1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Feda-Der'de "Kur’an’ın Toplanması" Semineri
Feda-Derde Kur’an’ın Toplanması Semineri

Feda-Der'de "Kur’an’ın Toplanması" Semineri

Kdz.Ereğli Feda-Der’de her cumartesi akşamı gerçekleştirilen seminerlerin bu haftaki konusu Kur’an’ın Toplanması meselesi idi.

03 Şubat 2013 Pazar 11:59A+A-

Şendoğan Koçak tarafından sunumu gerçekleştirilen programda şu konulara değinildi.

Müslümanların temel kaynağı Kur’an'ın toplanması meselesi aynı zamanda onun korunmuşluğu ile ilgili temel bir konudur. Bugün elimizde var olan Kur'an'ın bir şekilde unutularak değiştirilerek kendisine bir ekleme yapılarak ya da kendisinden eksiltme yapılarak bize ulaşmış olduğu iddiaları Kur’an'ın kendisi ve tarihi veriler ışığında değerlendirildiğinde içi boş iddialar olduğu anlaşılacaktır. Tabi konu hakkındaki incelemeler neticesinde özelikle hadis rivayetlerindeki problemler Kur’an'ın toplanması ve dolayısı ile korunması ile ilgili Müslüman zihinlerde bazı bulanıklıklara sebebiyet vermektedir. Bugün Sünni veya Şii dünyasının ellerindeki rivayet kültürü ile bu konuya yaklaşmaları büyük problemlerin asıl kaynağını oluşturmaktadır. Kur’an’ın bazı ayetlerinin hatta surelerinin nesh edildiği, recm konusu, granik vakası gibi konular rivayet kültürünün bizlere problem olarak bıraktığı konular arasındadır. Rasulullahın hayatında özellikle kur’an ayetleri ile karıştırılmaması için yazımını yasakladığı, kendi sözleri ile ilgili sonradan yazıya geçirilen rivayetlerin, Kur’an’ın kendisini bile nesh edebildiği gibi vahim hatalar sahih bir kur’an algısının oluşmasının önündeki engellerdir.

Rabbimiz nahl suresi 9. Ayette olduğu gibi biçok ayetinde Kur’an’ın koruması altında olduğunu belirtmiştir. Rasulullah ilk inen ayetlerle beraber oluşmaya başlayan kur’anı koruyabilmek için azami gayret göstermiştir. Bunun için ilk halkadan itibaren ayetlerin ezberlenmesi ve yazıya geçirilmesi sağlanmış, Vahiy katipliği gibi sorumluluk sahibi bir heyet oluşturulmuştur. Peygamber efendimiz döneminde Arap coğrafyası genel olarak şifahi-sözlü bir kültür hakim olmasına rağmen, yazı kültürü islam ile hakim kültüre doğru evrilmiştir. Kur’an’ın yazıya geçirilerek koruma altına alınması müslümanların yazılı kültürü hakim bir gelenek haline getirmesini ve ilimde de hızlı bir şekilde ilerlemesini sağlamıştır.

Kur’an ayetleri inmeye başladığı dönemle beraber Ebubekir , Ömer, Ali, Osman Abdullah b. Mes’ud, muaz b. Cebel, zeyd b. Sabit  Talha, sa’d yine hz.ayşe ,  hafsa , ümmü seleme gibi öncü şahıslar tarafından ezberlenmiştir.  Aynı şekilde ezberlenmekle beraber vahiy 23 ile 26 arasındaki vahiy katibi tarafından da yazıya geçirilmiştir. Rasulullah özellikle kur’an ayetlerinin o dönemdeki kufi ( yani köşeli ) ve nebati ( yani yuvarlak ) yazı karakterleri içinden kufi yazı ile yazılmasını istemiştir. Rasulullah a.s nebati yazıyı ise yazışma ve mektuplarında kullanmıştır. Burdaki amaç kur’an ayetlerinin kendisine has biz tarzı olduğu kaygısıdır. Medine’de o dönemde 9 mescid yazı öğretilmesi için okul olarak kullanılıyordu. Hz.hafsa, Hz.Aişe gibi kadın öğretmenler de bu okullarda yazı öğretmenliği yapıyordu.

Kur’an ayetleri ilk dönmelerden itibaren yazıya geçirilirken parşömen, rakk, kat’ul edim denen özel derilere, tahta tabletlere kırık seramik parçalarına kumaş ya da bez parçalarına yazıldığı gibi kağıtlara da yazılmıştır. Kağıt hem yazımı hem de taşınması daha kolay olmasına rağmen o dönemde çokça bulunabilen bir madde değildi. Fakat o dönemle ilgili rivayetlerden de biliyoruz ki özellikle medine’de kağıt mekke’ye göre daha fazla kullanılıyordu. Kur’an’ın yazıya geçirilmesi vahyin parçalar halinde gelmesi ile geçici parçalara yazılıyor. Sure tamamlandığında uygun malzeme üzerine tamamı yazılarak muhafaza ediliyordu. Kur’an metinleri peygamber efendimize doğrulatılarak çoğaltılıp dağıtılıyordu. Asıl nüsha ise herzaman Rasulullahın kendisinde muhafız bir şekilde duruyordu. Rasulullah son ayetin inmesinden sonra çoğu rivayetlerde 9 gece sonra bazı rivayetlerde de 81 gece sonra vefat etmiştir. Peygamber vefat ettiğinde kur’an derli toplu şekilde zaten muhafız bir durumdaydı. Fakat Ebubekir dönemindeki otoritenin yeniden tesisi ,özellikle  Yemame savaşı gibi biçok savaşda kur’an hafızlarının şehadeti, diğer kur’an metinlerindeki hataların düzeltilmesi gibi ihtiyaçlar kur’an üzerindeki hassasiyeti daha da artırmış ve bir düzenleme daha yapılmıştır. Zeyd. B. Sabit’in başkanlığında oluşturulan heyet ellerinde kur’an nüshaları bulunanlar için ellerindeki nüshaları tasdik ettikleri merci durumundaydı. Rasulullah ın elinde tam olarak bulunan kur’an, hz.Ebubekir ile beraber iki kapak halinde muhafaza edilmiştir. Zeyd b. Sabit in hz. Ebubekir döneminde Kur’an’ın biraraya getirilmesine dair şüpheli rivayetler (bazı ayetlerin unutulduğu yazılmadığı nesh edildiği kaybolduğuna dair rivayetler ) bu konuda Müslümanların zihinlerini bulanıklaştırmamalı. Tarihi verilerle ve Kur’an’ın kendisi ile çelişen bu rivayetlerin tutarsızlığı akıllardan çıkarılmamalıdır. Hz. Ebubekir ve hz. Ömer döneminden sonra özellikle fetihlerle genişleyen İslam coğrafyasındaki düzen ve işleyişin daha sağlıklı işlemesi kaygısı ile lehçe farklılıklarından doğabilecek hataların önüne geçebilmek için hz.osman, kur’anı kureyş lehçesi ile resmileştirip yönetim merkezlerine dağıtılmasını sağlamıştır.

HABERE YORUM KAT

4 Yorum