"Fabrikasyon Romanlarla Aydınlanma Hülyası"
Kenan Alpay, Yeni Akit'te kaleme aldığı bugünkü yazısında Sanatçı(!) Ayşe Kulin ve Sanatçı(!) Bülent Ortaçgil ile yapılan iki söyleşiyi ele alıyor, bu iki sanatçı(!) ve benzerlerinin seviyesi hakkında değerlendirmelerde bulunuyor.
Kenan Alpay - Fabrikasyon Romanlarla Aydınlanma Hülyası / Yeni Akit
Popüler kültürün Kemalist romancılarından Ayşe Kulin’i bu dönem derin bir stres sarmış ve depresyona doğru sürüklüyor adeta. Dindar bir ailede büyüyen bir insan olarak siyasal ve toplumsal alanda yaşananları müthiş bir moral çöküntüsüyle takip etmenin sancısıyla, içinde biriken öfkeyi Zaman’dan Ali Pektaş’a döküvermiş. Kulin’in ne denli kontrolsüz bir öfke patlaması yaşadığını anlamak için somut bir veriye dayanmaksızın ve hiçbir ayrım gözetmeden kurduğu şu korkunç cümleye bakmak yeter de artar bile: “Din adına konuşan insanlarda ahlâk sıfır”.
Konuştuklarına bakılırsa bütün seküler kaygılarını bir kenara bırakan Kulin, asıl olarak dine verilen zarara odaklanıyor. Tesadüf bu yana baskıcı bir rejime başkaldıran insanların hikâyesini anlattığı yeni kitabında neredeyse AK Parti’ye tıpatıp benzeyen bir iktidar varmış. Aksiliğe bakın ki Kulin’in tasvir ettiği ülkedeki baskıcı rejim de kadınlardan çok çocuk doğurmasını istiyormuş. Gaflet ve dalalet içindeki bu rejim ne kadar çok çocuk olursa o kadar büyürüz sanıyormuş. Fakat bir türlü bu çocukları besleyip eğitmenin lazım geldiğini bilemiyormuş. Oysa sonrasında büyük işsizler ordusu çıkıveriyormuş ortaya.
Müsamere Tadında Söyleşi Modası
Kulin’in romanındaki ana kahraman Prof. Yuna Otiz, araştırma kurulunda çalışan bir mucit. Kulin’in Pektaş’a özetlediğine göre Yuna kendini araştırmaya adadığı için politikaya ilgisizmiş. Statüsü, maaşı iyi olduğu için de olan bitenleri hiç sorgulamıyormuş. Ama arkadaşı Kutkar’ın kaybolmasıyla uyanıyor ve Tamur’u tanımasıyla da hepten bilinçleniyormuş. Meğer büyük romancımız Ayşe Kulin Hanım’ın kendi beyanına göre burada masallara gönderme yapılıyormuş. Yani beyaz atlı prensin prensesi öpüp uyandırması gibi Tamur ile Yuna arasındaki aşkın başlaması da Yuna’nın uyanmasına vesile oluyormuş.
(...)