Fas’ta bir güzel meydan: Camiül Fena
Adem Özköse, Fas seyahatine ilişkin izlenimlerinin ikinci bölümünü kaleme aldığı yazısında, İslam’ın modern dönemle birlikte uluslara bölünen insanlık için ne büyük bir kardeşlik çağrısı olduğuna dikkati çekiyor.
Fas Seyahatnamesi-2: Bir güzel meydan Camiül Fena
ADEM ÖZKÖSE / HAKSÖZ-HABER
Saatlerdir Marakeş’in Medinası’nda dolaşıyor, Camiül Fena Meydanı’na doğru açılan arka sokaklarda sık sık kaybolup tekrar meydanı bulmaya çalışıyordum. Aslında Medina’nın arka sokaklarında kaybolmaktan hiç de şikâyetçi değildim. Çünkü her kayboluşumda Medina’nın başka bir yönünü keşfederken hem Medina’yı hem de şehri daha iyi tanıma imkânı buluyordum. Marakeş ilk defa 1062 yılında çölün ortasında bir Müslüman Berberi devleti olan Murâbıtlar tarafından kurulmuş. Daha sonra yine bir Müslüman Berberi devleti olan Muvahhidlerin eline geçen şehir asıl hüviyetini de Muvahhidler döneminde kazanmış. İslam medeniyetinden aldıkları ruhla ait oldukları coğrafyanın kültürel yapısını harmanlayan Berberi Müslümanlar Marakeş’i birbirinden güzel eserlerle donatmışlar. İslam’ın ana omurgasını oluşturan Tevhid fikri yeryüzünün farklı coğrafyalarında olduğu gibi Mağribi Aksa’da da mimari üzerinden Marakeş gibi kadim şehirlere damgasını vurmuş. Merkezde insana daima Allah’ı, dolayısıyla tevhid fikrini hatırlatacak Kutubiye Camii ve camiden meydana ve sokaklara açılan geniş bir harmoni.