'Esed Rejimi Dönmek İsteyen Mültecilerin Çoğunu Kabul Etmiyor'
Lübnan Mülteci İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı, ülkedeki Suriyelilerin vatanlarına gönüllü olarak dönmeleri çalışmaları kapsamında Esed rejimine isim listelerini sunduklarını ancak karşı tarafın bu listelerin çoğunu reddettiğini söyledi.
Lübnan Mülteci İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Muin el-Merabi, ülkedeki Suriyelilerin vatanlarına gönüllü olarak dönmeleri çalışmaları kapsamında Esed rejimine isim listelerini sunduklarını belirterek "Ancak Esed rejimi dönmek isteyen mültecilerin çoğunu kabul etmiyor." dedi.
Bakan Merabi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lübnanlı makamların, ülkedeki Suriyelilerin vatanlarına gönüllü olarak dönmeleri çalışmaları kapsamında Esed rejimine isim listelerini sunduğunu ancak karşı tarafın listelerin çoğunu reddettiğini aktararak bu nedenle ülkelerine dönen Suriyelilerin sayısının düşük olduğuna ve mültecilerin vatanlarına dönüşünün yıllar alabileceğine işaret etti.
Suriye'deki savaş sona ermeden ve siyasi çözüm bulmadan mültecilerin tümünün ülkelerine dönmelerinin mümkün olmadığına dikkati çeken Merabi, "Esed rejimi, ülkedeki demografik yapıyı değiştiriyor. Lübnan'daki Suriyeli mülteciler, savaşçı veya herhangi bir gruba mensup olmayan sivillerdir. Savaştan kaçan bu insanların silahları yok ve savaşmak istemiyorlar. Bunların tek dertleri, Suriye'de işlenen suçlardan kaçarak güvenli bir yer bulmak." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Merabi, Suriyeli mültecilerin genel anlamda ülkelerine dönmek istediğini ancak Esed rejimi tarafından cephelere gönderilmekten korktuklarını belirtti.
Lübnan iç savaşı (1975-1990) sırasında yaşanan göçü ve savaşın sona ermesiyle insanların evlerine geri dönmesini örnek gösteren Merabi, Suriye'de tüm mültecilerin vatanlarına dönmeleri için savaşın bitmesi ve siyasi çözümün bulunması gerektiğini kaydetti.
"Soçi Mutabakatı umutların tükendiği anda geldi"
Lübnanlı bakan Rusya'nın Soçi kentinde 17 Eylül'de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında gerçekleştirilen zirveye işaret ederek, "Soçi Mutabakatı, İdlib krizi için mükemmel bir çözüm oldu. Mutabakatın sorunsuz bir şekilde hayata geçmesini ve kalıcı olmasını temenni ederiz." ifadelerini kullandı.
Soçi Zirvesi'nde çıkan mutabakatın, Türkiye'nin önemli insani çalışmalarından biri olarak kayıtlara geçtiğini dile getiren Merabi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Soçi Mutabakatı olmasaydı bölgede, yüz binlerce sivilin ölmesine ve yaralanmasına yol açacak saldırılar yaşanırdı. Ayrıca Türkiye'nin yanı sıra Ürdün ve Lübnan gibi komşu ülkelere sığınmak zorunda kalan milyonlarca insan yerinden olurdu."
"Soçi Mutabakatı umutların tükendiği anda geldi" diyen Merabi, İdlib konusunda umutların tükendiği ve olayın patlak verme noktasına geldiği bir anda Soçi Mutabakatı müjdesini aldıklarını kaydetti.
"Rejim demografik yapıyı değiştiriyor"
Esed yönetiminin, kendisine bağlı 10 milyon nüfuslu bir Suriye'yi, 20 milyonu muhalif 30 milyonluk bir Suriye'ye tercih ettiğine vurgu yapan Merabi, "Rejim, Suriye'deki demografik yapıyı değiştirmek için yüz binlerce hatta milyonlarca insanı ülkeye getirerek mülteci durumuna düşenlerin yerlerine yerleştiriyor." dedi.
Beşşar Esed rejimi tarafından geçen nisan ayında çıkarılan ve Suriyelilerin ülkelerinde bıraktıkları gayrimenkullere el konulmasını öngören "10 sayılı gayrimenkul yasasını", İsrail'in işgal altındaki Filistinlilere ait toprakları gasp etmeye benzeten Merabi, Şam yönetiminin attığı tüm bu adımların Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesini zorlaştırdığını belirtti.
Suriye'deki Esed rejimi tarafından geçen Nisan'da çıkarılan ve Suriyelilerin ülkelerinde bıraktıkları gayrimenkullere el konulmasını öngören "10 sayılı gayrimenkul yasası", yaklaşık 1 milyon 500 bin Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Lübnan'da tartışmalara neden olmuştu.
"Suriye'de göçmen trajedisinin en büyüğü yaşanıyor"
Rejimin dünya tarihinde benzeri az bulunan trajedilere yol açtığını ve artık buna son verecek çözümün üretilmesi çağrısı yapan Lübnan Mülteci İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Merabi, "Bugün Suriye'de, göçmen trajedisinin en büyüğü yaşanıyor. Suriye hala güvenli değil ve çatışmalar henüz durmadı. Ölümler, bombardıman, varil bombaları ve yıkımlar sürüyor." dedi.
Suriye halkının, Türkiye, Lübnan ve Ürdün başta olmak üzere dağıldıkları 46 ülkeye turistik gezi için gitmediklerini hatırlatan Merabi, şunları söyledi:
"Bu insanlar, Suriye'de Esed rejiminin yanı sıra Hizbullah ve İran yanlısı güçlerin yaptığı katliamlardan kaçmak zorunda kaldı. Lübnan'da bulunanlar da aynı şekilde çocuk ve kadınlarını korumak amacıyla geldi. Suriye'deki durum ise hala değişmiş değil, çünkü her gün ölümlere yol açan yeni haberler duyuyoruz. Suriye'de henüz mültecilerin evlerine dönüşünü teşvik edecek siyasi bir çözüm olmadı."
HABERE YORUM KAT