FETÖ, Bir Kült Hareketi mi?
FETÖ diye literatürümüze giren ve kıyamete kadar darbımesel olarak anlatılacak Gülen Hareketi’ni ifade edebilmek için kendi medeniyet ve ilmî geleneğimize müracaat ettiğimizde bu yapıyı tam karşılayan bir kavram bulamıyoruz.
Haşhaşiler deniliyor meselâ. Ancak ne Haşhaşiler, ne de tarihimizde ortaya çıkmış diğer bidat ve gulat fırkaları bu hareketi tam anlamıyla yansıtmıyor.
Bu hareket yukarıda bahsettiğimiz türden kimi hareketlere kısmen benzese de birçok boyutuyla onlardan ayrışmaktadır. Bu hareket nevi şahsına münhasır bir harekettir çünkü. Dolayısıyla mevcut olanı anlatabilmek için yeni kavramlara ihtiyaç vardır.
FETÖ, Şiâ fırkasıyla özdeşleşmiş takıyye fıkhını Şia’daki tüm boyutlarıyla kullansa da bir Şiî hareketi değildir. Sünnîliği referans aldığını söylese de Sünnîlikle de tam olarak örtüşmemektedir. Tasavvuf ve irfan geleneğine atıf yapsa da yine aynılık ifade etmez.
Uluslararası kamuoyuna açık yüzünde diyalogtan yana, humanist, modern eğitim gönüllülerinden müteşekkil bir hareket.. Ülke içinde halka gösterdiği yüzü ise son dönem hâriç hep itidal, eğitim ve hizmet diyen, vatansever bir cemaat yüzü...
Öte taraftan devletin tüm kademelerine sızan, kendisi hâricindeki yapılara müsamaha göstermeyen, bir devlet kurumunu ele geçirdiğinde oradaki çaycıya kadar değiştiren, devletin özellikle de en hassas birimleri olan askeriye, mit, polis, yargı ve akademisini ele geçirmeye çalışan, kendisine göre zamanı geldiğinde ülkenin silahlarını çalarak darbeye kalkışan, sivilleri katleden, devlet sırlarını küresel güçlerle paylaşan, ülke dışında bütün birimleriyle bir diaspora oluşturup ülke aleyhine çalışan, liderine mutlak itaati esas alan, onu lâyüs’el makamına oturtan ve bunları yapabilmek için de çift kimlik kullanan ezoterik bir yapıdan bahsediyoruz.
Bu ve benzeri karakteristik özelliklerinden dolayı bu hareketi ilmî geleneğimizin deyimiyle ‘ağyarını mâni, efradını câmi’ muhtevayla tanıtacak bir kavrama ihtiyacımız var. Çünkü tarihte böyle bir hareket zuhur etmemiştir. Yenidir ve fakat tarihten de kopuk değildir.
Aynen DAEŞ örgütünü tanıtacak bir kavramın olmaması gibi. Çağdaş Hariciler deniyor DAEŞ’e ama şiddeti yöntem olarak benimsemeleri ve tekfirci özelliklerinin dışında birçok konuda ayrışıyorlar. Meselâ DAEŞ’in bilgi referans kaynaklarıyla Haricilerin referans kaynakları ciddi manada ayrışır. Selefi deniyor, burada da tam bir aynılık yoktur.
Kimi akademisyen ve araştırmacılar Gülen yapısını Batı dünyasında ortaya çıkan kült hareketlere benzetmekte ve bir kült hareketi olarak tanımlamaktadırlar. Neden mi?
Batı’da, dinî hareketlerin sosyolojik sınıflandırılmasına göre kült, ana akım toplum ve dinî değerlere göre sapkın veya yeni inanç ve uygulamalara sahip dinî veya sosyal bir grup olarak tanımlanmaktadır.
Kült hareketleri ortaya çıktıkları coğrafyalarda tamamen yerel kültürden, tarih tecrübesinden ve dinden bağımsız değildirler. Bunlardan bazı unsurlar bünyesinde taşımakla beraber ortaya yeni bir inanç ve amel pratiği ile çıkarlar. Bir kült hareketi, müntesiplerinin sayısı ve toplum içerisinde, devlet kademelerinde işgal ettikleri yer ve sahip oldukları etki nisbetinde de yerleşik değerleri sarsar.
Konuya devam edeceğiz inşaallah.
Yeni Akit
YAZIYA YORUM KAT