1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. "Eş-şaab yurid Ketaibi'l Kassam"
"Eş-şaab yurid Ketaibi'l Kassam"

"Eş-şaab yurid Ketaibi'l Kassam"

Mehmet Garip Tanyıldızı, Aksa Tufanı'na dair yapılan değerlendirmelerdeki eksiklikleri vurgularken Filistinlilerin meseleyi en doğru şekilde kavrayanlar olduğunu ifade ediyor.

28 Ekim 2023 Cumartesi 16:30A+A-

Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam

Aksa Tufanı'nın reel politiği

"Sapan taşların yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim"

Necip Fazıl

İsrail'e tarihinin en büyük travmasını yaşatan Aksa Tufanı Operasyonu, bu başarısına rağmen stratejik sonuçları bakımından birtakım kesimlerce tartışma konusu oldu.

İdeolojik olarak Hamas'ın karşısında konumlananlar, askeri açıdan başarısı reddedilemeyecek operasyonu reel politik yönden eleştirmeye yöneldiler.

"Hamas kazandı mı kaybetti mi?" sorusu bağlamında ele alınan bu tartışmada cevaplar konuya hangi düzlemden bakıldığını da gösteriyor.

Birinci teze göre; Hamas kazandı çünkü bu operasyonla İsrail'i provoke etmeyi başardı ve radikalleştirdi. Radikalleşen İsrail, irrasyonel bir şekilde büyük katliamlara girişecek ve uluslararası aktörler Tel Aviv yönetiminin karşısında yer alacak. Hamas, İsrail'in dünya kamuoyunda yalnızlaşmasını sağlayarak reel politik açıdan bir başarı elde etmiş olacak.

İkinci teze göre; Hamas kaybetti çünkü ABD ve Avrupa operasyonu bahane ederek İsrail'e koşulsuz destek sağlayacak ve İsrail katliamlarını pervasızca sürdürecek. Hamas İsrail'e büyük bir travma yaşattı ama bunun sürdürülebilirliği yok. Hamas'ın operasyonunun sertliği Filistin sorununa desteği azalttı ve karşıtlarının elini rahatlattı. Dolayısıyla, Hamas uluslararası arena da yalnızlaşarak stratejik olarak bir kaybetmiş olacak.

Bu iki tezin de temel yanılgısı, Aksa Tufanı Operasyonu'nun ideolojik aktörlerin siyasal konumlanmalarını reel anlamda değiştireceği düşüncesi.

Zira, günlük politik manevraları bir kenara bırakırsak, söylemlerin dozajı değişmekle birlikte, dünya devletleri ve uluslararası/yerel aktörler Filistin meselesine dair konumlanmalarını koruyor.

Yani, Aksa Tufanı Operasyonu ve Siyonist rejimin katliamları ile Filistin'i destekleyen hiçbir aktör İsrail'i desteklemeye başlamadı, tam tersi de olmadı.

Dolayısıyla, bu sorunun cevabını kimin taraftar topladığı veya kaybettiği ölçütüyle cevaplamak doğru değil.

Acaba, soru da yanlış olabilir mi?

Belki, de "Hamas kazandı mı kaybetti mi?" sorusu yerine Aksa Tufanı Operasyonu ile Hamas'ın ne kazandığı veya ne kaybettiğine yoğunlaşırsak ilk sorunun da doğru cevabına ulaşabiliriz.

Hamas'ın kaybettiği iddiasının yegane dayanak noktası uluslararası arenadaki meşruiyetini kaybettiği varsayımı.

Oysa, Hamas Batı'da zaten terör örgütü olarak görülüyordu ve bu noktada herhangi bir değişiklik söz konusu olmadı.

Peki, Hamas ne kazandı?

Öncelikle, Hamas'ın Müslüman halklar nezdindeki itibarının katbekat arttığını söyleyebiliriz.

Ancak bu, reel politik bir kazanım sayılmayabilir.

Aksa Tufanı'nın İsrail'in "yenilebilir" ve "dokunulabilir" olduğunu göstermesi de, bunun önemini göremeyenler tarafından "idealist bir bakış" olarak görülüp reel politik bir kazanım sayılmayabilir.

Hamas'ın en büyük reel politik kazanımı İsrail'e karşı bir "irade" ortaya koymuş olmasıdır.

Çünkü, İsrail'in şimdiye kadar sergilediği pervasızlığın en büyük sebebi karşısında bir "güçlü bir irade" görememesiydi.

Müslümanların birlikte hareket edememeleri İsrail'in, İslam topraklarında adeta "köpeksiz köyde değneksiz gezebileceğini" zannetmesine, dilediği gibi at koşturabileceğini düşünmesine sebep oluyordu.

İsrail'e karşı Gazze'de ortaya konan iradenin reel politik yansıması, İsrail'in başarısız kara harekatı girişiminin ardından şehri bombalarken Batı Şeria'da ortaya çıktı.

İşgal altındaki topraklarda İsrail'i protesto eden Filistinli gençler "Eş-şaab yurid Ketaibi'l Kassam" yani "Halk Kassam Tugayları'nı istiyor" diye haykırdı.

Sapan taşlarıyla İsrail tanklarına karşı koyan çocukların çocukları direnişin hiçbir zaman sıradanlaşmayacağını gösterdi.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum