Fatih’te Şehit Salih Aruri için gıyabi cenaze namazı kılındı
İstanbul Fatih’te işgal rejiminin saldırısında şehit düşen Kassam komutanları için gıyabi cenaze namazı kılındı.
HAKSÖZ HABER
7 Ekim’den bu yana devam eden direniş Siyonist işgalcileri bütün dünyada yalnızlaştırdı. Yüzbinlerce kişinin katıldığı kitlesel gösterilerde protesto edilen işgal rejimi mağlubiyetinin intikamını çocuklar ve kadınlardan çıkartıyor.
Kassam Tugayları ise ilk günden beri tüm imkansızlıklara rağmen direnişten bir an bile geri adım atmıyorlar. Dün (2 Ocak) Siyonist çetenin insansız hava aracıyla Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlediği saldırıda ise Hamas yöneticilerinden Salih el-Aruri’nin şehit olduğu duyuruldu. Aruri ile birlikte 7 kişinin şehit olduğu, 11 kişinin yaralandığı da ifade edildi.
Salih Aruri’nin şehadet haberinden sonra ise başta Batı Şeria olmak üzere Filistin halkı sokaklara döküldü. Türkiye’de ise Gazze Dayanışma Platformu’nun çağrısıyla Fatih Camii’nde ikindi namazından sonra gıyabi cenaze namazı ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Gıyabi cenaze namazı Filistin Alimler Birliği Başkanı Nevvaf Tekruri tarafından kılındı.
Gazze Dayanışma Platformu adına söz alan Necmettin Irmak, Ahzab Suresi 23. ayeti aktarırken Müslümanların Salih Aruri gibi öncüleri sayesinde direnişten vazgeçmeyeceğini dile getirdi.
“ ‘Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.’
Rabbimiz bizleri bu ayet ile müjdeliyor. Bu müjdenin hakkını veren kardeşlerimiz için buradayız. Rabbimiz Salih Aruri’nin şehadetini kabul etsin. O rabbine karşı olan sözünü tuttu. Biz onun ismi gibi Salih bir kul olduğuna şahitlik ediyoruz. Rabbimiz de kabul etsin…
Salih Aruri ve niceleri şehit olabilir ancak onların bıraktıkları yolda ilerleyen milyonlarca Müslüman sayesinde direniş asla bitmeyecek. Rabbimiz içimizden yolumuzu aydınlatacak şehitler var etsin. Biz şehitleri kayıp olarak değil kazanç olarak görüyoruz. Asıl kaybedenler zalimler ve Siyonistlerdir.
Salih Aruri’ye Rabbimize yolladık ancak zalimler mücahitleri şehit edince davanın biteceğini zannediyorlar. Rantisi ölünce bitti mi, Ahmet Yasin ölünce bitti mi? Hayır daha da güçlendi. Direniş kıymete kadar devam edecek, Allah’ın izniyle!”
Filistin Alimler Birliği Başkanı Nevvaf Tekruri ise Muharrem Güneş tarafından tercüme dilen konuşmasında Salih Aruri ile üniversite arkadaşı olduğunu ve onun şehadetiyle direnişin yeni bir boyut kazandığını ifade etti.
“ ‘Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyin. Bilâkis onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.’
Şeyh Salih Aruri ve diğer kardeşlerimiz tam da bu ayette anlatıldığı şekilde bir hayat yaşayıp şehit oldular. Aruri çok arzu ettiği şehadete kavuşarak onurlu hayatını onurlu bir ölümle taçlandırdı. Şehitlerin temiz kanı bizim yolumuzu aydınlatırken zalimlerin laneti olacaktır. ABD ise Siyonistlere silah sağlayarak bu laneti bilakis üstüne çekiyor. Direnişi yalnız bırakanlar da aynı şekilde kendilerine yazık ediyorlar...
Zalimler işledikleri katliam ile Aruri’nin davasını sona erdirebileceklerini düşündüler ancak sadece ona yardımcı oldular. Zalimler sahada kaybettikleri savaşın intikamını çocuklar ve kadınlardan çıkartıyor. Aruri ise örnekliğiyle Gazze halkına ilham olmaya devam ediyor.”
Şehit Aruri ile beraber hapis beraber yatan Macit Kutayş ise Salih Aruri’nin Hamas’ın örgütlenme sürecine çok büyük katkılar sunduğunu vurgularken Aruri’nin bir direniş nesli yetişmesindeki rolüne dikkat çekti.
Şeyh Salih Aruri içimizden şehit olarak seçildi. Bunun için rabbimize hamd ediyoruz. Şehadet en büyük arzumuzdur. Hamas hareketi ve kassam Tugayları dihad ederek liderlerinin yolunu izlemeye devam edecek. Çok şükür ki sahadaki direniş devam ederken Filistinliler korkusuzca ölüme karşı yürüyorlar.
Mücahitler tetiği çektikçe İslam’ın izzet artıyor. Şimdi biz Salih Aruri’yi selamlarken onu yetiştiren halkı ve hareketi de selamlıyoruz. Salih Aruri ve talebeleri Ramallah’ın sokaklarında işgalcileri avladıkça Siyonistlerin korkulu rüyası haline geldiler.
1992 yılında Aruri’yi tutukladıkları zaman cihadı bitirebileceklerini zannettiler. Ancak o cihadı örgütleyerek liderliğini uzaktan yürüttü ve bir direniş neslinin yetişmesine çok büyük katkı sağladı. 15 yıllık esaret hayatından sonra dışarı çıktığı zaman onun Filistin'de yaşamasına müsaade etmediler. Aruri’nin mücahitlerin üzerindeki etkisini biliyordu. Ancak onun için mesafelerin bir anlamı yoktu. Filistin dışından da cihadı örgütlemek için her yolu kullandı.
Nihayetinde ise onun şehadet haberi ile kendimize geldik. Zalimler şehidin sadece bedenini öldürebildiler ancak Aruri’nin davası ve direniş örnekliği mücahitlere ilham olmaya devam ediyor.
Ey Müslümanlar! Aruri aramızdan ayrıldı ama bize büyük bir miras bıraktı. Cihada destek verip Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için her şeyi yapmalıyız. Rabbimiz en değerli olanları katına alıyor. Geride kalanlar olarak bizler ise bu mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Özgür Kudüs’te buluşacağımız günleri bekliyoruz. Gazzeliler gibi bizler de şunu haykırıyoruz:
Bu bir cihad yoludur ya zafer ya şehadet!
HABERE YORUM KAT