Filistin sadece Filistinlilerin değil, hepimizin imtihanıdır!
7 Ekim sabahı Hamas mücahitlerinin Gazze’den işgal altındaki Filistin topraklarına yönelik başlattıkları Aksa Tufanı harekâtı sonrasında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları tam bir soykırım girişimi şeklinde sürüyor. Bu barbarlık karşısında bir nebze vicdan ve adalet duygusuna sahip herkesin net bir tavır alması gerektiği açıktır.
Bizler de dilimizle, kalbimizle ve tüm benliğimizle Siyonist vahşeti lanetliyoruz. Bununla birlikte zalimlerin hedef tahtasına koyup doğrudan saldırdığı, Filistin’de yaşanan zalimliğin sanki sebebi, başlatıcısı imiş gibi göstermeye çalıştığı Aksa Tufanı harekâtıyla iftihar ettiğimizi de öncelikle vurguluyoruz.
Aksa Tufanı hiç kuşkusuz pek çok şeyi ortaya çıkarmış, netleştirmiştir. Öncelikle savaşın, mücadelenin güçten, silahlardan da önce iradeyle yürütüldüğünü göstermiştir. Filistin halkının bir açık hava hapishanesinde adeta yavaş ölüme mahkûm edildiği Gazze’de her türlü imkansızlığa, kuşatılmışlığa karşı mücahitlerin adeta tırnaklarıyla kazıyarak geliştirdikleri operasyon kabiliyeti düşmanı dehşete düşürürken, dostlara ümit ve azim kazandırmıştır.
Aksa Tufanı Siyonistlerin çok güçlü, neredeyse yenilmez bir güç oldukları iddiasını yerle bir etmiştir. Unutulmasın ki zalimlerin en büyük silahları güçlülük, yenilmezlik, üstünlük imajıdır. Oysa bu bir savaş taktiğidir. Propaganda aracıdır. Elbette küresel sistemin sınırsız desteğine sahip Siyonist işgal güçlerinin güçlü olduğunu inkar etmiyoruz ama bu asla yenilmeyecekleri anlamına gelmiyor. Yeter ki isteyelim, cehd edelim, Rabbimize tevekkül edelim. Kadiri Mutlak olanın sadece O olduğunu unutmayalım. İşte El-Kassam mücahitleri 7 Ekim günü gerçekleştirdikleri kapsamlı eylemle bu hakikati tüm dünyaya göstermiştir.
Yine Aksa tufanı Filistin halkının Siyonist çetenin işgaline asla boyun eğmeyeceğini, bedeli ne kadar ağır olursa olsun ve ne kadar sürerse sürsün asla teslim olmayacağını bir kere daha haykırmıştır.
Ve Aksa Tufanı Siyonist çetenin ve dostlarının nasıl vahşi ve hukuksuz, nasıl zalim ve barbar oldukları gerçeğine ışık tutmuş, gözlerini gerçeklere kapatmayan her canlıya en açık biçimde, en net şekilde göstermiştir.
Gazze’den günlerdir vicdan sahibi, zerre miktarı merhamet hissi taşıyan herkesi derinden sarsan, üzen, kahreden görüntüler geliyor. Siyonist çete yıkım, katliam, vahşette sınır tanımıyor. Burada işlenen insanlık suçlarını ayrıntısıyla ifade etmeye ihtiyaç duymuyoruz çünkü tüm bu zalimlik, vahşet zaten bütün dünyanın gözleri önünde cereyan ediyor.
Diyorlar ki “Hamas bu savaşı başlattı, bedelini de ödeyecek!”
İyi de Hamas hangi savaşı başlattı? 7 Ekim 2023’ten önce Filistin toprakları işgal altında değil miydi? Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar adım adım tırmandırılmıyor muydu? Siyonistlerin necis ayakları her gün mukaddes beldemizi çiğnemiyor muydu? Binlerce Filistinli esir İsrail zindanlarına tıkılmış değil miydi? Gazze bir açık hava hapishanesine dönüştürülmemiş miydi? Batı Şeria paramparça edilmiş bir halde esaret altında tutulmuyor muydu?
Bazıları tüm bu arkaplanı görmezden gelip sanki her şey normal seyri içinde gidiyormuş da durup dururken Hamas sorun çıkartmış, huzuru bozmuş gibi düşünüyor ve akıl veriyor, Hamas şiddete başvurmamalı, barışçıl çözüm arayışı içinde olmalıymış!
Ne barışı, kiminle barış? Hamas ne yapmalıydı? Tam bir asırdır adım adım ilerleyen işgale, Mescidi Aksa’nın, Kudüs’ün Yahudileştirilmesine, zindanlara esirlerin çürütülmesine sessiz, tepkisiz mi kalmalıydı?
80 yıldır ‘medeni dünya’ kararlar alıyor, bildiriler, kınamalar yayınlıyor. Peki, ne değişiyor? İsrail’i işgal ettiği topraklardan çekilmeye yönelik onca çağrı, beyanat, hatta BMGK kararları ne anlam ifade ediyor? Filistin halkı tıkıldığı hapishanede her gün biraz daha ezilirken, yok edilmeye çalışılırken bu barışçıl çözüm laflarının manası ne?
Hamas’ın, mücahitlerin suçu kendilerine layık görülen köleliği kabul etmemek mi? Siyonist çetenin canı istediğinde açıp kapattığı kapılardan geçip ekmeğini temin için kölelik düzenine boyun eğmemek mi? Filistin topraklarını paramparça eden ve mazlumlara hiçbir şey kazandırmayan barış aldatmacısına razı olmamak mı? Bu bir suç mu?
Hayır, iradesini, geleceğini, halkını ve hakkını Siyonist çetenin insafına terk etmek barış değildir. Olsa olsa zillettir, teslimiyettir! Bu vahşete, işgale, zalimliğe direnmek de asla terör değildir. Bilakis cihattır, izzettir, şereftir.
Peki, bu korkunç zulme ve adaletsiz, dengesiz düzene karşı bize düşen nedir?
Öncelikle meseleye nereden baktığımız ve hangi düzleme oturttuğumuz net olmalıdır. Biz Filistin meselesini bir toprak ihtilafı, bir coğrafi mesele olarak değil bir akide savaşı olarak görüyoruz, görmeye de devam edeceğiz. Filistin davası inancımızın bize yüklediği bir sorumluluktur, bir kavgadır, mücadeledir.
Haklı ile haksız arasında, kurban ile katil, masum ile mücrim arasında denge politikası izleyenlerden, tarafsız takılanlardan beriyiz, onlardan tiksiniyoruz. Kardeşlerimizin yanında, zalimlerinse tam karşısında durup; izzetle, sebatla direnenlere elimizden geldiğince destek vereceğiz. Ve öncelikle de zihinlerimizin, kalplerimizin, dillerimizin bu aşağılık işgalci söylemlerle kirlenmemesi için teyakkuzda olacağız.
Şunu net biçimde görelim: Evet Filistin’de vahşet var, zulüm sürüyor. Evet, Filistin’de işgal var ama işgale karşı direniş de var. Ve direniş varsa umut da var. Ve Rabbimizin izni ve yardımıyla umudu büyüteceğiz!
Siyonist çeteyi asla normal bir oluşum olarak görmeyeceğiz. Bükemediği bileği öpmek münafık tavrıdır. Biz Müslümanız, izzete talibiz. Ve azimle, inatla, sabırla zulme karşı direneceğiz. Gerekirse nesiller boyunca mücadele edecek, kıyamete kadar savaşacak ama asla vazgeçmeyeceğiz.
Hasbunallah ve nimel vekil
YAZIYA YORUM KAT
İslam barış anlamına geldiği gibi gerektiğinde Kabe'nin örtüsüne kapansa bile gereken ne ise o yapılır.Hazteti Peygamber rahmet peygamberi olduğu. kadar kılıç peygamberidir.İslamn tarihinde Hazreti peygamberin Yahudilere ve gayri müslim olan topluluklara yaklaşımında adalet olduğu kadar İslamiyet'in gücünü de. hakkaniyet ölçüsünde yerine getirmiştir.Hamas da bu sünneti seniyeyi uygulamış,rabbbine güvenerek Siyonistler bu savaşı başlatmıştır.Rabbim bütün mazlumlara yardım etsin mazlum Filitin'e de yardım etsin.Gazalarını mübarek etsin diğer halkı müslüman topluluklara zalim yönetimlere karşı cesaret vermesini rabbimizden niyaz ediyoruz.
Yanıtla (0) (0)Müslümanlar için, İslam'ın evi Kabe, İslam'ın evinin anahtarı Kudüs..
Yanıtla (0) (0)Ve anahtar, Kudüs yahudilerin elinde..
Anahtar yani Kudüs, İslam hakimiyeti için Dünya da esas bir mevzu..
Kur'an-ı Kerim de Kudüs, İsra suresi ile önemi anlatılıyor.
Kudüs sadece Filistin, Gazze için mesele değil..
İslam coğrafyası ve müslüman için de sorun..
Kudüs için peki hukuk ne olacak??
Hayber Kalesi hurma ağacı stratejisi ile feth edilmişti.
Kudüs de bir kale gibi yahudi lobisine ait marka ürün boykotu, ticaret boykotu gibi bir stratejik diplomasi gerek.
Her kimki ellile,dilile,kalbile musulmanlara,yardim edersa allah ondan razi olsun..kufur devam eder amma zulum devam etmez..sonuç zafer islamındır.inlaallah)( السلام عليكم ورحمة الله وبركاته)
Yanıtla (0) (0)Allah razı olsun ... zulme karşı direnişin en güzel örenğini gösteren kardeşlerimizi canı gönülden destekliyoruz rabbim yar ve yardımcıları olsun
Yanıtla (0) (0)Allah Razı olsun. Bir müslümanın meseleye bakması gereken şekli çok güzel ifade ettiniz.
Yanıtla (0) (0)Yüreğine sağlık Allah sizi ve sizin gibileri başımızdan eksik etmesin.
Yanıtla (0) (0)Ben müslümanım diyen ve içinde bir sivri sinek kadar merhamet sahibi olan biri bu mücadele de aksa tufanı yanında olmayı ve onlara destek olmayı seçmelidir.
Filistin davası inancımızın bize yüklediği bir sorumluluktur, bir kavgadır, mücadeledir. Filistin sadece Filistinlilerin değil, hepimizin imtihanıdır! - buna kalbimizle kabul edip elimizden geleni yapmamız lazım
Allah razı olsun.
Yanıtla (0) (0)Müslümanın tavrını ve duruşunu net olarak ortaya koyan bir yazı
Allah razı olsun Rıdvan abi kalemine sağlık abi. Umut bizim imanımız evet abi. Rahmetli Hasan El Benna gençlere öğüt verirken şöyle der:
Yanıtla (0) (0)"Güçlüler ebedi olarak güçlü kalamazlar. Zayıflarda daima zayıf kalamazlar. Allah günleri insanlar arasında döndürür. Umutsuzluk müslüman ahlakından değildir. Dünün hayalleri bugünün gercekleridir. Bugünün hayalleri yarınların gerçekleri olacaktır ."
Allah'ın izniyle inşaallah. Aksa Tufanı yıllarca dillerde destan olacak bir direnişin tarihini yazıyor bugün.
Allah sabredenlerle beraberdir abi.
Ümit dolu böyle bir yazıyı kaleme aldığınız için yüreğinize sağlık Rıdvan hocam...
Yanıtla (0) (0)Direniş diyoruz da kim direniyor? Geriye an itibariyle mücadele edecek sadece bir avuç filistinli kaldı ve yıkım çok büyük...
Hergün zulmün bin bir çeşidini Filistin halkına reva gören İsrail tüm dünyanın gözü önünde insalık suçu işlemesine rağmen esaslı bir tepkiyle karşılaşmıyor. Aslında burada direnişi kırılan Filistinli değil bu işe seyirci kalanların tamamıdır.
Ümmet bin yıldır bitmek tükenmek bilmeyen mehur fıkhi içtihadi ihtilaflarıyla birbirine diş bilerken. Evangelizm dedikleri yeni dini/siyasi bir yapılanma ile Yahudu Hristiyan ittifakı hiç bir yerde sınır tanımayacak kollektif bir güce erişmeye başladı.
Unutmamamız gereken zalime karşı direnç göstermeyen halklar geçmişte Allah tarafından helak edilmişlerdir. Tepkisizlikte asında suça ortaklık ve helak konusu olmuştur.
Bu namaz, oruç hac gibi temel ibadetlerimizin nasıl ki farz ise bu konuda mücadele geliştirmek her müslümana farz olduğunu düşünüyorum.
Rabbim müslümanların acısını yüreğinde hisseden ve bunun için canıyla malıyla ilmiyle ve samimi çabalarıyla ümmet olmak için mücadele edenlerden eylesin inşallah.
Yüreğinize sağlık Rıdvan abi
Yanıtla (0) (0)Ve nigmel Mevla ve niğmel nasir
Yanıtla (0) (0)Allah razı olsun. Bu konuda okuduğum en derli toplu, ümitli ve de izzetli yazıydı.
Yanıtla (0) (0)Allahuekber
Yanıtla (0) (0)Mecrûh yüreklerimize inşirah veren, anlam yüklü güzel bir yazı kaleme aldığı ve istifademize sunduğu için Allah razı olsun ... Rıdvan Kaya üstadımızın yüreğine, kavline ve kalemine sağlık ...
Yanıtla (0) (0)"...izzet ve üstünlük Allah'ın, elçisinin ve müminlerindir..."
Yanıtla (0) (0)Hasbunallahu ve nimel Vekil
Nimel Mevla ve nimen Nasîr