Suriye’deki üniversiteler ile enstitülerde öğrencilerin haklarını savunmak amacıyla 1963 yılında kurulan Suriye Ulusal Öğrenci Birliği, Esed rejimi döneminde öğrencilere baskı ve zulüm aracı haline geldi. Rejimine karşı olan öğrenciler kampüslerinde bulunan sivil kıyafetli güvenlik görevlileri ve üniversitede önemli pozisyonlarda bulunan muhbirler tarafından fişlenerek tutuklandı.

ARKADAŞLARIMI ÖLDÜRDÜLER

Rejimin baskısı altında Şam Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde okuyan Karam Al Hrakı (32), yaşadıklarını Yeni Şafak’a anlattı. Esed rejiminin suçlu uygulamalarına karşı protestolar yapmaya başladıklarını ifade eden Al Hrakı, “27 Temmuz 2012’de protestoya katıldığım için Suriye Öğrencileri Ulusal Birliği tarafından tutuklandım. Şiddetli bir şekilde dövüldüm. Sonra, beni rejim askerlerine teslim etti. Filistin Şubesi denilen hapishaneye götürüldüm. Burada 16 gün tutuklu kaldım. Ardsından serbest bırakıldım. Haklarımı koruması beklenen Suriye Ulusal Öğrenci Birliği yüzünden tutuklanan çok sayıda arkadaşım işkenceler nedeniyle öldü” diye konuştu.

ÖĞRENCİLER ÖZGÜR OLACAK

Yaşadıkları nedeniyle üniversiteden ayrıldığını belirten Al Hrakı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatay geçiş ile İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi’nde eğitimimi tamamladım. Suriye’nin özgürlüğüne kavuşmasının ardından Suriye’ye döndüm. Bundan sonra Suriye Öğrenci Birliği'ni yeniden şekillendirme çalışmalarında yer almak istiyorum. 5 gün önce başladık ve şu anda tüm Suriyeli üniversite öğrencilerini kapsayan genel bir öğrenci konferansı hazırlık aşamasındayız. Suriye içinde ve dışında yaklaşık 2 bin 500 öğrenciye ulaştık. Tüm Suriyeli öğrencilere ulaşmayı hedefliyoruz, böylece Öğrenci Birliği onların gerçek ve demokratik bir temsilcisi olması gerektiği gibi olacaktır.”

Muhbirler bizi ifşalıyordu

• Aynı dönemde üniversitede eğitim gören Sohaip Derbas ise, “Her geçen gün artan baskılar nedeniyle birçok öğrenci tutuklanıyor sınava girmekten mahrum bırakılıyorduk. Suriye Ulusal Öğrenci Birliği, rejim adına çalışıyordu ve muhbirlerden oluşuyordu. Herhangi biri hoşlarına gitmezse ya da gösterilere katılırsa tutuklanıyordu ya da bazı sınavlara girmesi engelleniyordu. Ayrıca bu muhbir gruplarına üye olan kişiler üniversitede önemli pozisyonlara sahipti. Birçok arkadaşımıza ağır işkenceler uygulandı bu nedenle psikolojik travmalar yaşadılar” ifadelerini kullandı.