HAKSÖZ-HABER

Solun halkçılığı işte bu kadar!

Aydınlanma ve ilerlemecilik adına her daim halka, halkın değerlerine saldırmayı ve onları küçümsemeyi marifet sayan; elit kimliğiyle övünen, Kemalist seçkinci Fazıl Say’ın hakaretleri dolayısıyla 18 Ekim’de yargılanacak olmasına karşı, Kemalist ve solculardan oluşan “kutsal ittifak” yine bir araya geldi.

Atatürkçü Düşünce Derneği’nden TKP’ye, Alevi derneklerinden diğer ulusalcı Kemalistlere ve “sanatçı”, “aydın” titrini kendilerine pek layık gören sosyalistlere değin birçok kişi bu aralar “Hepimiz Fazıl’ız!” sloganını dillendirmekte ve davanın görüleceği güne hazırlanmakta.

Başta Sol haber sitesi, Cumhuriyet gazetesi olmak üzere Kemalist-ulusalcı-sol basın sürekli 18 Ekim’de görülecek duruşmaya çağrıda bulunurken Nazım Hikmet Kültür Merkezi de bir dayanışma etkinliği sergiliyor. Hoş, burjuva yaşantısı ve alafranga kültürü ile Fazıl Say, bu -hesapta- “burjuva düşmanları”nın dayanışma etkinliğinden ne kadar memnun kalacak bilemeyiz ama bildiğimiz hakikat odur ki, ne zamanki halkın ve halkın İslami değerleri söz konusu olduğunda bu “kutsal ittifak” bir araya gelmek hususunda bütün kırmızıçizgilerini saklama hususunda bir hayli cevvalleşiyor.

Neymiş, twitter sayfasında Ömer Hayyam’a ait dörtlüğü paylaştığı için yargılanıyormuş da ifade özgürlüğü çiğneniyormuş! O halde “Sesimiz seninledir Fazıl Say!” ve bil ki “Hepimiz Fazıl’ız!”

İğrenç küfürlerle dolu twet mesajını burada paylaşacak değiliz elbet. Ama yazdığının arkasında dahi duramayan, “ama bunlar Ömer Hayyam’a ait dizeler” diyerek davanın hukuksuz olduğunu ima eden bu anlayış hakaret etmeyi o kadar olağanlaştırmış ki, ne deseniz boş! Dizenin Ömer Hayyam’a ait olduğu dahi -kimi tarihçilerin tespitiyle- belirsiz iken; velev ki, Hayyam’ın dahi olsa, “Böylesine ağza alınma konusunda imtina edilmesi gereken incitici sözleri söylemek ve arkasından içinden gelen tüm küfürleri sıralamanın neresi ifade özgürlüğü?” diye sormaya da lüzum yok elbet!

Hele hele belediye başkanıyken Ziya Gökalp’e ait bir şiiri okuduğu için -hem de içinde hiçbir hakaret içeren söz olmamasına rağmen- mahkûm edilen R. Tayyip Erdoğan’ın mağduriyetiyle ilgili bu ifade özgürlüğü savaşçılarının ne yaptıklarını sormak gibi bir gaflet içerisinde hiç hiç bulunmayacağız.

Sadece sözü edilen kültür merkezinin “Sesimiz seninledir” etkinliğine şu an itibariyle katılması kesinleşen meşhur sosyalist-aydınlarımızın ismini verelim ki, -Ahmet Arif’in deyimiyle- halkımız da tanısın bunları: “Tarık Akan, Rutkay Aziz, Burhan Şeşen, Güvenç Dağüstün, Gökhan Şeşen, Bekir Küçükay, Sarper Özsan, Genco Erkal, Tülay Günal, Gülsen Tuncer, Levent Ülgen, Erdal Erzincan, Gülsin Onay, Hülya Tunçağ, Murat Beşer, Cahit Berkay, Nejat Yavaşoğulları, Ufuk Karakoç, Neşet Ruacan, Müge Hendekli, Orhan Aydın, Metin Coşkun ve Mehmet Güleryüz”

Müzik, tiyatro, sinema, edebiyat, pantomim, dans, karikatür gibi çeşitli “sanat” disiplininden söz konusu isimlerin bir araya geleceği etkinlik Ferhan Şensoy’un katkılarıyla Beyoğlu’ndaki Ses Tiyatrosu’nda gerçekleşecekmiş. Bu işin öncülüğünü “aydınlanma” yolunda Fazıl Say’a en yakın olan TKP’nin üstlenmesi ise fazla şaşırtıcı olmasa gerek!