Fehmi Koru Yeni Şafak’tan Ayrılış Sürecini Anlattı
Yeni Şafak’tan ayrılmasına yol açan olayları değerlendiren yazar Fehmi Koru “Belli ki birileri harekete geçti. 1 Mart tezkeresindeki duruşum nedeniyle benden intikam alıyorlar” dedi.
Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül'ün ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'ın aynı gazetede yazan Fehmi Koru aracılığıyla kendisini gazeten attırmak istediği iddiasını köşesine taşıması gazeteyi karıştırdı. Fehmi Koru NTV'de katıldığı programda Yeni Şafak'tan ayrıldığını açıkladı.
İddiaların gerçeği yansıtmadığını ABD'nin aslında kendisini hedef aldığını belirten Koru, gazeteden ayrılmasına neden olan olayları şöyle anlattı: "12 yıl Yeni Şafak'ta yazdım. Ne olup bittiğini kendim de anlamaya çalışıyorum. Wikileaks dolayısıyla Edelman'ın yazdığı raporlar gazetelere yansıdı. Birdenbire oraya sıçradık, gazetede yazan bir arkadaş dedi ki, 'Benim de o dönemde Edelman kellemi istemişti, bunu halen gazetemizde yazan bir gazeteci aracılığıyla yapmıştı. O yazar benim gazeteden atılmam için kulisler çevirmişti.' Böyle bir ithamın muhatabı haline dönüştüm. Önce üzerime alınmadığım halde sonra ismim anılınca bunu ciddi mesele yaptım."
Edelman duysa güler
Bu iddianın gerçeği yansıtmadığını bunun için de tanıkları olduğunu belirten Koru, "Ben Ankara'da gazetecilik yapan birisiyim ancak Edelman daha Türkiye'ye gelmeden yakın takibim altında olan ABD diplomatlarından biriydi. Edelman'ın özel görüştüğü yazarlar ve yayın yönetmenleri vardı o dönemde ve ben onlar arasında hiçbir zaman olmadım. Bir konferans veya toplantıda gördüm. Ankara temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda ABD Büyükelçiliği'ne davet edildim, olay bu kadar. Edelman herhalde bunları duysa güler" dedi.
Sağ kolu bana küfür etti
Geçen temmuz ayında bir gazetede Edelman'la röportaj yapıldığını bu röportajda Edelman'ın kendisine bazı sahte darbe raporları geldiğini söylediğini belirten Koru, "Ben de ertesi gün yazdım, 'Edelman yanlış biliyor bu işi, ona gelen rapor şimdi tartıştığımız darbe girişimiyle ilgili değil, başka bir darbe girişimiyle ilgiliydi.' Bir gün sonra Edelman'ın sağ kolu olan birisi, bir gazeteye bana küfreden bir açıklama yaptı. O dönemde ABD büyükelçiliğinin hislerinin de bana edilen küfürden farklı olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.
Tanıklarım var
O dönemde Neo-con'ların Türkiye'ye yönelik projelerini boşa çıkarmak için yazılar yazdığını o dönemin Ankara Temsilcisi olan Mustafa Karaalioğlu'nun ve gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Selahattin Sadıkoğlu'nun kendisinin duruşuna tanık olduğunu belirten Koru, "Bu arkadaşlar eğer böyle bir şey olsa benim muhatabım olan insanlar, onların bilmesi gerekiyor, onlar çok rahat tanıklık edebilirler" dedi.
Yeni Şafak sığınaktı
Yeni Şafak gazetesinin 28 Şubat döneminde elinden kalemi alınan yazarların sığınağı olduğunu söyleyen Koru bu tartışmalarla Yeni Şafak'ın yıpratılmasından da rahatsız olduğunu ifade etti.
Koru bugüne kadar susmasının nedenini de şöyle açıkladı: "Bir şeyler olunca benim zihnim şöyle çalışır, bu işte başka bir iş var mı? Bana karşı görünse de Yeni Şafak'a karşı bir operasyon mu bu? Ya da ondan daha geniş bir şey mi? Ama şahsen müsterihim"
Kimi kasetle kimi yalanla
Yaşananların 1 Mart tezkeresinin rövanşı olduğunu, birilerinin harekete geçtiğini belirten Koru, "Birileri belli ki harekete geçti, kimini kasetlerle, kimini yalanlarla... Şu yanlış anlaşılmamalı, kaset olayı veya yalan olayındaki insanların bu planın parçası olması gerekmiyor yani. Öyle bir şey oluyor ki, birileri bir sebepten bu olaya imza atıyor ancak olayın ondan sonraki safhalarına bir eller karışıyor. Bir şeyi yaparsınız siz ancak o yaptığınız şeyden sonra artık hakim olamazsınız. Deniz Baykal olayında da ben o zaman böyle bir kuşkuya kapılmıştım doğrusu, şimdi de hâlâ kuşkum devam ediyor.
Yazarlık yapmak için tekliflere açık olduğunu böyle bir olayı önceden tasarlamadığını belirten Koru, "Şu ana kadar hiçbir patronla veya temsilcisiyle, yayın yönetmeniyle hiçbir temasım veya hiçbirinin benimle teması söz konusu değil" dedi.
Musibetten hayır
Fehmi Koru 9 Şubat 2003 tarihinde 1 Mart tezkeresi için şunları yazmıştı: "Türkiye, Washington'un kendisinden istediklerine direnerek de savaşı önleyebilirdi; bu gerçekleşemedi. Dünyanın bugüne kadar eşi benzerine rastlamadığı türden müthiş bir 'psikolojik savaş' kampanyası eşliğinde yürütülen baskılar, hükümeti, politika değişikliğine itti. Ancak, Ak Partili liderlerin, kendi elleriyle yol açtıkları politika değişikliğinden fazla mutlu olmadıkları fark ediliyor; Başbakan Abdullah Gül ile Ak Parti lideri Tayyip Erdoğan'ın mesajları, kararın 'kerhen' alındığına ışık tutacak mahiyette..." 9 Şubat 2003
Gösteri yapanı dövmek mi gerekiyor
Fehmi Koru son olarak Dolmabahçe'de gösteri yapan öğrencilere yönelik polis şiddetiyle ilgili polisi eleştirmişti: "Hiç akıldan çıkarılmaması gereken düstur şu olmalı: Göstericiler alenen şiddete başvurmadıkları, devreye silâh girmediği müddetçe, devletin kolluk kuvvetleri orantısız güç kullanmaya tevessül edemez. Protestolarını başkalarının özgürlüklerini ortadan kaldıracak noktaya kadar vardırmayan göstericiler, bırakın gösterilerini yapsınlar... Onlara bu amaçla fırsat ve mekân bile sağlanmalıdır. Protestoyu hak ettiğine inandıkları etkinliğin fazla uzağında bulunmayan bir mekânda gösteri yapabilmeli insanlar; toplantı sırasında protestoya başvuranlar da mümkün olduğunca uygar ve barışçı yöntemlerle salondan çıkartılmalıdır.
Sokaklarında, toplantı salonlarında gençlerin dövüldüğü bir ülke görüntüsünü bugünün Türkiyesi hak etmiyor." 7 Aralık 2010
Görüşmelerde isim geçmedi
Taraf'a konuşan Selahattin Sadıkoğlu Fehmi Koru'yu doğrulayarak Yeni Şafak'ta genel yayın yönetmeni olduğu dönemde ABD Büyükelçisi Eric Edelman ile olan görüşmelerini aktardı: "1 Mart tezkeresi sürecinden başlayarak ABD'li büyükelçilik yetkilileri 3-4 yıl gazetemize geldiler. Özellikle 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinde gazetemizin yazarlarının etkili olduğunu özellikle belirttiler. Bu süreçte Edelman'dan geldi. Kendisi gazetemizde yer alan görüşlere karşı çıktı. Fakat bu görüşmelerde kesinlikle bir isim zikredilmedi. Ne Fehmi Koru'nun ne Edelman'ın böyle bir talebi olmadı. Bu olayda Fehmi Koru kesinlikle masumdur"
TARAF
HABERE YORUM KAT