Esed Rejiminin Ekonomik Sıkıntıları
Ekonomik kriz karşısında iyice zorlanmaya başlayan Beşşar Esed geçtiğimiz günlerde bir çözüm olarak, 2016 yazından beri başbakanlık görevini yürüten Imad Hamis’i görevden aldı.
Ahmet Varol, Yeni Akit gazetesinde yayınlanan yazısında Esed rejiminin içinde bulunduğu ekonomik çöküntüyü yorumladı:
Suriye’deki dikta rejiminin başkanı Beşşar Esed bir süre önce dayısının oğlu Rami Mahluf ile ihtilaflara düşmüş ve onu vergilerini, devlete olan borçlarını ödememekle suçlamıştı. Rami Mahluf, Suriye’de Baas rejiminin kayırmasıyla ve sunduğu imkanlardan yararlanarak servetini sürekli katlayarak artırmış ve büyük imkanlar elde etmiş bir iş adamı. 2000’li yıllarda ülke ekonomisinin yarıdan fazlasını kontrol eder bir düzeye gelmişti. Tabii rejimin sunduğu imkanların karşılığını da verebilmek için özellikle iç çatışmaların yaşandığı dönemde önemli bağışlarda bulundu ve savaşın yüklediği yükün bir kısmını kaldırmaya çalıştı.
Ancak son yıllarda rejimin gelir kaynaklarının azalması ve ekonomisinin kötüleşmesi üzerine Esed yönetimi zengin iş adamlarından ek haraçlar almak istedi. Bu uygulamadan dayısının oğlunu müstesna tutmadı ve ondan da rejimin ekonomisine katkılarını artırmasını istedi. Yüklenen yük kendisine ağır gelen Rami Mahluf buna itirazda bulundu. Bunun üzerine rejim onu vergi kaçırma, kara para aklama, usülsüz servet elde etme gibi muhtelif suçlamalarla itham etti. Mahluf kendisine yöneltilen suçları reddettiyse de rejim geçtiğimiz Mayıs ayında onun, eşinin ve çocuklarının mal varlığına devlete olan borçlarından dolayı el koydu.
Fakat görüldüğü kadarıyla ülkenin en zengin iş adamının, eşinin ve çocuklarının mal varlığına el konarak kaynak temin edilmeye çalışılması ülke ekonomisini kurtarmadı. Suriye ekonomisi gerçekten büyük bir çöküş yaşıyor. Bunun en önemli yansıması Suriye lirasının değerini iyice kaybetmesi ile görülüyor. Suriye lirası zaten iç çatışmaların başladığı tarihlerden bu yana sürekli değer kaybediyor. Ama son zamanlarda değer kaybı iyice arttı.
Suriye lirasının iyice değer kaybetmesinden dolayı özellikle ülkenin kuzey bölgesinde insanlar ellerindeki parayı Suriye lirası olarak değil Türk lirası veya ABD doları olarak tutmayı tercih ediyorlar. Bu yüzden kuzey bölgede piyasalarda da Suriye lirasından ziyade Türk lirasının ve doların dolaştığı haberlerde dile getirildi.
Esed’in kontrolünde olan bölgelerde Suriye parasının değer kaybetmesinden dolayı fiyatlar sürekli artıyor. Fiyat artışları en çok da gıda maddelerine yansıyor. Verilen bilgilere göre 2019’un Mayıs ayından bu yılın Haziran’ına kadar geçen süre içinde gıda maddelerinin fiyatları %135’e varan oranda arttı.
Paranın iyice değerinin düşmesinden dolayı bazı bölgelerde Esed rejimine karşı gösteriler düzenlendi. Çünkü paranın değerinin düşmesi karşısında insanlar gelirlerini ciddi anlamda artıramazken elde ettikleri gelirle satın alabilecekleri ürünün miktarı sürekli azalıyor.
Ekonomik kriz karşısında iyice zorlanmaya başlayan Beşşar Esed geçtiğimiz günlerde bir çözüm olarak, 2016 yazından beri başbakanlık görevini yürüten Imad Hamis’i görevden aldı. Hamis’in ekonomik sorunlar karşısında başarısız kaldığı gerekçesiyle onu görevden aldığı düşünülüyor. Onun yerine Su Kaynakları Bakanı Hüseyin Arnus’u başbakanlık görevine getirdi. Ancak bu görev değişikliğinin ülke ekonomisini rahatlatma ve krizin çözümü konusunda bir şey sağlayacağı düşünülmüyor. Çünkü yeni başbakanın elinde sihirli formüller yok. O da mecburan hakim şartlara göre bir siyaset geliştirecek. O yüzden Esed’in de bu değişiklikten bir beklentisi olduğunu sanmıyoruz. Ama en azından tepkileri yatıştırmak ve kamuoyuna ekonomiyi düzlüğe çıkarmak için bir şeyler yaptığı intibaı vermek amacıyla böyle bir değişikliğe gitme ihtiyacı duymuş olması ihtimali var.
Suriye ekonomisinin kötüleşmesinin birinci etkeni tabii ki dokuz yıldan fazla süredir devam eden iç çatışmalar. Ama son yıllarda İran’a uygulanan ambargonun bu ülkenin ekonomisini derinden sarsması doğal olarak Suriye ekonomisini de etkiledi. Çünkü İran, Suriye’deki savaş ekonomisinin yüklerinin hafifletilmesi için bu ülkeye bayağı katkıda bulunuyordu. Şimdi İran daha çok kendi başının derdiyle uğraşmak zorunda.
HABERE YORUM KAT