Esed rejiminin iddia ettiği gibi Şam gerçekten güvenli mi?
Suriye Kardeşlik Sosyalleşme ve Yardımlaşma Organizasyonu, Esed rejiminin Şam'da yaşamın normalleştiği yönündeki iddiaları hakkında bir röportaj dizisi hazırladı.
Syrian Association for Citizens’ Dignity
Esed rejiminin iddia ettiği gibi Şam gerçekten güvenli mi?
Kışın başlamasıyla birlikte, ülkedeki ekonomik çöküşün mevcut koşulları yüzünden Suriyelilerin trajedisi daha da arttı. Suriyeliler, yüksek fiyatlar, yoksulluk, yerinden edilme, Covid-19 pandemisi ve aşırı soğuk havalar gibi tahammülü zor yüklerin acısını çekmeye devam ediyorlar. Yakıtın olmaması ise durumu daha da kötü hale getirdi. Yakıt sadece karaborsada bulunuyor ve çok yüksek fiyatlara satılıyor. Bu zor koşullar insanların güvensiz ve emniyetsiz hissetmelerine sebep oldu. Yaşlı bir kadınla röportaj yaparak bu konuları konuştuk. Şam Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan A.M. adlı gençle de gençlerin durumu ve geleceğe bakışları hakkında bir röportaj gerçekleştirdik. Bu röportajlar aracılığıyla Suriye’deki güvenlik duygusunu yansıtmak ve Esad rejimi altındaki gerçek yaşamı göstermek istedik. Birçok insanın Suriye’de savaşın bitebileceği ve mültecilerin ülkelerine geri dönmeleri gerektiğini düşünmesine dayanarak, Suriye’de insanların güvensiz hissetmesine sebep olacak çok sayıda güvenlik, ekonomik ve sosyal tehdidin olduğunu göstermek istiyoruz.
F.A ile röportaj:
F.A, Şam’ın güneyindeki Hacer el Esved’de yerinden edilerek Şam kırsalındaki köylerden birine gitmek durumunda kalan yaşlı bir kadın. Onunla röportaj yaparak nasıl hissettiğini ve bu bölgede yaşadığı en büyük korku ve endişelerin neler olduğunu sorduk.
Aslen nerelisiniz?
Aslen Kuneytireliyim ama İsrail köylerimizi işgal ettiğinde ailemle birlikte Hacer el Esved’e göç ettik. Hacer el Esved’de büyüdüm ve orada evlendim.
Ailenizde kaç kişi var?
Evliliğim bir yıldan fazla sürmediği için sadece bir oğlum var. Boşandım ve bir daha hiç evlenmedim ama oğlum evli ve 3 küçük çocuğu var.
Savaş öncesinde hayatınız nasıldı anlatır mısınız?
Çok sakin bir hayatım vardı. Güzel eşyaları olan büyük bir evim vardı. Zengin bir aileden geliyorum. Bu sayede oğlumu yalnız büyütebildim ve o evlendikten sonra bile evimiz çok büyük olduğu için birlikte yaşadık.
Evinizden ne zaman ve ne için ayrıldınız?
2012’nin sonunda güney Şam halkının dediği gibi, büyük yer değiştirme hareketi başladığında yerimden edilerek evimden ayrılmak zorunda bırakıldım. Esed rejiminin savaş uçaklarıyla bombaladığı Yermuk kampı, Hacer el Esved, Yalda ve Babila’da 300.000’den fazla insan evlerini terk etti. Oğlum ve çocukları için endişelendim. Rejimin yoğun pusu ateşi operasyonları sırasında evlerimizi terk ettik ve Zahira’ya ulaşana kadar yaya yürüdük. Sanki yeni doğmuş gibi hissediyorduk.
Şu anda nerede yaşıyorsunuz ve oraya nasıl gittiniz?
Şu anda Cedidet’ül Fadl denen bir bölgede yaşıyorum. Şam’ın birçok bölgesinde yaşadıktan sonra, yaklaşık bir buçuk yıl kadar önce buraya taşındık. Yerimizden edildikten sonra Hama kasabasına yerleştik, ancak güvenlik durumu kısa bir süre sonra daha da kötüye gitti; bu yüzden Ceramana’ya gittik. Ceramana’da ev sahibimiz evin kirasını birkaç kez artırdığı için ekonomik olarak çok zorlandık. Kiramız 45.000’ken, 200.000’e kadar çıktı. Kirayı ödeyemeyince Cedidet’ül Fadl’a taşındık. Beşinci kattaki bir çatı katında yaşıyorum ve oğlum, karısı ve 3 oğluyla beraber kaldığım bu evde bir oda, mutfak ve banyo var. Buranın kirası çok pahalı değil ama evin durumu çok kötü. Günlerdir elektrik yok ve haftada bir su geliyor, bu yüzden sürekli su almak zorunda kalıyoruz.
Peki yaşam şartlarınız nasıl?
Çok kötü! Sadece kendim için demiyorum, ben yaşlı bir kadınım ve geçmişte güzel günler geçirdim. Bu hayatın hem güzel hem acı yanını gördüm ama her şeyden mahrum kalan torunlarım için üzülüyorum. Sağlıklı beslenmeden mahrum bırakıldılar. Bazen küçük bedenleri soğuğa dayanamadığında ağlayışlarını duyuyorum. Yakıt ve gaz fiyatları pahalı olduğu için gücümüz buna yetmiyor, ısınmaları için onları yün battaniyeyle sarmaktan başka bir şey yapamıyorum.
Gelir kaynaklarınız nelerdir ve şu anki durumunuz nasıl?
Tek gelir kaynağımız oğlum. Kendisi inşaat işçisi ve her türlü inşaat ve boya işlerini yapabiliyor. Eline geçen her iş fırsatından yararlanmaya çalışıyor ama siz de biliyorsunuz bu işlerin sabit bir geliri yok ve sürekli iş olmuyor, bu yüzden çoğu zaman işsiz kalıyor. Yurtdışında bana yardım edecek akrabam yok ama Allah bize kendi çocukları Suriye dışında olan muhterem bir kadın gönderdi ve bize yardım ederek her ay bir miktar para veriyor. Hatta kaldığımız odayı ısıtabilmem için bana bir odun sobası alacağına dair söz verdi.
Şu an yaşadığınız yerde kendinizi güvende hissediyor musunuz?
Doğrusu evimden ayrıldığımdan beri kendimi güvende hissetmiyorum ne bir rahatlık ne de bir düzen gördüm.
Allah’a şükür bizi koruyacak ve başımızı sokacak bir çatı bulduk ve çadırlarda yaşamak zorunda kalanlardan daha iyi durumda olduğumu biliyorum. Ama maalesef tüm bu baskılar, acılar devam ederken ve de gelecekte ne olacağını bilmeden asla güvende hissedemeyiz.
Biraz güvenlik durumundan bahseder misiniz? En büyük korku sebebi nedir?
Bölgemizdeki savaş ile Şam ve kırsalındaki top sesleri durmuş olsa da bize karşı birçok suç işleyen bu rejimin korkusu hala devam ediyor. Benim durumum da herkesinki gibi korku ve endişe dolu. Her kontrol noktasından geçtiğimde hala endişeleniyorum. Askerlik zorunluluğu olmamasına rağmen oğlum için de çok korkuyorum, çünkü güvenlik görevlileri birçok suç işliyor ve onların yanında dikkatli olmak gerekir. Bir gün olur da çocukların açlığını dindirecek bir lokma yiyecek bulamam diye korkuyorum. İliklerime kadar işleyen soğuktan korkuyorum. Bu ülkede her şeyden korkuyorsunuz, ürküyorsunuz.
Hacer el Esved’deki eviniz nasıl, oraya geri dönmeyi düşünüyor musunuz? Oraya geri dönmenize engel olan şey nedir?
Evim de tüm mahalle gibi moloz yığınına döndü. Oraya gittiğimde ne bölgeyi ne de sokakları tanıyamadım, ta ki büyük bir yıkıntıya uğramış evimi görene kadar. Keşke gitmeseydim de
görmeseydim. Döndükten sonra gözümde pıhtı oluştu ve neredeyse kör oluyordum ama Allah beni korudu da iyileştim. Ne yazık ki artık geri dönmek imkansız geri dönecek bir şey kalmadı.
Hiç ülkeyi terk etmeyi düşündünüz mü?
Önceleri oğlumun istemesine rağmen Suriye’den ayrılmayı düşünmüyordum. Bu sefil duruma düşeceğimiz hiç aklıma gelmemişti. Kendime sürekli bu yaştan sonra Almanya’da, İsveç’te veya başka bir ülkede nasıl yaşarım diye soruyordum. Ama bugün Suriye’den ayrılmadığım için çok pişmanım. Ben, oğlum ve ailesi hiç olmazsa düzgün bir yaşama sahip olabilirdik.
Suriye’nin ve Suriyelilerin geleceğini, özellikle de genç nesiller açısından nasıl görüyorsunuz?
Yakın geleceğe dair hiçbir umut görmüyorum. Ülke yerle bir oldu ve artık hiç kimse toplumu eski haline getiremez. (Ağlıyor) Gençlere gelince, bu şartlar altında hiçbir gelecekleri yok. Şu an tek isteğim yarına kalmadan ölmek, çünkü tüm bu aşağılanmaya artık dayanamıyorum.
A.M ile röportaj:
Şam Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan A.M. adlı gençle de gençlerin durumu ve geleceğe bakışları hakkında bir röportaj gerçekleştirdik.
Aslen nerelisiniz?
Aslen Rakka Vilayet’indenim, Rakka şehrinde yaşıyordum.
Savaş öncesinde hayatınız nasıldı anlatır mısınız?
Normal bir hayatım vardı. Ailemle birlikte geleceği düşünmeden, günü geçirerek yaşıyorduk; çünkü bir şey olacağından korkmuyorduk. Ama yarın neler olacağını kimse bilemez.
Evinizden ne zaman ve ne için ayrıldınız?
2013 yılında IŞİD’in Rakka’ya girmeye başlamasıyla yerimden edildim ve şehirdeki tüm durum değişti ve üniversiteler de kapatıldı. Bu noktada, durumun gitgide çok kötüye gittiğini, Rakka’da kalmaya karar verirsem geleceğimin yok olacağını ve üniversite eğitimimi tamamlayamayacağımı anladım.
Şu anda nerede yaşıyorsunuz ve oraya nasıl gittiniz?
Şu anda Kudsaya Mahallesi’nde yaşıyorum, birkaç ev ve birkaç şehir değiştirdikten sonra buraya geldim. Kudsaya’da koşullar eskiden istikrarsızdı ama şimdi sakin, ben de oraya yerleşmeye karar verdim.
Peki yaşam şartlarınız nasıl?
Yaşam koşullarım kötü değil çok şükür, hayatımı devam ettirmeye çalışıyorum ama günümüzde işler daha da zorlaştı, fiyatlar yüksek ve ihtiyaçların artmasıyla yaşam daha da zorlaşıyor.
Hayatınızı anlatır mısınız? Gelir kaynağınız nedir ve yaşam olanaklarınız nasıl?
Şu anda yüksek lisansa devam ediyorum ve aynı zamanda çalışıyorum. Ama işimin okuduğum alanla hiçbir ilgisi yok. Okulla işi aynı anda yürütmem gerekiyor. Allah’a şükür şimdiye kadar masraflarımı karşılayabildim. Ama mevcut iş olanakları hiç iyi değil. Çalıştığınız yer okulunuza uzak olduğunda, size uygun bir iş olanağı bile sunmayan bir bölümde okuyarak zamanınızı ve emeğinizi boşa harcadığınız için büyük hayal kırıklığı yaşarsınız. Bu benim için büyük bir şok oldu, ama ben eğitim alanımı seviyorum ve okurken keyif alıyorum.
Şu an yaşadığınız yerde kendinizi güvende hissediyor musunuz?
Şu an eskisinden tamamen farklı olduğundan güvenlik durumu iyi. Artık büyük bir tehdit yok ve gördüğüm kadarıyla her şey yolunda.
Sizin için en büyük korku kaynakları nelerdir?
Bana ve genel olarak gençlere yönelik en büyük korku askerlik meselesidir. Bizi en çok endişelendiren şey zorunlu askerlik. Bu benim için ve herhangi bir genç erkek için korkutucu bir mesele. Kimlik kontrolü yapılan bir rejim kontrol noktası gördüğümüzde büyük bir korku yaşıyoruz ve güvenlik durumu iyi olsa bile güvenlik kontrol noktasının bir terör kaynağı olduğu zihinlerimize kazınmış durumda.
Yakın zamanda evinize dönmeyi düşünüyor musunuz ve ne için dönmek istiyorsunuz?
Tabii ki eve dönmeyi düşünüyorum ve Rakka’ya geri dönmek istiyorum. Sonuçta orası benim evim. Ama Rakka’da olumlu gelişmeler olmasına ve birçok yönden Şam’dan daha iyi olmasına rağmen geri dönmeye çok hevesli değilim; çünkü Şam’ın da iyi yönleri var. Ama neticede yerinden edilmiş birisiniz. Yerinden edilme sadece evinizden veya topraklarınızdan değil, birlikte büyüdüğünüz insanlardan da uzakta olmanız demektir. Sevdiğiniz ve özlediğiniz insanların artık orada olmadığını anladığınızda, Rakka da artık Şam gibi yabancı kalıyor size. Rakka’ya dönersem bir nevi büyük bir hapishanede olacağım, çünkü kısıtlanacağım ve başka bir yere taşınmam veya seyahat etmem engellenecek.
Hiç ülkeyi terk etmeyi düşündünüz mü?
Tabii ki, düşündüm! Bu soruyu 10 gence sorduğunuza, 9’u kesinlikle ülkeden ayrılmak istediğini söyleyecektir. Günümüzde insanların büyük çoğunluğu sosyal çevreleri, eğitim durumları veya işleri ne olursa olsun gitmeyi düşünüyor. İnsanların büyük çoğunluğunun hemfikir olduğu tek şey ülkeden ayrılmak zorunda olduğumuz. Çünkü bu şartlar altında, herhangi bir çözüm umudu yokken ülkeden gitmek mecburi bir durum haline geldi.
Suriye’nin ve Suriyelilerin geleceğini, özellikle de gençler açısından, nasıl görüyorsunuz?
Gelecek benim için anlamsız bir kelimeye dönüştü! Şu anda, gelecek diye bir şey yok! Yarını düşünürken bile üzülüyorum. Geleceği nasıl düşünebilirim ki? İçinde yaşadığımız koşullar, insanın hayatını planlamasına izin vermiyor. Her gün yeni bir beklenmedik şey yaşanıyor ve her gün farklı bir şeye maruz kalabilirsiniz. Yaptığınız her plan zaman kaybıdır ve kurduğunuz tüm hayaller, gerçeğe dönüşmesi imkansız hayaller olarak kalacaktır. Bu nedenle, geleceği düşünmek hatta planlamak çok gereksiz bir uğraş.
Ocak, 2022
HABERE YORUM KAT