Felaketin milyonda biri!
YAŞAMAKTA olduğumuz olaylar, yaşayacağımız etnik çatışma felaketinin milyonda bir ölçekteki örnekleridir!
Günde 20 kişinin öldürüldüğü 12 Eylül öncesinin felaketi bile solda sıfır kalacaktır! Çünkü o zaman az çok örgütlü gruplar vuruşuyordu. Bu defa kitleler vuruşacak!
Birkaç gün içinde İstanbul Tarlabaşı’nda yaşanan olaylar, Muş’un Bulanık ilçesinde yaşanan olaylar... Önümüzdeki felaketin milyonda bir ölçeğindeki küçük örnekleridir!
Sadece “etnik husumet” yüzünden değil, “öteki”nin evine, dükkânına, bağına bahçesine el koymak için de kitleler kendi çevresindeki “ötekilere” saldıracak!
Etnik bakımdan “öteki” olduğu için veya “hain” sayıldığı için milyonlarca insan Doğu illerinden Batı illerine, Batı illerinden Doğu illerine kaçacak, kaçırtılacak!
Oluk oluk kan akacak...
Zamanında göremedik!
Bu kehanet değil! Bu kadar iç içe geçmiş insanlar birbirine düşman olursa böyle oluyor. ‘Federatif’ Yugoslavya basit kalır! Hint kıtasında Hindularla Müslümanlar asırlar boyu beraberce ve iç içe dostça yaşamışlardı. Bir “ayrışma” çıktı, 2.5 milyon insan öldürüldü! Hem “kimlik husumeti” sebebiyle hem “malına el koyma” hırsıyla ahali birbirini kesti!
İç savaşlar, karıncaezmez insanları bile “öteki”ne karşı canavarlaştırır!
İç savaş felaketini biraz olsun tasavvur edebilmek için, bugün hepimiz Attenborough’ın Gandhi filmini DVD’den birkaç defa seyretmeliyiz.
Böyle tehlikeli bir noktaya gelmede hepimiz kusurluyuz.
Kendi milliyetçiliğimizin bize verdiği güçlü duygulara bakarak, Kürt milliyetçiliğinin de Kürtlerde böyle duygular yaratabileceğini öngörebilmeliydik. Atatürkçülüğünden kimsenin şüphe edemeyeceği Org. Aytaç Yalman’ın belirttiği gibi, bunu akıl edebilseydik, bu mesele 1960’larda, 70’lerde demokrasi yoluyla çözülebilirdi, silahlı aşamaya gelmeden. (Milliyet, 3 Kasım 2007)
Fakat “kökünü kazımak” için bastırdıkça bastırdık, Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkencelerle de körüklenen Kürt milliyetçiliği 1980’lerde patladı! 30 bin militanı çatışmada öldürüldüğü halde PKK işte bu tabana dayandığı için tükenmiyor!
Bunu görmeliyiz; Bahçeli de Baykal da görmeli...
Totaliter ipotek
Kürtler de şu kesin gerçeği görmelidir: Türkiye hızla demokratikleşiyor, özgürlükler hızla gelişiyor. Bu süreçte ‘açılım’ı sabote eden, PKK’dır!
PKK’nın amacı demokrasi ve özgürlük değildir. PKK Stalinist-örgütlenme modelinde totaliter bir şiddet hareketidir; Kürtler arasında da demokratik hareketlerin gelişmesini engelleyen yine PKK’dır.
Arap milliyetçisi Saddam Araplara özgürlük mü getirmişti?! Yahut Hitler Almanlara, Stalin Ruslara?!..
Bugün devleti, orduyu, Meclis’i, hükümeti, polisi herkes istediği gibi eleştiriyor ama bir Kürt aydını çıkıp da PKK’yı eleştirebiliyor mu?!
“Hain” damgası ve “İnfaz” satırı, hür düşünmek isteyen her Kürt aydının başında sallanmaktadır!
Kürt hareketi böyle bir totaliter ipotek altında kaldıkça demokrasi nasıl gelişebilir?
Bu tablo karşısında, milyonları katledecek bir iç savaştan sakınmak için, düşünüyorum ki, Türklerin demokrasiye daha fazla destek vermesi, Kürtlerin de PKK ve siyasi ipoteklerine karşı en azından ciddi surette mesafe koyması gerekiyor.
Ve hep birlikte teröre, şiddete karşı çıkmamız gerekiyor.
Yoksa... Allah korusun...
MİLLİYET
YAZIYA YORUM KAT