Ermenistan ile normalleşme bölge halklarının kazancıdır
Aydın Ünal, Paşinyan'ın Cumhurbaşkanlığı törenine katılmasının önemine dikkat çekerken Türkiye'nin politik tavrını ön plana çıkartıyor.
Aydın Ünal / Yeni Şafak
Erivan’a da bahar gelir mi…
...
Osmanlı’nın sadık tebası olan Ermeniler 1915 öncesinde bazı ülkeler tarafından kandırıldı, tahrik edildi ve yanlış yönlendirildiler. Bir kumar oynadılar ve kaybettiler. Bedeli, aynı ülkenin toprakları içinde bir tehcir oldu. Bu tehcir sırasında da maalesef hem Türk ve Kürtler, hem de Ermeniler acımasızca zulme uğradılar.
Ermeni mezalimi millet olarak bizim de hafızamızda canlı ama biz bunu hayatımızın merkezinde tutmuyoruz. Bizim bir Ermeni veya Ermenistan meselemiz yok. Dedim ya, acılara takılıp kalsak, son 150 yılda yaşadıklarımızın yasını tutmaktan yaşamaya fırsat bulamayız. Ermenistan halkı ve Ermeni diasporası ise, şaşırtıcı şekilde, 108 yıl önceki olayı her saniye, her an diri tutuyor. Ateş bir türlü sönmüyor, olayların dumanı hala tütüyor.
1993 yılına kadar Sovyet işgali altında kalan Ermenistan, bağımsızlığını ilan ettikten sonra da ulusal kimliğini 1915 olayları üzerine inşa etti. Oysa buradan sağlıklı bir ulusal bilinç oluşmaz, yaralı bir ulus bilinci oluşur.
Yaralı ulus bilincinin Ermenistan’a bedeli çok ağır: Kapalı bir devlet. Kötü ekonomi. Ağır işsizlik… Bugün Ermenistan, tüm bir ülke olarak, 1900’lerin başında zamanın durduğu köhne, metruk bir köye benziyor.
Ermenistan’ın açılım ve atılım yapmaya yeltendiği zamanlarda da tuzu kuru Ermeni diasporası devreye girip reformu engelliyor. Dünyanın her yerine dağılıp refah içinde yaşayan, özellikle Avrupa (Fransa) ve ABD’de günlerini gün eden Ermeniler, değişime şiddetle karşı çıkıp Ermenistan halkını sefalete mahkûm ediyorlar. Örneğin Kim Kardaşyan, Cher gibi dünyaca ünlü Ermeniler barış yerine kin, öfke, intikam duygusunu her fırsatta öne çıkarıyorlar.
Ermenistan, Azerbaycan karşısında ağır bir yenilgi aldı. Bu yenilginin, Ermenistan’da değişim için de fırsat oluşturduğuna şüphe yok. Ermenistan bu yenilgi sonrası kendisini sorgulayabilir, değişebilir, dünyaya açılabilir ve refaha kavuşabilir.
Azerbaycan kazandığı zafer sonrasında, büyük devlet anlayışıyla Ermenistan’la hem kendisinin hem Türkiye’nin ilişkileri yeniden kurmasına sıcak bakıyor. Cumhurbaşkanı’mızın yemin ve göreve başlama törenine Aliyev’in de katılmış olması ve kameralar önünde Paşinyan’la el sıkışmaları da zaten buna işaret ediyor.
Paşinyan’ın, en mutlu günümüzde Türkiye’ye gelmiş olması, törenlere katılması işte bu bağlamda çok mühim. İlişkilerin normalleşmesi Ermenistan’ın çehresini değiştirir, Ermenilerin refahını uçurur, bölgenin güvenliğine katkı sağlar. Normalleşme Türkiye ve Azerbaycan için çok kritik değil kuşkusuz; bizim için hayat devam ediyor. Ama Ermenistan’la normalleşmenin ardından Zengezur Koridoru’nun daha hızlı inşası sağlanacak ve Azerbaycan’la karayolu üzerinden kucaklaşmamız mümkün olacaktır. Bu da hiç az şey değil. O arada Erivan’a da rahatça, vizesiz, pasaportsuz gidip, Ağrı Dağı’nı bir de oradan izlemek de güzel bir kazanç olmaz mı?
HABERE YORUM KAT