Eynesil 3.yılında Suriye İntifadasını Selamladı
Özgür-der Eynesil Temsilciliği, 3.yılına giren Suriye İntifadasına destek amacıyla Eynesil Meydanında bir basın açıklaması düzenledi.
HAKSÖZ-HABER
Eynesil Özgür-der üyeleri,’İntifada Meşalesini Diri Tutanlara Selam Olsun’ çağrısıyla Eynesil Meydanında toplanıp 3.Yılına giren Suriye direnişine destek olmak amacıyla bir basın açıklaması yaptılar. Eylemde ‘Suriye İslami Direnişle Özgürleşecek!’’Ümmetin Kalbi Suriye de Atıyor’,’Baas’ın Safında Olanlar Ümmetin Safında Olamaz’,’Sessiz Kalmak Baas’ın Suçuna Ortak Olmak Demektir’ dövizleri taşınırken,’Suriye Devrimi 3.Yılında, Ya Şehadet Ya Zafer!’ pankartı açıldı. Basın Açıklaması Mustafa Öztürk hocamızın Nisa Suresinin 73-76.ayetleri okumasıyla başladı.
ESED ZULMÜ ARTARAK DEVAM EDİYOR
Basın açıklamasını okuyan Özgür-der Eynesil Temsilciliği Başkanı Şükrü Uzun, Suriye’de gelinen noktaya dikkat çekerek; bir yandan vicdanı yaralayan sistematik bir vahşet tablosunun, öte yandan da buna karşı destansı ve kararlı bir direnişin eşzamanlı olarak Suriye’de yaşanmakta olduğunu söyledi. Zalim Esed çetesinin kendi halkına reva gördüğü 2 yıllık zulüm soncunda 70.000 kardeşimizin katledildiğini milyonlarca insanın mülteci konumuna düştüğünü ve şehirlerin yerle bir edildiğini belirten Şükrü Uzun, her türlü yokluğa, karalamaya ve artarak devam eden zulme karşı Suriye'nin onurlu, Müslüman halkının imanla, kanla ve terle ördüğü direniş hattının da giderek sağlamlaştığını söyledi.
HiÇ BiRŞEY OLMAMIŞ GiBi DAVRANAMAYIZ
Yanı başımızda yaşanan vahşeti kabullenmediğimizi, zalimi lanetlemekten vazgeçmediğimizi ilan etmek için meydanlarda Suriye direnişinin sesinin yükseltilmesinin görevimiz olduğunun ifade edildiği açıklamada duyduklarımız, gördüklerimiz karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranma ayıbına, onursuzluğuna razı olmamamız gerektiği kaydedildi.
Basın Açıklaması Arslan Süleymanoğlu hocamızın Suriye İntifadasının zaferi için ettiği dua ile sona erdi.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
“İNTİFADA MEŞALESİNİ DİRİ TUTANLARA SELAM OLSUN”
Yarım asra yakındır Baas zulmü ve kuşatması altında olan Suriye halkı, 2011 Mart’ından bu yana topyekûn bir katliam politikası ile yüz yüze. 1980 yılında binlerce Hama’lı Müslüman’ı katleden Baasçı Esed diktatörlüğü bugün aynı zulmü artırarak devam ettiriyor. Yıllarca İsrail’e karşı mücadele ettiği yalanıyla bölge halklarını yanında tutmaya çalışan Esed diktatörlüğü bugüne kadar İsrail’in yaptığı zulümler karşısında bir mermi dahi atmamış ancak halkına karşı katliamı alışkanlık haline getirmiştir. “Ortadoğu İntifadasıyla” birlikte zulme karşı ayağa kalkan insanlara karşı tam iki yıldır akıl almaz zulümler icra eden Esed diktatörlüğü işlediği insanlık suçlarına her gün bir yenisini ekliyor. Rejim güçlerince gerçekleştirilen saldırılar neticesinde bugüne kadar yaklaşık 70.000 insanın can verdiği Suriye’de kitlesel tutuklamalar ve kayıplara ek olarak 2 Milyona yakın insan, işkence ve ölüm korkusuyla ülkelerini terk etmiş durumda. Ürdün, Lübnan ve Türkiye sınırına kaçabilen sığınmacılar buralarda türlü zorluklarla hayatlarını sürdürmeye çabalıyorlar. Ayrıca bu süreçte 137 bin insan yaralandı, 230 binden fazla insan tutuklandı ve 80 binden fazla insandan haber alınamıyor. Suriye’de yaşanan bu insanlık dramını ise tüm dünya boş gözlerle seyrederken, Baas çetesi her geçen gün katliamın boyutunu artırıyor.
Bu akıl almaz zulme, işkenceye ve katliamlara rağmen Suriye’nin onurlu çocukları her türlü imkânsızlık ve kuşatılmışlık içerisinde “İntifada Meşalesini” diri tutmaktadır. “Allah’ım senden başka kimsemiz yok” diye feryat eden ve canlarıyla, mallarıyla Allah için mücadele eden kardeşlerimizin bu onurlu mücadeleleri karşısında bir vücudun azaları gibi olması gereken biz Müslümanların birçoğu ise ne yazık ki Suriyeli kardeşlerinin feryatlarını duyma, acılarını paylaşma hususunda zaaf içerisindeler.
Suriye direnişine Batının sessiz kalması onlardaki haçlı ruhuna ve emperyalist emellerine bağlı olabilir. Ancak İslam dünyasının sessizliği anlaşılır ve kabul edilebilir gibi değildir. İslam ülkelerindeki Batı güdümlü yöneticilerin zelil durumu tarihin kirli sayfalarında yerini alacaktır. Ancak dünyanın bu ölüm sessizliğine rağmen Suriye’deki savaş ümmetin imtihanı olmaya devam ediyor. Zulme karşı ayağa kalkan insanlara karşı tam iki yıldır akıl almaz zulümler icra eden Esed diktatörlüğü işlediği insanlık suçlarına her gün bir yenisini ekliyor. Şehirleri Scud füzeleriyle vurmak, kimyasal silahları kullanmak Baas diktatörlüğünün en son icraatı olarak tarihe geçmiş bulunuyor.
Bununla birlikte bugüne kadar, başta farklı beldelerden Suriye’ye giderek fiilen cephede yer alan ve şehit düşen kardeşlerimiz olmak üzere, elden geldiğince Suriye İslami direnişine omuz verme gayretlerinden geri kalmayan, çeşitli faaliyetlerle kardeşlerine destek olma sorumluluğunu üstlenen Müslümanların çabaları ümmet kimliğinin bir tezahürü olarak tarihe kaydedilmiştir. Rabbimiz ümmet bilinciyle kardeşlik sorumluluğunu yerine getirmek için sarf edilen küçük büyük her ameli aziz kılsın, bereketlendirsin, katında kabul buyursun.
Her şey çok açık! Bir tarafta gözünü kan bürümüş zalim bir katliam çetesi, bunun karşısında ise zulme ve zorbalığa karşı ‘Allahu Ekber, Lebbeyke ya Allah’ haykırışlarıyla ayağa kalkan bir halk var. Bu Suriyeli kardeşlerimiz Cuma namazlarında örgütleniyor ve “Allah’ım senden başka kimsemiz yok!” diye haykırarak meydanları doldurmaya devam ediyor. Tam iki yıldır bu cinayet şebekesinin tüm vahşiliklerine ve uluslararası kuruluşların ve güçlerin umursamazlığına karşı Suriye halkı izzetle direniyor. Baas rejiminin ve işbirlikçilerinin işlediği insanlık suçuna karşı tüm insanlığa özgürlük ve adalet için mücadelenin ve Mü’min vakarıyla direnişin somut bir örneğini sunuyor.
Vahşi saldırılara, kitlesel katliamlara, işkence ve baskılara karşı taleplerinden geri adım atmayan bu halk acınmayı değil, örnek alınmayı hak ediyor. “Allahu Ekber” feryadıyla katil Baasçı çetenin tanklarının, bombalarının, üzerine yürüyen bu halk özgürlüğü için savaşmayı sürdürerek tarihe büyük bir özgürlük destanı armağan etmiştir. Esaret zincirlerini büyük bedeller ödeyerek paramparça eden özgürleşen, izzetli Suriye halkına bir kere daha selam olsun!
İşte bu nedenle bugün, Suriye’de katledilen on binlerin çığlığı olabilmek için buradayız. “Rabbimiz katından bir yardımcı gönder” diye haykıran zavallı kadın, çocuk, yaşlıların seslerini duyurabilmek için buradayız. Yanı başımızda yaşanan vahşeti kabullenmediğimizi, zalimi lanetlemekten vazgeçmediğimizi, kardeşlerimizin acısını paylaştığımızı ilan etmek için buraya toplandık. İnsanlığımızı yitirmediğimizi, gördüklerimiz, duyduklarımız, şahit olduklarımız karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranma ayıbına, onursuzluğuna razı olmadığımızı haykırmak için buradayız. Dört duvar arasında kıldığımız namazın Suriye’de yaşanan vahşet karşısında sessiz kalamayacağımızı emrettiği için buradayız
Baas Diktatörlüğüne karşı direnen kardeşlerimizin Allah için, Kur’an için, İslam için verdikleri mücadeleyi selamlıyoruz. Rabbimiz, kardeşlerimizin verdiği mücadeleyi zaferle sonlandırsın. Yaptığımız bu küçük amelleri ahiret gününde bizim için bir mazeret kabul etsin.
Özgür-der Eynesil Temsilciliği
HABERE YORUM KAT