Farklıülkücülük pes mi etti?
Malum medya ne kadar yaygara kopartırsa kopartsın, farklıülkücülük adı ile MHP’nin defolu isimlerini deşifre eden grup, doğru bir iş yaptı..
Sadece MHP’de değil, hiçbir partide böyle insanlar barınmamalı..
Barındırılmamalı..
Ancak görünen o ki, onlar da pes ettiler..
CHP genel başkanına varıncaya kadar, hemen tüm siyasilerin ahlaksızlardan yana tavır almaları ve de medyanın tavrı, “pes olma”da etkin rol oynamış olabilir.
Veya bir başka ihtimal.
MHP yönetimi ile, farklıülkücülük anlaşmış olabilir.
Seçimden hemen sonra, tüm defolu isimlerin istifası karşılığında, seçim öncesi açıklamalara ara verilmiş olabilir.
Akla en yatkın ihtimal de bu görünüyor.
18Mayıs’ta yeni açıklamalar yapılacağını belirten farklıülkücülük’ün olayı yarım bırakmasının, başka bir sebebi olamaz.
İlk iki kaset olayında, kaset faillerinin istifa etmelerine rağmen, üçüncü kaset iddialarında kimsenin istifa etmemesi, anlaşma ihtimalini güçlendiriyor.
Sadece istifa değil, MHP yönetiminin meydan okuması da, farklıülkücülük ile muhtemel bir anlaşmayı teyit ediyor.
Aksi takdirde, MHP yönetiminin meydan okumasını, nereye oturtacağız?
Bu tür deşifreler, “meydan okuma” ile geçiştirilebiliniyorsa, ilk dört isimde niye meydan okunmadı?
İlk “dört isim”le, sonraki “6 isim” arasında ne fark var ki, birisinde ilgililerden “istifa” isteniyor, diğerinde “İstifa etseler bile kabul edilmeyecek” açıklaması geliyor?
Olaya neresinden bakarsanız bakınız, MHP’li yöneticilerin görüntülerini elinde tutanlar, şimdilik bir şekilde “ikna” edilmiş olmalılar.
Ancak bu vesile ile, biz de kimin sansürcü, kimin özgürlükçü olduğunu görmüş olduk.
Hani son günlerde, bolca propaganda yapılıyor ya.. “İnternetimizi istiyoruz” diyorlar ya.
En ahlaksız görüntülerin, istenildiği gibi izlenebilmesini, çoluk çocuk dahil herkesin özgür olduğunu iddia ediyorlar ya..
İşte aynı çevreler, MHP’li yöneticilerin gayrıahlaki ilişkilerini deşifre eden, bu yönü ile bakıldığında bir “haber değeri” de taşıyan görüntülere sıra gelince, “Olmaz.Bu yapılan ahlaksızlıktır. Kişilerin özel hayatı kutsaldır” mavalları ile, sansürcülüğe soyunuyorlar.
MHP’lilerin görüntüleri yayınlandığında, sansür istiyorlar.
Eline verilen üç kuruş karşılığında, en ahlaksız görüntüleri veren satılık bedenler vasıtasıyla gençliğin ahlakını bozma girişimine ise özgürlük istiyorlar..
Medya bu çelişki ile suçüstü olmuştur..
Gerçek yüzünü net olarak ispatlamıştır.
Sadece medya değil. MHP yönetimine bu konuda destek veren siyasiler de suçüstü olmuşlardır..
Onlara da bakın; internetteki porno yayınlara engel olma girişimine büyük bir tepki gösterip, karşı çıkıyorlar.
Bu kapsamda CHPGenelBaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu bakın ne diyor: “Gizli kasetleri seyretmekten zevk alan bir iktidar var.”
Aslında kimsenin o kasetleri seyrettiği yok. Seyredilen, MHP’de üst düzey yönetime gelmiş insanların, ne denli ahlaksızlıklara meyilli olduklarını görmek, bundan emin olmak..
Ama Kılıçdaroğlu’nun çelişkisi de, burada kendini ele veriyor.
Porno yayınlara sıra gelince, CHPGenel Başkanı kimseye eleştiri getirmiyor, “İnsan vücudunun metalaştığı görüntüleri izlemekten zevk alanlar var” demiyor.
“Bizim, toplumu metalaştıran bu tür yayınlara özgürlük vermemizi kimse bizden istemesin” demiyor.
Ya ne diyor?
Buyrun birlikte okuyalım: “Yasaklarla mücadele edeceğim diye halka söz vererek iktidar olan bir partinin zihniyetine de son vereceğim. İnternet özgür olacak!”
İnternet özgür olacaksa, farklıülkücülük tarafından internette yapılan yayınlara niye karşı çıkıyorsunuz?
O gruba, MHP yönetiminin ve medyanın yargısız infaz girişimine niye destek veriyorsunuz?
Porno sitelerine verdiğiniz desteği, niye farklıülkücülük grubunun bazı siyasilerin gerçek yüzlerini deşifre etme amaçlı yayınlarına vermiyorsunuz?
Söyleyin Kemal bey.
Söyleyin, nedir bu çelişkinin sebebi..
Söyleyin, özgürlükten mi yanasınız?
Sansürden mi yana?
Yoksa, her olayın kendine özgü ayrıntılarına göre, kimi zaman özgürlükçü, kimi zaman sansürcü mü oluyorsunuz?
Bilelim de, ona göre oy kullanalım..
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT