman bulmuş gibi hissediyor ve bu düşman İsrail güçleri ya da yasadışı yerleşimciler değil.

Filistinli bir aktivist bana açıkça şunu söyledi: “Onlar (Filistin Yönetimi) siyasi olarak aktif olan ya da Filistin Yönetimi'ni eleştiren herkesi tutukluyorlar.”

“Tüm bunlar ABD ve İsrail'in baskısı altında yapılıyor. Sosyal medyada Filistin Yönetimi'ne ya da Cenin'de yaptıklarına karşı herhangi bir paylaşımda bulunduğunuzda derhal tutuklanabilirsiniz.”

Cenin'deki silahlı gruplar ise Filistin Yönetimi tarafından nitelendirilme biçimlerini reddederek direnişlerinin işgalci bir varlığa karşı meşru olduğunu söylediler.

Filistin Yönetimi, olayı hangi yöne çekmeye çalışırsa çalışsın, kampanya o kadar bölücü oldu ki, konuştuğum El Fetih'ten - Filistin Yönetimi'ndeki ana laik siyasi parti - bir isim, Filistin yönetiminin Filistin halkına davranış biçimiyle temelde anlaşmazlık içinde olduğunu söyledi.

“Filistin Yönetimi Filistin halkını umursamıyor - istedikleri tek şey İsraillileri ve Amerikalıları Batı Şeria'da güvenliği sağlayabileceklerine ikna etmek.”

“Ancak Filistin Yönetimi iki kat güce sahip olsa bile bunu başaramayacaktır. Nedeni basit: İsrail işgali direniş üretiyor. Bu bir gerçek. İşgal olduğu sürece direniş de olacaktır.”

Sözleri oldukça anlamlıydı.

İşgal aracı

Geçtiğimiz ay Axios'un haberine göre Filistin Yönetimi'nin Cenin'deki saldırısı kendi geleceği açısından kritik önem taşıyor ve Başkan Mahmud Abbas yeni ABD Başkanı Donald Trump'a “Filistin’i yönetebileceğine” dair bir mesaj vermek istiyor.

Şu ana kadar İsrailli yetkililer de Filistin Yönetimi'nin baskısını memnuniyetle karşıladı, hatta İsrail kanalı İsrail ordusunun saldırıyı teşvik ettiğini bildirdi.

Üst düzey bir İsrail ordu yetkilisinden alıntı yapan İsrail Kanalı Kan, İsrail ordusunun “mülteci kampındaki faaliyetleri optimize etmek için üst düzey Filistinli yetkililerle istişarelerde bulunduğunu” söyledi.

Filistin Yönetimi'nin, “El Cezire'nin Batı Şeria'daki yayınlarının da durdurulduğu baskısının”, İsrailli yetkililerin “Gazze'den gelen her türlü haberi kısıtlamaya” devam ederken gelmesi dikkat çekicidir.

İsrail ordusunun Arapça sözcüsü Avichay Adraee, sadece Gazze'deki yıkımı değil aynı zamanda İsrail ve işgal altındaki Batı Şeria'daki sivil huzursuzluk ve protestoları da belgeleyen önemli bir ses olan El Cezire'yi şeytanlaştırmaya yönelik defalarca paylaşımlarda bulundu.

İsrail'in Gazze, Suriye, Lübnan ve Yemen'e çok yönlü saldırılar düzenlediği bu kritik dönemde, Filistin Yönetimi aldığı sert tedbirlerle kendisini bir kez daha İsrail işgalinin bir kolu olduğunu göstermiştir.

 

*Lubna Masarwa, gazeteci ve Middle East Eye'ın Kudüs merkezli Filistin ve İsrail büro şefi.

HABERE YORUM KAT