TOPLUM HSYK DÜZENLEMESİNİ KABULLENDİ
Kuvvetler ayrılığının bir hükümete ima ettiği en önemli şey yargının önünde bir miktar çaresiz kalabileceğidir. Hükümet yargıda bir grup insanın siyaset yaptığını söyledi ve toplumun büyük bir kısmını ikna etmiş durumda. Hükümet bu sayede demokrasi tehdit altında deme hakkına kavuştu ve şimdi yargıya müdahale ediyor. Bu durum toplumda bir infialle karşılanmıyor, çünkü toplum hükümete hak veriyor. Ama bu tehdit devam ettiği sürece hak verecektir. Hükümet ortada bir şey yokken çıkıp da bu HSYK düzenlemesini yapsaydı, toplum bu durumu sorgulayacaktı. Fakat bugün demiyor, çünkü ortada bir siyasi kavga var ve bu kavganın bir tarafında yargı var. Böyle olunca da yeni HSYK düzenlemesi bir sürü insan tarafından kabul edilebilir hale geliyor. Bu yasa hangi soruşturmanın açılıp açılmayacağı veya hangi soruşturmanın kim tarafından açılacağını Adalet Bakanlığı’na bağlama veya bakanlığın denetimine alma koşulunu gündeme getiriyor. Öyle olunca da hükümet kendine açılacak siyasi davaların önünü kesmeye çalışıyor. Aynı zamanda da kendisinin açmak istediği bazı soruşturmaların da önünü açıyor. Aksi durumda engellenebilirdi bu soruşturmalar. 17 Aralık operasyonlarının savcılarına yönelik bir soruşturmanın başlayacağı söyleniyor. En azından gazeteciler olarak duyuyoruz. Bu soruşturmalar açılır mı açılmaz mı bilmiyoruz ama açmak isteseydi, eski HSYK döneminde açamazdı, açsaydı da o soruşturmalar bir yere gitmezdi. Ama yeni düzenlemeyle bu soruşturmalar açılabilir

CEMAATİN İÇİNDEKİ BİR GRUP SİYASETTE AKTÖR HALİNE GELMEK İSTİYOR

Gülen şu anda bir siyasetçi. Son dönem giderek siyasallaşan bir aktör haline geldi. Siyasal olmak zorunda kaldı. Bunun bir kanadı cemaat, diğer kanadıysa AK Parti. Fakat AK Parti’yi çok suçlayacak halimiz yok, çünkü siyasi kavgalarda bir partinin böyle bir tutum alması normal. Fethullah Gülen çevresinin baskısıyla o röportajları vermiş olabilir. Ama eleştirilmesi gereken şey 30-40 yıldır Hizmet hareketinin Fethullah Gülen’i siyasetin dışında tutacak bir mekanizma üretememesi. Hizmet hareketinin içindeki bir grubun siyasette aktör haline gelmek istediğini görmek zor değil. Ama Hizmet hareketi Fethullah Gülen’i koruyarak da yapabilirdi. Gülen’in kendi iç dünyasında siyasal hedefler güttüğünü bilmiyorum, fakat kendini bunların dışında tutarak siyasetini başka aktörler üzerinden yapabilirdi. Cemaat bunu yapamadığı için şimdi mecburen Fethullah Gülen üzerinden bir siyasallaşma yaşanıyor. Hizmet hareketinde her şey Fethullah Gülen’e soruluyor, bunun da eleştirilmesi gerekir. Her detay bir insana soruluyorsa ister istemez o insanı siyasallaştırırsınız. Zira Gülen siyasileştikçe toplum nazarında sıradanlaştığı imgesi oluşuyor.”

SEÇİMLERDE AK PARTİ GÜÇLÜ ÇIKARSA BAZILARI YENİLGİYİ KABUL EDECEK

“Seçimlerde AK Parti güçlü çıkarsa bazıları yenilgiyi kabul edecek. Bir savcı bugün çıkıp AK Parti’ye kapatma davası açarsa oyları 3-5 puan artar. Çünkü toplum sandıkta, meydanlarda siyasetin olmasını istiyor. İnsanlar geleceğe yönelik bir şeyler söyleyecek siyasi sistem istiyor. AK Parti dışında geleceğe yönelik bir tahayyül sunan bir parti yok, belki biraz BDP var. Toplumu şu anda mobilize edebilecek partiler AK Parti ve BDP. Diğer siyasi partiler AK Parti’nin yanlışları üzerinden bir şeyler söyleyebiliyor, kendi doğruları olduğu için değil. MHP hızla küçülebilir, hızla büyüyebilir bir parti. Tabanı giderek kayan bir parti. Tabanının yarısı CHP’ye diğer yarısı AK Parti’ye kayan bir parti. Çünkü MHP giderek ideolojik zafiyet gösteriyor. CHP zaten yapısal problemleri olan bir parti. Kendi içinde problemleri var. Muhalefetin bu zafiyetinden dolayı AK Parti’nin başarısı artıyor.”