Suriye İntifadası'nın birinci yılını doldurması münasebetiyle, Erzurum Lalapaşa Camii avlusunda toplanan müslümanlar, Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu olarak, Suriye’de Esad diktatörlüğünün işlediği cinayetleri protesto ettiler. Mehmet ÖKSÜZ'ün Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Buruc Suresi'nin mealinin okunmasından sonra Zafer Fatih IRGAT'ın okuduğu basın açıklamasıyla devam etti. Esad rejimi aleyhine "Tekbir", "Yaşasın Küresel İntifada", "Kahroslun Esad'ın Katil Çetesi", "Suriye Halkı Yalnız Değildir", "Suriyeye Özgürlük Direnişle Gelecek", "Hama'ya, Humus'a, Direnişe Bin Selam", "Kelime-i Tevhid" vb sloganların atıldığı protesto, Halis KILIÇ'ın okuduğu dua ile son buldu.

Basın Açıklamasının Tam Metni

Bismillahirrahmanirrahim

İslam Coğrafyası’nın, Emperyalist güçler tarafından işgal edildikten sonra  yapay sınırlar ve yapay sorunlar merkezinde ayrıştırılıp hain zorbaların ellerine teslim edilişinin üzerinden bir hayli zaman geçti. Bu zaman zarfında müslüman halkların kukla diktatörler eliyle düçar kaldığı acılar, işgalci katillerin zulmünü gölgede bırakan örneklerle dolup taşmıştır. Katliam, işkence ve tecavüzlerin özellikle Irak ve Suriyedeki yüzünü, İslam düşmanı olan BAAS İdeolojisi üstlenmiştir. Halkın iradesi dışında yönetim mekanizmalarını ele geçiren darbeci  BAAS kadroları, başlarında bulunan diktatörlerini  adeta bir İlah konumunda görüp gösterirken, ülkenin asıl sahibi olan halkı bu zorba ilahlara kulluk yapma mecburiyetiyle başbaşa bırakmışlardır. Ne zaman ki müslüman halkın islami talepleri, insani itirazları sözkonusu olmuşsa;  gözü dönmüş BAAS  cellatları hiçbir sınır ve değer gözetmeksizin talep sahiplerini imha etmeyi seçmişlerdir.

Suriyede Baba Hafız Esad’ın 1982 yılında 40 bin mazlum müslümanın hayatına kastettiği HAMA katliamı, Irakta Saddam Hüseyin’in  1988 yılında gaz bombalarıyla 5 binden fazla masum sivili katlettiği Halepçe Cinayeti, BAAS zihniyetinin birer utanç vesikası olarak müslüman halkın zihinlerinde ve kalplerinde unutulmaz izler bırakmıştır. Şimdi ise babasının izinden giden Beşşar Esad ve BAAS cellatları, tüm Suriyeyi adeta ikinci bir Hama’ya, Halepçe’ye çevirmiş durumdadırlar.

Dera’ şehrinde duvara yazı yazan çocuklara yönelik operasyonla başlayan Suriye İntifadası bugün bir yılını geride bırakmıştır. Katil BAAS güçlerinin on yıllardan beridir işledikleri suçlardan bıkmış olan Suriye Halkı Tunusta, Mısırda, Libyada olduğu gibi diktatörlerden kurtulup özgürce ve insanca yaşamanın kavgasını vermeyi seçmiştir. Bizler, Suriyeli kardeşlerimizin diktatörlere, zalimlere ve tağutlara isyan edip başkaldırma haklarının tartışılamaz bir hak olduğunu biliyor ve hiç kimsenin de Suriye halkından katillere boyun eğip zalim rejime rıza göstermeyi bekleme konumunda olamayacağına inanıyoruz.

İslami inancını özgürce yaşamak isteyen Suriye Müslümanlarının katil Beşşar Esad’ın azınlık diktası tarafından nasıl bombalandığını görüyoruz. Baas cuntasının her geçen gün dozunu arttırdığı katliam ve işkencelerin Suriyede olup bitenleri hiçbir stratejik komploya, mezhepçi fanatizmin arzularına mahal vermeyecek şekilde gözler önüne serdiğine inanıyoruz. Dera’da, Hamada, Humusta katledilen insanların, tecavüze uğrayan kadın ve çocukların, Kerem Zeytun Mahallesinde bıçaklarla doğranan çocukların yaşam haklarına kastetmeyi meşru kılacak hiçbir stratejik gerekçe ve endişenin İslamla yanyana getirilemeyeceği aşikardır.

Suriye halkının özgürlük direnişi ve Ortadoğu Müslümanlarının intifadası yerli diktatörler kadar Emperyalist zalimlerin de korkusu haline gelmiştir. Çarpıtılanın aksine İsrail ve destekçileri için Beşşar Esad Suriyesi hiçbir çatışmanın olmadığı en güvenilir sınır konumunda olduğu için bu güven duvarını kaybetmek istememektedirler. Libyada müdahale için can atanlar, Suriyede süreci sözde görüşmelerin, etkisiz toplantıların kucağına atarak Beşşar Esad zalimine zaman kazandırmaktadırlar. Ortadoğu intifadasının başından beri kendilerine rol biçip süreçten rant elde etmeyi gözeten Küresel müstekbirler, Suriye üzerinden hareketle Müslüman halkları mezhep merkezli bir girdabın içine çekmeyi hedeflemektedirler. Bu noktada inkılabi bir devrimin varisi olan İranın mazlum Suriye Halkını Zalim Baas çetesinin insafına terk etmesi anlaşılacak gibi değildir. Tamamen mezhebçiliğin ve kendisini dine eşit; dini de kendisinden ibaret görmenin açmazıyla Baas rejimine verdiği bu desteğin tam da Amerika ve İsrail başta olmak üzere Emperyalist güçlerin arzu ettiği mezhebçi çatışma girdabına hizmet ettiği göz önündedir.

Biz inanıyoruz ki Suriye halkının meşru direnişi Sadece zalim Beşşar Esad diktatörlüğünü yıkmakla kalmayacak; aynı zamanda hem mezhebi körlüğün kucağına düşenlerin gayrı İslami tutum ve komplolarını, hem de Küresel Müstekbirlerin rantçı heveslerini kursaklarında bırakacaktır.

 Bizler her hesap sahibinin üstünde hesap görücü olan ve mazlumların yegane destekçisi olan Allah’ın zafer vaadine güveniyoruz. Rabbimizin mübiyn kitabı Kur’an’ın ve Allah Resulünün pak sünnetinin Rehberiyetini, siyasal takiyyeci, mezhebçi rehberiyyetlere tercih ediyoruz.  İbrahim Suresi 42. Ayetini rehber ediniyoruz : ““Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Allah onların cezasını gözlerin korkudan yerinden fırlayacağı bir güne kadar ertelemektedir.”

Hud Suresi 113’ün rehberliğiyle bir kez daha uyarıyoruz :” Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez. “

Bu cümleden olmak kaydıyla biz, Müslüman Erzurum halkı olarak, Suriyeli kardeşlerimizin özgürlük mücadelesini desteklemeyi insani bir görev olmanın ötesinde İslami bir sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü bizler biliyoruz ki, masum bir canı katletmek bütün insanlığı katletmek gibidir. Yine biz biliyoruz ki mazluma karşı zalimlerle dost olunmaz. Zulüm kimden gelirse gelsin zulme karşı, mazlum kim olursa olsun mazlumdan yana olmak İslami şiarımızdır. 

Suriyede işlenen cinayetlerden Müslümanları haberdar etmek için çalışan Gazeteci kardeşimiz Adem Özköse ve kameraman Hamit Coşkun un zalim Suriye istihbaratının elinden sağ salim kurtulup ailelerine kavuşmalarını Allahtan diliyoruz.

 

DUA

Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd, Resul'ü Muhammed (s.a.v)'e ve kıyamete kadar,zalimlere karşı O'nun direniş yolunun takipçiliğini yapan müminlere selam olsun.

Rabbimiz! Firavunlaşmış zalimlerin karşısında, direnen mazlumların safında olmayı bahşettiğin için Sana hamd ediyoruz. Bizleri her daim mazlumun yanında, zalimin karşısında olanlardan eyle.

İçinde bulunduğumuz bu günlerde Ashab-ı Uhdud gibi ateş altında kavrulan mazlum Suriye Halkının feryatlarını zalimlerin kahrına vesile eyle.

On yıllardan beridir Müslüman halklara kan kusturan, ekini ve nesli talan eden, hiçbir sınır tanımayan, hiçbir ahite riayet bilmeyen, hiçbir hürmete saygısı olmayan zalim diktatörlerin bir bir devrildiği kervana, Katil diktatör Beşşar Esad ve Baas Çetesini de dahil eyle.

Rabbimiz ! Şehirleri harab eden, masumların iffetine el uzatıp leke süren, çocukları bıçaklarla doğrayan, insanları Beşşar resimlerine secde ettiren, mescitleri basıp kitabını yakan, ölmüş insan cesetlerini parçalayan, terk edilmiş evleri yağmalayan azgın Baas katillerini kahr-u perişan eyle.

Onların çabalarını hüsran eyle. Planlarını bertaraf eyle. Fırsatlarını ellerinden alıp imkanlarını onlara eyvahlar olarak dönen ziyan eyle. Yüreklerine izzetli kullarının korkusunu sal. Onları birbirlerine düşürüp ittifaklarını paramparça et.

Rabbimiz bu diktatörleri İslam ümmetinin başına musallat eden Zalim Emperyalistlerin heveslerini kursaklarında bırak. Müslüman coğrafyayı kan ve gözyaşına boğan Yahudi, Haçlı ve Putperest Emperyalistleri mazlum halkların eliyle darmadağın eyle. Kafirleri dost edinip mazlum Müslümanların başına diktatör kesilenleri kahreyle.

Müslüman ümmete yeniden dirilmeyi ve Yeryüzünü tevhid ve adaletin ışığıyla imar etmeyi nasib eyle. İslam dünyasının dört bir yanında akan Müslüman kanını, ödenen bedelleri, toprağa düşen şehitleri, kafirler, zalimler ve işbirlikçiler için ateş; Müslümanlar için diriliş ve vahdet vesilesi eyle.

Bizleri ırkçı ve mezhebçi fitnelere saplanmaktan, mezhebini din edinmekten, zalimlere meyletmekten ve huzuruna mazlum kanına bulaşmış olarak gelmekten muhafaza eyle. Bu kirlere bulaşanlarımızı ıslah eyle, Ümmetin vahdetine balta vuranların hakikati görmesini ve yanlışlarını düzeltmelerini nasib eyle.

Rabbimiz! Şüphesiz Müslüman Suriye halkı yalnız sana güvenip dayandı. Mazlumları yardımından, rahmetinden mahrum etme. Direnen halkın ayaklarını yolunda sabit ve sağlam kıl. İmkanlarını genişlet, imanlarını pekiştir.

Rabbimiz! Bizim de günahlarımızı bağışlayıp imtahanımızı kolaylaştır. Acziyetlerimizi, çaresizliğimizi, dağılmışlığımızı, dünyevileşmişliğimizi, vurdumduymazlığımızı bize kahır vesilesi eyleme.

Rabbimiz! Bizler Mazlum Suriye halkından ve tüm mazlumlardan yana olduğumuzu ilan edip, yeryüzünün tüm zalimlerinden uzak olduğumuzu ilan edip sana yöneldik. Bizleri yanıbaşında katledilen kardeşlerine yabancı duran, mazlum kardeşinin feryadını bir futbol maçı kadar önemsemeyen, dünyevileşmiş, bireyselleşmiş kalabalıklardan beri eyle. Bu duyarsızlığı onlardan giderip uyanmalarını nasib eyle.

Rabbimiz! Senden Mazlum Suriye halkının ve tüm direnen Müslümanların çabalarını zaferle sonuçlandırmanı dileriz.

İman edip Salih ameller işleyen ve şüphesiz ben Müslümanlardanım diyen doğru sözlü kullarından olmayı nasib eyle. Şüphesiz ki ibadetlerimiz, namazımız, hayatımız ve ölümümüz senin rızan için olsun diler ve son nefesimizi Müslüman olarak vermeyi arzu ederiz.

Rabbimiz! Saltanatının azametine, zatının hükümranlığına yaraşır hamd sana mahsustur. Şüphesiz sen kendini övdüğün gibisin. Resulun Muhammed (s.a.v) ve tüm hakikat direnişçilerine selam olsun! Elhamdulillahirabbilalemin.