HAKSÖZ-HABER

Türkiye’de Esed ve Rusya lehine propaganda yapma işinde kesinlikle Sputnik’ten daha etkili olduğu kesin olan Odatv’de Suriye’de süren savaşa yönelik karartma-saptırma içerikli yayınlar dikkat çekiyor. Çoğu zaman sinsice sürdürülen kampanya bazen kendisini en iğrenç biçimde dışa vurmakta. Bu bağlamda sitenin yazarlarından Nejat Eslen adlı emekli generalin yazıları ise hiçbir mantık ve ölçü tanımıyor.  

Bu general eskisi bugün yazdığı yazıda Suriyeli mazlumları 9 yıldır katleden zalimleri temize çıkarma işine devam etmiş. Üstelik Türkiye ordusuna mensup onlarca askerin daha birkaç gün önce bu zalimler tarafından katledildiği bir vasatta saptırma-yönlendirme çabasından geri durmamış.

“İdlib’de asıl mesele HTŞ’dir” başlığı altında kaleme aldığı berbat yazısından sadece bir bölüm vermek, herhalde tezlerinin ne kadar seviyesiz ve komik olduğunu ortaya koymaya yeter:

“Günümüz Suriye’sinde sorunlu, çatışma yayan bölge İdlib’dir ve İdlib’de aslında ABD ve Rus çıkarları çatışma halindedir.

ABD’nin derin yapısının uzantısı Uluslararası Kriz Grubu’nun imalarına bakılırsa, İdlib’deki cihatçı terör örgütü HTŞ korunmalıdır.

Söz konusu grubun önerisine göre, İdlib’de gerginliği azaltmak amacı ile, Rusya ile Türkiye arasında ateşkes sağlanmalı, HTŞ de bu ateşkese dahil olmalı, M-4, M-5 yolları trafiğe açılmalı, bu yollar Türk ve Rus askerleri tarafından güvenli hale getirilmelidir.

Uluslararası Kriz Grubunun bu önerisini İdlib için ABD planı olarak kabul edersek, terör örgütleri üreterek kullanmakla ünlü olan ABD’nin kendi çıkarları için HTŞ‘yi koruma altına almak istediği sonucuna varabiliriz.

HTŞ cihatçı terör örgütünün ABD’nin talebi ile İdlib’de kalıcı duruma gelmesi ile, sınırımızın hemen dibinde yerleşecek bu örgütün, zaman içinde Türkiye için de ciddi güvenlik sorununa dönüşebileceği unutulmamalıdır.

Rusya ise HTŞ dahil İdlib’deki bütün terör örgütlerinin temizlenmesini istemektedir.

HTŞ, İdlib’de, Türk ordusunun kontrol ettiği bölge içinde varlığını sürdürmektedir; ABD-Rusya arasında bu konudaki çıkar çatışması ve bu konuda verilmesi gereken karar, Türkiye için bölgedeki en ciddi sorunu oluşturmaktadır.

5-6 Mart tarihlerinde Rusya’da gerçekleştirilecek Erdoğan-Putin zirvesinin başarılı olması, büyük ölçüde, Türkiye’nin HTŞ ile ilgili kararına bağlı olacaktır.

-Türkiye, Rusya ile birlikte hareket edip HTŞ’nin yok edilmesine imkan mı sağlayacaktır?

-Yoksa, Türkiye ABD ile birlikte hareket edip HTŞ’nin varlığını sürdürmesine onay mı verecektir?

-Veya sorun zamana mı yayılacaktır?

İdlib sorunu, HTŞ sorunudur. Gerisi teferruattır…”