HAKSÖZ HABER

Etnik kökenin oy dağılımı üzerindeki tesirine yönelik Metropoll tarafından yapılan araştırmanın tartışmalı bir zeminden beslendiği söylenebilir. Etnik kökenin neye dayandırıldığı oldukça tartışmalıyken seçmenlerin oy dağılımına etkisi de aynı şekilde tartışmalı olacaktır. Ancak her şeye rağmen bir belirleyiciliği olduğu da gözden kaçırılmamalı.

Yapılan araştırmaya göre kendisini Türk olarak tanımlayan seçmenin ana eğilimini iktidar partisi oluşturuyor. Onu sırasıyla CHP, İYİ Parti ve MHP takip ediyor. MHP’nin oy oranının eridiğine bir delil olarak gösterilebilecek Türk seçmende %8’lik oy oranı İYİ Parti’ye kayan kitlesini gözler önüne seriyor. Laik seküler Türk seçmen ise CHP’yi desteklemeye devam ediyor. MHP’nin ise eriyen oy oranlarına rağmen siyasette belirleyiciliği düşünüldüğünde AK Parti’nin kendi eliyle inşa ettiği sistemin kendisini nasıl mahkûm ettiğini de bir kere daha gözler önüne seriyor. Yani cari hükümet Türk kökenli seçmeden alacağı oyu bir şekilde alırken MHP ittifakının bir getirisinden söz etmek mümkün gözükmüyor. AK Parti’den ayrılan siyasilerin kurdukları partilerin Türk seçmende –bu araştırmaya göre- çok bir karşılığı yok. Kararsız oy oranı ise %12’lik bir istatistiki veri olarak gözüküyor.

Kürt kökenli seçmenin siyasi tavrı ise yaklaşan seçimlerde belirleyici olacağa benziyor. Kürtlerin en fazla desteklediği parti %32 ile HDP. Onu %29 ile AK Parti takip ediyor. DEVA ve Gelecek Partisi’nin Kürt seçmende bir karşılık bulması AK Parti’ye karşı bir tepkiselliğin ifadesi olarak değerlendirilebilir. DEVA %4.7, Gelecek Partisi ise %2.4 oy oranı ile Kürt seçmeni söylemleriyle söylemek mümkün. Yüksek oy oranına rağmen artık pamuk ipliğine bağlı olan (50+1) siyasi ilişkiler açısından düşünüldüğünde AK Parti’nin MHP ittifakının burada da olumsuz bir karşılığı olduğunu ifade etmek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır. Kararsızların %16 olduğu Kürt seçmenin oy yönelimlerinin ilerleyen süreçte siyasetin gidişatına önemli etkisi olacağı belirtmek gerek. İktidar partisi ya seçmenin parti kapatma tartışmalarıyla HDP’ye itecek ya da politika geliştirememenin bir neticesi olarak yeni kurulan partiler seçmenden teveccüh görecek. İlerleyen günlerde atılacak olan adımlar Türkiye siyasetini uzun bir dönem şekillendireceği benziyor.