Esed'in Sığınma Talep Ettiğini Doğruladılar
Suriye'de 2 yıldır halkına kan kusturan Beşşar Esed tünelde ışık görününce kaçacak ülke aramaya başladı.
Türkiye'nin Caracas Büyükelçiliği'ne bilgi veren Venezuela Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'ın siyasi sığınma için Chavez'e mektup gönderdiği iddialarını doğruladı.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'ın, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'e, ülkeden ayrılmak zorunda kalması durumunda, bu ülkeye sığınma talebini içeren bir mektup yazdığı iddiası Türkiye tarafından Venezuela makamlarına soruldu.
Türk Büyükelçiliği'ne yanıt veren Venezuela Dışişleri Bakanlığı, Esed'dan böyle bir mektubun Chavez'e gönderildiğini doğruladı.
Venezuela'daki Türkiye Büyükelçiliği yetkilileri, bu ülkenin Dışişleri Bakanlığı'na giderek, bu yönde bir mektup olup olmadığını ve sığınma talebi içerip içermediğini sordu.
Venezuela Dışişleri Bakanlığı yetkilileri de, Esed tarafından Devlet Başkanı Chavez'e iletilen bir mektup olduğunu doğruladı. Ancak mektubun içeriğine ilişkin bilgi vermekten kaçındı.
Mikdad Gitmişti
Suriye Dışişleri Bakan yardımcısı Faysal Mikdad, Aralık ayı başında Küba, Venezuela ve Ekvador’a giderek temaslarda bulunmuştu. Mikdad'ın taşıdığı mektuplarda, Esed'ın bu ülkelerden sığınma taleplerinin yer aldığı iddia edilmiş, bu iddia Suriye yönetiminde doğrulanmamıştı.
''Şam'da Öleceğim''
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed daha önce Rus televizyonu Russia Today'e verdiği bir röportajda ise 'Şam'da öleceğini' söylemişti.(Akşam)
HABERE YORUM KAT
Biri dinazor, değeri ise, katil! Her ikisi de aslında batıcı söylem ve sömürgeci mantığın birer iz düşümü olan coğrafi keşifler ve deniz aşırı ülke ve toprakların ilrlemecilik adına dönemin batısı tarafından sömürülmesini elzem gören ve hatta yer yer destekleyen, bir açıdan da batının değerlerini savunmayı ideolojik olarak gerkli gören, dına sosyalizm denilen sküler bir ideoloji adına bulundukları yerlerde hareket ediyor/ediyorlardı!
Yanıtla (0) (0)Sonuncusundan başlarsak, bu zevat, sosyalist sistemlerin, kan ve şiddet unsuru kullanılarak, akııtılan göz yaşları üzerine kurulduğu soğuk savaş döneminin bir eseri olarak Suriye halkının başına çöreklenen, islam'dan görünen, ama sapkın bir mezheplilik adına zulüm icra eden bir geleneğin, gülen yüzlü, ablak çehreli katil versiyonuydu. Gidici olduğu aşikâr oluyor!
Diğeri ise, soğuk savaş dönemi sonrası bir vasatta, Amerikan yandaşı ve faşist dikta rejimleriyle yönetilen latin Amerika kuşağında kendine yer bulmaya çalışan, kafasındaki sistemi oturtma uğraşısı içerisinde olan, aama bu kadar özgüvenine, bilgi birikimine vs. rağmen Ortadoğu gerçeğini bilmeyecek, ama buna rağmen sdallayacak kadar da "cesur cahil" bir adam ve dinazorlaşmaya başlıyan bir numune-i timsal bir şahsiyet!
Sağırlar bir birini ağırlar misali, birbirleriyle bulucacaklar, anlaşılan cehennemde de aynı yerde olacaklarkdır!
Zaten boşuna denilmemişti; "ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM!"