1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Eski ABD Başkanı Jimmy Carter’ın çelişkili Filistin mirası...
Eski ABD Başkanı Jimmy Carter’ın çelişkili Filistin mirası...

Eski ABD Başkanı Jimmy Carter’ın çelişkili Filistin mirası...

Abdullah Muradoğlu, Jimmy Carter'ın başkanlık döneminin ardından Filistin meselesinde farklı tutum geliştirdiğini vurgularken başkanlık sürecinde ana akım ABD siyasetiyle uyumlu olduğunu vurguluyor.

12 Ocak 2025 Pazar 16:00A+A-

Abdullah Muradoğlu / Yeni Şafak

Jimmy Carter’ın çelişkili Filistin mirası..

29 Aralık’ta 100 yaşında hayatını kaybeden ABD eski Başkanlarından Jimmy Carter geçtiğimiz Perşembe günü toprağa verildi. Carter Başkanlık döneminden ziyade, Başkanlığa veda ettikten sonraki yaşamıyla dikkatleri üzerine çekti. Sebebiyse, Filistinliler’e verdiği destek idi.

Oysa “Filistin meselesi”nin çıkmaza sokulmasında Carter’ın da payı vardı. 1977-1981 yılları arasında Başkanlık yapan Carter, 1978’de Mısır ve İsrail arasında imzalanan ”Camp David anlaşması”nın mimarıydı. Anlaşma Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ile İsrail Başbakanı Menahem Begin tarafından imzalanmıştı. Arap dünyasında “ihanet anlaşması” olarak eleştirilen “Camp David Anlaşması” Filistinliler’in ortada bırakılmasıyla sonuçlanmıştı.

Carter’ın yanlışı, Mısır ve İsrail arasındaki anlaşmalara Filistinlileri dahil etmemesiydi. “Filistin meselesi” Mısır’ın üç kez İsrail’le savaşa girmesinin sebebiydi. Carter, inisiyatifi Begin’in eline bırakmak gibi büyük bir hata yapmıştı. Begin istediğini almış, ancak Filistinlilerle ilgili olarak verdiği hiçbir sözü yerine getirmemiş, tam aksine yasa dışı yerleşimleri genişletmeye devam etmişti. Carter daha sonraları Begin’in kendisine yalan söylediğini sık sık hatırlatacaktı.

Carter, ABD’nin İsrail politikalarını sorgulama cesaretine sahipti. Ancak görev yaptığı dört yıllık dönemde yasa dışı yerleşimlerin genişletilmemesi için İsrail’e baskı uygulamaktan kaçındı. Diğer yandan ise ABD’nin İsrail’e askeri yardımlarının devam etmesini sağlamıştı.

Carter’dan önceki dönemde Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Dış İşleri Bakanlığı yapan Henry Kissinger “Filistin Meselesi”nin sözde çözümünü ABD’nin ipoteği altına girecek şekilde tasarlamıştı. “Camp David” Kissinger’ın taşlarını döşediği bu uğursuz patikada gerçekleşti.

Kissinger ABD’nin “Filistin Kurtuluş Örgütü”yle görüşmeyeceğine dair İsrail’e söz vermişti. Oysa 1974’te BM Genel Kurulu “FKÖ”yü Filistin halkının meşru temsilcisi olarak tanımıştı. ABD’deki iki partili dış politika kabilesi de Kissinger’ın sinsi tasarımının muhafızlarıydı. “İsrail Lobisi”ne direnemeyen Carter hatasını anladığındaysa çok geç olmuştu. Carter’ı rahatsız eden vicdanıysa Filistin meselesinin çözüme kavuşturulması için çalışmaya sevk etmişti.

Carter İsrail’in yerleşim politikalarına “Apartheid” tanısı koyan ilk Amerikalı liderdi. 2006’da “Filistin: Apartheid Değil Barış” başlığıyla yayınlanan kitabında Carter İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki yerleşim politikalarını Güney Afrika’daki” Irkçı-Ayrımcı(Apartheid)” rejime benzetiyordu. Carter 2016’da Barack Obama’ya görev süresi sona ermeden Filistin devleti’ni resmen tanıması için adeta yalvardı. Carter, Obama’nın bunu yapması halinde diğer ülkelerin de iştirak edeceklerini, böylece Filistin’in “Birleşmiş Milletler”e tam üyeliğinin önünün açılacağına inanıyordu. Ne ki bu çağrılar Washington’daki sağır kulaklara hitap ediyordu.

Eski Başkan Jimmy Carter’ın 2000’li yılların başlarında bölgeye giderek “FKÖ” ve” Hamas” liderleriyle görüşmeler yapması İsrail’i çok rahatsız etti. Carter Haziran 2009’da Gazze’de Hamas Hükümeti’nin Başbakanı İsmail Haniye ile de görüştü. Carter yaptığı açıklamada Gazze seyahatini çileden çıkarıcı ve utanç verici bir deneyim olarak niteliyordu. Carter’ın karşılaştığı manzara korkunçtu. Kuzeydeki binalar önce bombalanmış, ardından enkazları buldozerlerle kuma çevirilmişti. İsrail sınırı boyunca uzanan tarım alanlarıysa boştu. Çünkü İsrail bölgeye giren her canlıya ateş açıyordu. Carter açıklamasının devamında şöyle diyordu:

“F-16’lar ve Apaçi helikopterlerinden fırlatılan Amerikan yapımı bomba ve füzelerin hassas bir şekilde yönlendirildiğini bildiğimize göre, büyük Amerikan okulunun neden tamamen yıkıldığını ve birçok hastanenin neden ağır hasar gördüğünü anlamak zordu. BM ayrıca 50 bin evin tamamen yok olduğunu ya da ağır hasar gördüğünü tahmin ediyor. Filistin parlamentosunun ve diğer resmi binaların tam olarak yıkıldığını gördük.”

Carter, Amerikan bombalarıyla dümdüz edilen “Uluslararası Amerikan Okulu”nun yakınında yaptığı açıklamada, “Halkınıza karşı kasıtlı olarak yapılan yıkımı gördüğümde gözyaşlarımı tutmak zorunda kalıyorum” diyordu. Carter ABD’nin İsrail’e verdiği silahlardan kendisinin de kısmen sorumlu olduğunu itiraf ediyordu. Carter’ın bu açıklamasının üzerinden 15 yıl geçti. İsrail, yine aynı İsrail. Yine Amerikan bombalarıyla hastane, okul, ibadethane demeden, Gazze’yi kuma çevirip, yüzde yetmişi kadın ve çocuk, elli bine yakın Filistinli’yi katletti.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum