Fethullah Gülen, Adil Öksüz’le Görüşüp Görüşmediğini Hatırlamıyormuş!
France 24 Kanalı’nın sorularını cevaplayan Fethullah Gülen demagojide üstat olduğunu bir kere daha ortaya koyarak, kritik hiçbir soruya açık cevap vermeme geleneğini sürdürüyor!
HAKSÖZ HABER
15 Temmuz cuntasını organize ettiği ve darbeden önce defalarca ABD’ye gidip geldiği kesinleşen Adil Öksüz hakkındaki soruya kaçamak cevap veren Fethullah Gülen iktidarla çatışma sürecini de muğlak ifadelerle geçiştirmiş. Başında bulunduğu yapının iktidara el koymaya yönelik ardı ardına attığı adımları örtmeye kalkan Gülen Erdoğan’ı övmeye yanaşmadıkları için tüm hadiselerin yaşandığını iddia etmiş!
France 24 Kanalı Beyaz Saray Muhabiri Philip Crowther ve Uluslararası Haberler Muhabiri Leela Jacinto'nun şimdiye kadar sorulmayan Adil Öksüz sorusunun da sorulduğu yaklaşık 17 dakikalık röportajının özeti:
Gülen: İade meselelerini çok ciddiye almıyorum
Philip Crowther (PC): Cumhurbaşkanı Erdoğan 16 Temmuz darbesinin arkasındaki sizin olduğunuza dair yeterli delil olduğu iddiasında ve ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın ilişki içinde. Sizin için bir sınır dışının, böyle bir tehlikenin mümkün olabileceğini, Trump’ın başkanlığındaki ABD’den Türkiye’ye iade edileceğinizi düşünüyor musunuz?
Fethullah Gülen (FG): Ben bu meseleleri çok ciddiye almıyorum. Trump’ın ne olursa olsun kanuna, hukuka, hususiyle de Amerika adalet sistemine zarar verecek bir karar alacağını zannetmiyorum. Ne Cumhuriyetçi ne de Demokrat herhangi bir ABD başkanının da, Türkiye’nin mantıksız taleplerine Amerika’nın dünya çapındaki itibarını zedeleyebilecek bir karşılık vereceklerini düşünmüyorum.Bu suçlamalar mantıksız dolayısıyla NATO üyeleri mi olur, Avrupa Parlementosu üyeleri mi olur, uluslararası bir komisyon kurulsun, meseleyi arka planı ile başlangıcından sonuna kadar soruştursun, sentezler yapılsın, detaylı analizler yapılsın ve benimle en küçük bir bağ bulunursa, falanın filanın beni derdest edip götürmesine gerek kalmadan, kendi biletimi alır, ülkeme dönerim.
Leela Jacinto (LJ): Beş yıl kadar önce Erdoğan ile müttefiktiniz, şu an bir numaralı halk düşmanısınız. Ne oldu?
FG: Şimdiye kadar kimseyi düşmanım olarak görmedim ve nefret etmedim. Bazı konularda uyarılarım oldu. Kürt meselesinin çözümü ile ilgili kendilerini uyardığım oldu. Hiçbir zaman politik bir kişi olmadım. Tam taraftar da olmadım. İki ya da üç kez görüştük. Birisi parti kurulmadan önce danışmak için ziyarete gelmişlerdi. Birinde de Bosna Hersek ile maç yapılıyordu. Geldi yanıma oturdu. Sözcü Gazetesi bizim için ‘Kanka’ dedi.
LJ: Siyasi bir kişilik olmadığınızı söylüyorsunuz ama Türk hükümeti sizin, darbenin siyasi destekçisi olduğunuzu iddia ediyor? Darbenin herhangi bir yerinde yer aldınız mı, herhangi bir şekilde desteklediniz mi?
FG: Bunu ispat etmeleri gerek. 18 yıldır buradayım. O askerleri tanımıyorum, kimler var bilmiyorum, beni dinlerler mi dinlemezler mi bilmiyorum. Beni tanıyanlar olabilir çünkü elli-atmış yıldır cami kürsülerinde, konferans salonlarında konuşan bir insanım.
LJ: 19 yıldır buradasınız ve Türkiye’de bir darbe oldu. 200’den fazla insan öldü. Darbe sonrası 150 binden fazla kişi işini kaybetti, 50 binden fazla kişi tutuklandı, bu kişilerin çoğu sizin takipçileriniz. Ve sert muamele görüyorlar. Tavsiye edeceğiniz ayakta kalma stratejiniz nedir?
FG: İletişim kanalları kapalı. Türkiye’ye ulaşmak mümkün değil. Televizyon kanalları, gazeteler kapatıldı. Hükümetin duygularına tercüman olan kanallar oluşturdular. Onlarla kamuoyu oluşturuyorlar.
LJ: Muhalifler takipçilerinize hiç sempati duymuyor. Ve taraftarlarınızın beş yıl öncesine kadar bürokrasiye, güvenlik birimlerine, yargıya herhangi bir elemeden geçmeden yerleştiklerine ve bu kişilerin yapılan darbede yer aldıklarına inanıyorlar. Bu suçlamalara nasıl cevap vereceksiniz?
Gülen: Ergenekon davalarını Erdoğan yaptırdı.. Savcıyım dedi.. Asker bitince bizim üstümüze geldi
FG: Bunu iktidar yaptırdı. Erdoğan Başbakandı. Kendisi bu davaların savcısıyım dedi. Erdoğan’ın eski genelkurmay başkanı (İlker Başbuğ) hapsettirmek istediği haberleşti. Görüldüğü kadarıyla bu şekilde orduyu kontrol altına almak istedi. Bu bittikten sonra hareketi hedef almaya başladı. Neden? Sanırım bunun bir nedeni bu hareket yurtdışında kurumlar açtı ve Erdoğan istemesine rağmen onu halife olarak övmedi. Erdoğan bunu kabul etmedi ve harekete hedefe oturttu.
PC: Sayın Gülen, burada yaşıyorsunuz ve hareketinizin sahip olduğu gazete, okul, kurum hiçbirisi sizin adınızı taşımıyor. Bu şeffaf olmayışın sebebi nedir? Ne saklıyorsunuz?
FG: Şeffaflık meselesi açık çek. Kapalı bir şey var mı yok mu burada, istihbaratlar soruşturur. FBI onlarca kez geldi. Bu gizlilik meselesi değil. Bir Kongre üyesi ile görüştüğümde de bunu söyledikten sonra tatmin olduğunu söyledi. 170 ülkede beni dinleyip, bütün bu işleri yapan insanların binde birini de bilmem. Eğitim, sosyal problemlerin çözümünde en iyi yoldur. Şeffaflık adına kendi müfettişlerini de alsınlar, FBI’ı, istihbarat kurumlarını, mali müfettişleri salsınlar; kanun, hukuk adına aykırı bir şey varsa kapatsınlar o okulları.
PC: Siz ve hareketiniz hakkında pek çok spekülasyon var. Siz bir kült lideri misiniz?
FG: Ben kendimi beğenmiyorum, beni beğenenleri de beğenmiyorum. Kendimi insanların en küçüğü olarak görüyorum. Kurtulabilirsem, Allah’ın rahmetiyle kurtulacağıma inanıyorum. Kendimi berbat bir insan olarak görüyorum.
Gülen: Adil Öksüz’ün darbeyle alakalı.. buraya geldiğini bilmiyorum
LJ: Tekrar soruşturmaya dönersek. Pek çok kişi size bu soruyu sormamı istedi. Adil Öksüz. Hükümet onun bir imam olduğunu ve bu hareketin bir parçası olduğunu düşünüyor. Darbeye teşvik ettiği iddia ediliyor. Darbe gecesi Ankara’da askeri bir üste ele geçirilip kısa bir gözaltının ardından serbest bırakılıyor ve sonra ortadan kayboluyor. Hükümet bu kişinin darbe için sizinle buluştuğunu iddia ediyor. Adil Öksüz’ü tanıyor musunuz, darbe öncesi onunla görüştünüz mü?
Gülen: Hakan Fidan buraya iki kez geldi, yeğenimin evinde yemek yedi
FG: Adil Öksüz belli bir dönemde talebe olduğu zamanlarda bizim ders halkamıza katılmıştır. Darbeyle alakalı.. buraya geldiğini bilmiyorum… belki birkaç sene önce gelmiştir. Medyada benim, onun çocuğuyla fotoğrafım çıktı. Yüzlerce insanla olan bir şey bu. Fotoğrafım olan kişilerle böyle bir ilişki kurmak.. ezbere konuşmak olur. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de geldi buraya, cumhurbaşkanı ya da başbakan olmadan önce. Nerde olduğunu bilmiyorum ama Adil Öksüz’ü buluyorlar, sonra onu salıveriyorlar. Sonra onun Milli istihbarat ile alakası ortaya çıkıyor. Ha gelenlerden birisi de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın başındaki Hakan Fidan’dı. İki defa ziyaret etti. Yeğenimin evinde iki defa yemek yedi. Gelmeyen kalmadı ki. Fotoğraf karesinin içine girmediğim insan kalmadı. Bunu, birinin düşüncesi içinde değerlendirmek ezbere mülahazalar.
PC: Takipçilerinizin çoğu Türkiye’de hapiste. Kapatılan medya organları sebebiyle onlarla iletişime geçmenin çok zor olduğunu söylediniz. Ayrıca Afganistan, Pakistan, Somali gibi yerlerdeki okullarınız kapatıldı. Hareketiniz bitti mi?
FG: Zannetmiyorum ben. Birkaç yerde okullar sadece yerel insanlara devredildi, aynı anlayış devam ediyor. Asya’da da öyle oldu, Uzak Doğu’da da öyle oldu. Duyabildiğim kadarıyla belki bir iki yerde başarılı oldular. 170 küsur ülkede zannediyorum devam ediyor. 20-30 senedir nabız tuttukları insanlara karşı bir güven hasıl olmuştu, birdenbire bir fırtına ile o meselenin yıkılacağına ihtimal vermiyorum. Bu ‘Sevgi’ hareketinin, ‘Evrensel değerlere saygı’ hareketinin devam ettiğini gösteriyor, devam edecek fakat hiçbir siyasi ebedi olarak kalmayacaktır. Gidecek birileri varsa, o da demokratik yollarla, onlar olacaktır.
Çeviren: Ebru Aksay / https://washingtonhatti.com/
HABERE YORUM KAT