Ferguson Kararıyla Birlikte Halk ABD'de Sokağa Çıktı!
Ferguson'daki olayı araştıran Soruşturma Kurulu, 18 yaşındaki siyahi gencin öldüren polisin yargılanmasına gerek olmadığına karar verdi. Kararın ardından ülke genelinde gösteriler başladı.
ABD'nin Missiouri eyaletinde 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown'ı öldüren polis memuru Darren Wilson'ın yargılanmasına gerek olmadığına karar verildi.
Jürinin günlerdir süren değerlendirmesinin ardından St. Louis kentinin Ferguson mahallesinde Brown'u öldüren polis memuru hakkındaki karar açıklandı. 9'u beyaz ve 3'ü siyahiden oluşan 12 kişilik jürinin kararını St. Louis Savcısı Robert McCulloch birçok televizyon kanalından canlı yayınlanan basın toplantısı ile açıkladı.
Jürinin olayın gerçekleştiği anda ve ardından toplanan fiziki delilleri incelediğini ve birçok görgü tanığını dinlediğini kaydeden McCulloch, detaylı bir sürecin ardından polis memuru Wilson'ın "kendisine verilen yetkiler dahilinde hareket ettiği ve cezai yargılamaya gerek görülmediğine" karar verildiğini söyledi.
Jüri üyelerinin kararları ve kimin ne yönde oy kullandığı bilgilerinin gizli olduğunu ve açıklanmayacağını da belirten McCulloch, soruşturma sürecinde kayıt yapılmadığını da dile getirdi.
Ülke genelinde gösteriler başladı
Öldürülen siyahi genç Michael Brown'ın ailesi "karardan büyük hayal kırıklığı duyduklarını ancak karara ilişkin yapılacak protesto gösterilerinin barışçıl bir şekilde gerçekleştirilmesini" istediler.
Kararın ardından başta Ferguson olmak üzere birçok ABD kentinde gösteriler düzenleniyor. Polis, gösterilerin başladığı noktalarda geniş güvenlik önlemleri aldı.
New York'ta Union Square'da toplanan yaklaşık bin kişilik topluluk, kararın açıklanmasının ardından polis barikatını yararak Wall Street yönüne doğru yürüyüşe geçti.
Missouri'de olağanüstü hal
Missouri Eyaleti'nde Vali Jay Nixon, karar açıklanmadan olağanüstü hal ilan etmiş ve yarın okulların tatil edildiğini duyurmuştu. St. Louis'de Ulusal Muhafız Birlikleri kritik binaları koruma altına alırken Vali Nixon, halka ''barış, karşılıklı saygı ve itidal'' çağrısında bulundu.
St. Louis Belediye Başkanı Slay de barışçıl protestolara müsade edileceğini ancak özel mülke zarar verilmesine müsamaha gösterilmeyeceğinin altını çizdi.
9 Ağustos'ta Ferguson'da meydana gelen olaydan sonra ülke genelinde protestolar meydana gelirken, polis Wilson açığa alınmış ama hakkında herhangi bir dava açılmamıştı.
Obama'dan barışçıl gösteri çağrısı
ABD Başkanı Barack Obama, Ferguson'da jürinin 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown'ı vurarak öldüren beyaz polis memuruna ceza verilmemesi kararının ardından gösterilerin barışçıl şekilde yürütülmesini istedi.
Kararın açıklanmasının ardından hemen Beyaz Saray'da kameraların karşısına geçen Obama, "bazı insanların bu karara katılırken, bazılarının çok büyük hayal kırıklığına uğradığını ve bu konudaki reaksiyonların anlaşılır olduğunu" söyledi.
Ancak, barışçıl protesto çağrısında bulunan Michael Brown'ın ailesine katıldığını ifade ederek, kendisi de barışçıl gösteri çağrısında bulundu. Obama, "Michael Brown'un ailesi herkesten daha çok kayba sahip, onların bu isteklerini onurlandırmalıyız" diye konuştu.
Obama, ABD'nin kanunlar ülkesi olduğunun altını çizerek, karardan öfke ve hoşnutsuzluk duyanlar olsa da Amerikalıların jürinin verdiği kararı kabul etmesi gerektiğini kaydetti.
ABD’nin St. Louis kentindeki Soruşturma Kurulu, Ferguson’da silahsız 18 yaşındaki siyahi gencin öldüren polis Wilson'un yargılanmasına gerek olmadığına karar verdi. Kararın ardından ülke genelinde gösteriler başladı.
Gösteriler arttı
Başta Ferguson olmak üzere ülke genelinde protesto gösterileri düzenleniyor.
Gelişmelerin merkezinde yer alan Ferguson'da kararı cep telefonları ve televizyondan takip eden gruplar, polis memurunun yargılanmasına gerek görülmemesi kararı üzerine sokaklara çıkarak karara tepki gösteriyor.
Bazı göstericiler polis araçlarına saldırıp ateşe verirken bazıları da civardaki dükkanların camlarını kırarak çevreye zarar verdi. Polis bazı bölgelerde göstericileri dağıtmak için biber gazı kullandı. Biber gazından görev yapan gazeteciler de etkilendi.
Ferguson'un birçok bölgesinden canlı yayın yapan ABD televizyonlarında göstericilerin yaktığı polis araçları, zarar gören dükkanlar ve biber gazından etkilenen insanların görüntüleri ekranlara geldi.
Bazı dükkanlarda başlayan yangınlara itfaiye görevlileri müdahale ediyor. Şehrin çeşitli bölgelerinden zaman zaman silah seslerinin geldiği de belirtiliyor.
New York
New York'ta kararın açıklanmasından önce Union Square'de toplanan göstericiler, kararın açıklanmasının ardından polis barikatını aşarak Wall Street'e yöneldi.
Göstericiler, polisin Wall Street'e girişi engellemesi üzerine "adalet yoksa barış da yok" sloganları ve pankartlarla Times Square'e gittiler.
Burada bir süre tepkilerini sloganlarla dile getiren göstericilere zaman zaman polis müdahale ederken, bazı göstericiler gözaltına alındı.
Washington'da protesto gecesi
Kararın açıklanmasının ardından Beyaz Saray'ın önünde toplanan bini aşkın kişi, ülkede ırkçılığın devam ettiğini savundu. Göstericiler, buradaki protestolarının ardından ABD Kongresi ve Yüksek Mahkeme'ye yürüdü. Şehrin ana bulvarından yürürken kavşaklarda yere oturan protestocular, trafiği engelledi ancak tüm gösteri barışçıl havada geçti.
Protestoya katılanların ortak kanaati ise ülkede ırkçılık sorunun hala aşılamamış olduğuydu.
Eylem sırasında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan göstericiler, siyahlara karşı bu ülkede hala ayrımcılığın devam ettiğini belirterek, Ferguson'daki jürinin kararına sert eleştiriler yöneltti. ABD'de siyahların hakları konusunda bundan sonra daha organize eylemler düzenleyeceklerini belirten göstericiler, polisi de askerileşmek ve sıradan halka karşı aşırı şiddet eğilimi içinde olmakla suçladı.
Göstericilerden Caesar adlı siyahi genç, St.Louis kentindeki Soruşturma Kurulu'nun adaletsiz bir karar verdiğini, bu kararın ABD'de siyahların yaşamının değer taşımadığını gösterdiğini savundu. Bu adaletsizlik karşısında insanların sokaklara döküldüğünü ifade eden Caesar, polisin aşırı derecede askeri teçhizatla donatılmasını ve korumakla yükümlü olduğu halka karşı şiddet taktiklerine başvurmasını eleştirdi.
Caesar, "Bu ülkede siyahların da yaşamının değerli olduğunu düşünüyoruz. Polisin artık değişmesini istiyoruz. Artık daha fazla ölüm görmek istemiyoruz. Artık yeter. Siyahların da yaşamı değerli" diye konuştu.
Ashley adlı başka bir genç protestocu da Trayvon Martin davasından sonra aslında bu davada da böyle bir kararı beklediğini, artık bundan sonra bu tür "haksızlıklara" karşı istenen değişimi ortaya çıkarmak için toplum olarak daha organize olmaları gerektiğini ifade etti.
Beyaz Saray önündeki gösteri sırasında yüzleri Beyaz Saray'a çevrili şekilde ayakta sessiz eylem düzenleyen gruptan Philip adlı siyahi bir eylemci ise "Benim gibi bir siyahi gencin öldürülmesinin hiçbir gerekçesi olamaz. Her gün bir polis memuru tarafından vurulabilirim korkusu içinde yaşıyorum. Bugün burada toplanmamızın amacı siyahların da bu ülkede yaşamlarının değerli olduğu mesajını vermek" dedi.
Johns Hopkins Üniversitesi'nden 19 yaşındaki bir protestocu da "Artık yeter. Artık devlete hiçbir güvenimiz kalmadı. Öyle görülüyor ki bir beyazın siyahı öldürmesi bu ülkede suç değil" ifadesini kullandı.
Göstericiler, bu protestoların sadece bugünle sınırlı kalmayacağını, bundan sonra devam edeceğini söyledi.
Başkentteki protestolarda çoğunluğun öğrencilerden oluştuğu görüldü. “Siyahların hayatı da değerli” ve "Adalet yoksa barış da yok" sloganları atan gençler, "Polis terörünü durdurun", "Ferguson halkının yanında olun", "Wilson, Brown'ı öldürdü", "Brown için adalet" yazılı pankartlar açtı.
Beyaz Saray’ın önünde oturan protestocular, daha sonra polis kontrolünde Kongre’ye yürüdü. Şehrin ana bulvarı Pennsylvania Caddesi’nden yürüyen protestocular, zaman zaman kavşaklarda oturup trafiğin akışını engelledi.
Kongre’nin ardından Yüksek Mahkeme’nin önüne giden protestocular, ırkçılık karşıtı sloganlar atarak jürinin kararının adil olmadığını belirtti.
Öte yandan, daha çık siyahi kişilerin yaşadığı ve 1968 yılında siyahi hakların savunucusu Martin Luther King’in öldürülmesinin ardından isyanın çıktığı merkezlerden olan U Caddesi’nde de yüzlerce genç yürüdü. Elleri havada yürüyen protestocular, Ferguson'daki olayda Brown beyaz, polis memuru Wilson siyasi olsaydı kararın nasıl sonuçlanacağını sorguladı.
Holder, "Federal soruşturma devam ediyor"
ABD Adalet Bakanı Eric Holder, St. Louis kentindeki Soruşturma Kurulunun Ferguson’da silahsız Michael Brown’ı öldüren polis Darren Wilson'un yargılanmasına gerek olmadığı kararına rağmen, olaya ilişkin federal soruşturmanın devam ettiğini bildirdi.
Adalet Bakanı Holder, Soruşturma Kurulunun silahsız 18 yaşındaki siyahi genç Brown’ı öldüren polis memuru Wilson’ın yargılanmasına gerek olmadığını açıklamasının ardından yazılı açıklama yaptı. St. Louis kentindeki yerel soruşturma kurulunun Wilson hakkındaki kararına rağmen Holder, Brown’ın öldürülmesine ilişkin federal soruşturmanın sürdüğünü kaydetti.
Holder, “Adalet Bakanlığının Michael Brown’ın vurulmasına ilişkin soruşturması devam ediyor. Bakanlık, Ferguson Polis Teşkilatı’nın uygulamalarında anayasaya aykırılıkların bulunduğuna ilişkin iddiaları soruşturmayı sürdürüyor” ifadesini kullandı.
Federal soruşturma en başından beri yerel soruşturmadan bağımsız olduğuna vurgu yapan Holder, şu anda da bunun aynı olduğunu ifade etti.
Wilson'ın ifadesi yayınlandı
Missouri Eyalet yetkilileri, Wilson'ın jüriye verdiği ifadeyi yayınladı. Wilson, eylül ayında verdiği ifadesinde, devriye görevi sırasında Brown ve arkadaşını hırsızlık şüphesiyle durdurduğunu ve bu sırada Brown'ın araca yönelerek kapıya sert şekilde vurduğunu savunuyor.
Siyahi gencin bu sırada kendisine yumruk attığını ve silahını almaya çalıştığını öne süren Wilson, daha sonra silahını kurtararak Brown'a ateş ettiğini anlatıyor.
Ardından kaçmaya çalışan siyahi gencin peşine düştüğünü ancak bir süre sonra Brown'ın sinirli bir şekilde üzerine gelmeye başladığını savunan Wilson, hayatının tehlikede olduğunu düşündüğü için üst üste ateş ettiğini ve Brown'ın öldüğünü belirtiyor.
St. Louis Savcısı Robert McCulloch, polisin yargılanmasına gerek görülmemesine ilişkin kararı açıklarken, Wilson'ın ifadelerinin benzeri bir dil kullanmış, olayın tanığı olarak ifade veren kişilerin anlatımlarının kendi içinde çeliştiğini savunmuştu.
Ferguson'da ne olmuştu?
ABD'de ağustosta meydana gelen olay özellikle siyahi toplumun tepkisine neden olmuş ve Ferguson'da şiddetli gösterilere ve polis önlemlerine sahne olmuştu.
9 Ağustos'ta Ferguson'da 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown, bölgede devriye görevi yapan polis memuru Darren Wilson tarafından öldürülmüştü.
Memur Wilson, gencin kendisine karşı eylemde bulunduğunu ve kendisini savunmak için Brown'a ateş ettiğini iddia etmiş ama sonradan gencin silahsız olduğu anlaşılmıştı.
10 Ağustos'ta ise Ferguson'da büyük gösteriler başlamış bu gösterilere müdahale eden polisin tutumu gösterilerin daha da büyümesine neden olmuştu.
20 Ağustos'ta delilleri ve polis memuru Wilson'ın sorumluluğunu tespit etmek için oluşturulan 12 kişilik jüri çalışmalara başlamıştı.
Ferguson’daki olayların kronolojisi
Ferguson’u ırk ayrımcılığında sembol haline getiren gelişmeler şöyle:
-9 Ağustos 2014: ABD'nin Missiouri eyaletinde 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown, ismi açıklanmayan polis memuru tarafından öldürüldü.
-10 Ağustos 2014: Brown’un ölümünün ardından başlayan protestolarda polis 32 kişiyi gözaltına aldı. Ferguson polisine yardım için diğer bölgelerden 300 polis geldi. Protestolarda polisin, askeri tarzdaki araçlar kullandığı ve aşırı güç kullanımına yöneldiği görüldü.
-13 Ağustos 2014: - ABD Başkanı Barack Obama, açıklama yaparak, Brown’un "yürek burkucu" olarak niteledi. Obama, olaylardaki şiddete ve polisin güç kullanımına yönelik kaygı dile getirdi.
-14 Ağustos 2014: Obama, Brown'ın polis tarafından öldürülmesi olayıyla ilgili olarak, Adalet Bakanlığı ve FBI'a, sahadaki yerel yetkililerle birlikte olayı bağımsız biçimde soruşturma talimatı verdiğini bildirdi.
-15 Ağustos 2014: Brown’ı öldüren polis memurunun ismi, Darren Wilson olarak açıkladı. ABD Adalet Bakanı Eric Holder, olaylara müdahalede polisin askeri teçhizat kullanmasını eleştirdi. Missouri Valisi Jay Nixon da Ferguson semtinde güvenliğin denetimi görevinin, protestoculara karşı aşırı güç kullanmakla eleştirilen yerel polisten, Missouri eyaleti otoyol devriyesine devredileceğini kaydetti.
-16 Ağustos 2014: Protestoların devamı üzerine, Vali Nixon ve diğer yetkililer, eyalette olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasağı ilan etti.
-17 Ağustos 2014: ABD Adalet Bakanı Holder, Brown'ın cesedinde federal otopsi yapılması talimatı verdi.
-18 Ağustos 2014: Missouri Valisi Nixon, Ferguson'a Ulusal Muhafız Birliğinin konuşlandırılması emrini verdi.
-19 Ağustos 2014: Obama, ABD polisinin askeri teçhizatla donatılmasını içeren programların yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. Ferguson civarında polis siyahi bir kişiyi daha, kendisine bıçak çektiği ve tutarsız davranışlarda bulunduğu iddiasıyla vurarak öldürdü.
-20 Ağustos 2014: Uluslararası Af Örgütü, ABD’ye "polis şiddetine son verin" çağrısı yaptı ve tarihinde ilk kez ABD'ye gözlemci heyeti gönderdi. Ferguson'daki olayları izleyen AA muhabiri Bilgin Şaşmaz, ABD polisi tarafından ölümle tehdit edilip darp edilerek gözaltına altına alındı. Hafif yaralanan Şaşmaz, beş saat hücrede tutuldu.
-20 Ağustos 2014: Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Amerikan polisinin Ferguson’daki olaylarda gazetecilere yönelik muamelesinin "utanç verici" olduğunu belirtti. St. Louis’de 12 üyelik jüri, kanıtları incelemeye başladı. Jüri 9 beyaz, 3 siyasi üyeden oluşuyor.
-21 Ağustos 2014: Ferguson'daki olayları takip ettiği sırada AA muhabiri Bilgin Şaşmaz'a silah doğrultan ve ölümle tehdit eden polis memuru süresiz açığa alındı. Şaşmaz’a muamele dünya genelinde basın örgütleri tarafından kınandı.
-23 Ağustos 2014: AA muhabiri Şaşmaz'ın Ferguson olaylarında polis tarafından ölümle tehdit edilip gözaltına alınması sırasında uygulanan şiddet doktor raporunda belgelendi.
-25 Ağustos 2014: Brown'in cenazesi defnedildi.
-4 Eylül 2014: ABD Adalet Bakanlığı, protestoculara karşı aşırı güç kullanmakla eleştirilen Ferguson polisi hakkında kapsamlı soruşturma başlattı.
-6 Ekim 2014: Federal yargıç, polisin protestocuları, uyarıdan 5 saniye sonra hala yerinde durmayı sürdüren medya mensuplarını ve mahalle halkını tutuklamasına yarayan “5 saniye kuralı”nı askıya aldı.
-9 Ekim 2014: ABD'nin St. Louis kentinde beyaz bir polis memurunun görevde olmadığı esnada siyahi bir genci daha vurarak öldürdüğü belirtildi. St. Louis Polisi, adını açıklamadığı 18 yaşındaki siyahi gencin silahlı olduğunu ve güvenlik güçlerine 3 el ateş ettiğini ileri sürerken, gencin yakınları ise siyahi gencin elinde sandviç olduğunu ve polisin bunu silah sanarak ateş ettiğini savundu.
-11 Ekim 2014: Brown’dan sonra yine bir gencin öldürülmesi, protestoları ve olayları tekrar alevlendirdi.
-14 Ekim 2014: Protestoların 4. Gününde, 50 kişinin gözaltına alındı.
-21 Ekim 2014: Vali Nixon, sistematik eşitsizlikleri ele almak icin bölgesel komisyon kurdu.
-23 Ekim 2014: Amerika genelinde 70’in üzerinde şehirde yapılan protestolarla ABD polisinin siyahilere ve Latinlere yönelik şiddeti protesto edildi.
-12 Kasım 2014: Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı Komite, ABD'de polisin uyguladığı şiddet, Guantanamo hapishanesindeki tutukluların durumu ve tutukluların maruz kaldığı kötü uygulamaları mercek altına aldı. Michael Brown'ın babası Michael Brown Sr, "Biz BM'ye oğlumuz için adalet aramaya geldik. Başlama noktası olarak daha iyi bir yer olamazdı" dedi.
-18 Kasım 2014: ABD'nin Missouri eyaletinde Vali Nixon, polis memuru Wilson ile ilgili jürinin kararı öncesinde olağanüstü hal ilan etti.
-21 Kasım 2014: Brown'un babası Michael Brown Sr, oğlunun ölümüyle ilgili soruşturma kurulunun kararı öncesinde yaptığı açıklamada, barış ve sükunet çağrısında bulundu.
-24 Kasım 2014: ABD'de Ferguson'daki olayla ilgili tartışmalar devam ederken polis, bu kez de Cleveland'da elindeki oyuncak tabancadan şüphelendiği 12 yaşındaki siyahi bir çocuğu vurarak öldürdü.
-25 Kasım 2014: ABD'nin Ferguson kentinde mahkeme, 18 yaşındaki silahsız siyahi genç Michael Brown'u öldüren polis memuru Darren Wilson'a ceza verilmemesine karar verdi. ABD Başkanı Barack Obama, ABD'nin kanunlar ülkesi olduğunu belirterek, "Ferguson'daki jürinin kararını kabul etmek zorundayız" dedi. Obama protestolarda sükunet çağrısı yaptı.
AA
HABERE YORUM KAT